Adalet
Okumaya başladığınız bu yazıyı lütfen, siyaset ve muhalefet etmek maksadı güden bir İl Başkanının yazısı olarak değerlendirmeyin. Bu yazının sahibi iki kız çocuğunun geleceği için tedirgin, yorgun, umutsuz ve çaresiz zavallı bir babadır.
Kızlarım için tedirginim çünkü 20 yıldır Türkiye'yi yöneten Tayyip Erdoğan ve partisi AKP'nin kadınlara yönelik özgürlük anlayışı başörtüsüne endeksli.
Kadınlarımız özgürce başını kapatıyorsa özgürdür, kapatamıyorsa özgür değildir, gerisi teferruattır. 20 senedir saçma sapan adamların kadınlar hakkında ipe sapa gelmez açıklamalarını lütfen hatırlayın.
20 senede eğitimde sistem ve sınav düzeni kaç kere değişti... Kaç nesil heba oldu.... İmam Hatip'lere karşı değilim, fakat bütün okullar İmam Hatip oluncaya kadar çocuklarımıza rahat yok. Vizyonları ve çapları bu kadar.
Herkesin AKP yönetimi altındaki Türkiye için tedirgin ve umutsuz olduğu en önemli husus şüphesiz ki "Adalet" kavramıdır.
Adalet denilince insanlarımızın aklına sadece adliyeler geliyor. Adli Adaletle ilgili de toplumda çok ciddi güven kaybı var. Her gün ülkenin bir köşesinden anormal hukuk kararları çıkarken, insanlar televizyonlarda kadın programlarında adalet ve hukuk arıyorlar.
İnsanımızın çaresizlikle Müge Anlı'dan adalet talep etmesinden utanç duyuyorum. Bu durumdan utanç duyması gereken Adalet Bakanı'nda tık yok.
Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomiyi kendi damadına, adaleti de yol arkadaşı Şeref Malkoç'un damadına teslim ettiği için halimiz bu...
Bu halleri yaşamamak için ilk çağlardan itibaren insanlar özgürlüklerini ve zor kullanma haklarını Devlet'e devretmişlerdir. İnsanların Devlet örgütünden tek talebi devrettikleri haklarının hukuk kuralları içerisinde korunması olmuştur. Devlet vatandaşının hakkını, hukukunu, canını korumak zorundadır. Devlet örgütü hukuk altında adil ve adaletli olmak zorundadır. Türkiye'de de maalesef Devlet tıkanmıştır. Tıkanmışlığın nedeni de Devleti AKP teşkilatı zanneden iktidarın zihniyetidir.
AKP iktidarı, liyakat, ehliyet ve hakkaniyeti elinin tersi ile iterken Devleti damatlara, eş dost akrabaya, dünün cemaati bugünün fetösüne, vahşi partizanlığa teslim etmiştir.
AKP'li misin, seçim mi kaybettin, Büyükelçi dahil Devlet'te bir makamın, işin hazırdır.
AKP'li kudretli bir kişinin yakını mısın, gözün doyasıya kadar sıfatlar alabilirsin. Aklının zekanın yetmeyeceği sıfatlarla gerine gerine gezebilirsin.
AKP'li değilsen allami-cihan olsan da sadece çöpsün.
Mesela Kavakçı ailesine vefa borcumuzu bitiremedik gitti, annesi Büyükelçi, kızı Cumhurbaşkanı danışmanı....
Senin benim kızım da, Devlette görev almak için KPSS sınavına girecek, eğer sorular çalınmazsa başarılı olacak, sonra mülakata girecek. Mülakatta AKP'li değilse otomatik olarak devre dışı kalacak.
Bugünün Türkiye'sinde durum bu. Anne-babalar, gençler, adalet isteyenler, adamı olmadığı için çöp muamelesi görenler gelecekten hala umutlu olabiliyorlar mı????
Biz boğulurken, nefes alamazken, haksız ve adaletsiz şekilde oturdukları makamlarında gerine gerine resim vermiyorlar mı...
Sanki elde ettikleri sıfatlar, makamlar, babalarının tapulu malları....