Adı üzerinde…
Asgari…
Yani en düşük…
Yoksa bazılarının zannettiği gibi askeri ücret değil o…
Yani yasalara göre işçilere ödenebilecek en düşük ücret seviyesidir…
Kayıt dışı ekonomiyi engellemek ve…
Çalışan haklarını yasal güvence altına almak, sömürüye engel olmak amacını güder…
Dört kişilik ailenin açlık ve yoksulluk sınırı ile ilgisi filan yoktur…
Bu söylemler ajitasyon ve siyasi hamasettir…
Yapılan işin, üretimin , hizmetin niteliği…
Piyasadaki karşılığı ücretleri belirler…
Talep ve arz dengeleri önemlidir…
Ve…
Adı üzerinde…
Asgari ücret …
Az olmalıdır…
Herkesi istihdama…
İşgücüne katılıma teşvik edici olmalı…
Çünkü….
Asgari ücret ne kadar yükselirse bu ücretleri karşılayamayacak küçük işletme sahipleri o kadar artacaktır…
Bunun sonucunda küçük işletmeler daha az işçi çalıştıracak ve bu durum işsizlik oluşturacaktır…
Asgari ücret hem okuyup hem çalışabilecek öğrencileri okuldan ettiği gibi….
Küçük işler yaparak az bir maaşa da çalışabilecek işçileri de sistem dışında bırakmaktadır….
Kaçak işçi çalıştırılmasının bir sebebi de asgari ücrettir….
Bu sistemle hem kaçak işçiler daha kötü şartlarda çalıştırılmaktadır hem de devlet bu işçilerden ufak hesaplı (ama geniş hacimli) vergi kaybına uğramaktadır…
Bugün ülkemizde asgari ücret, sırf muhalefet olsun diye muhalefet üretmek adına amacından, tanımından sapmıştır…
Asgari ücret bugün en fazla altı yedi bin bandında olmalıdır…
Asgari ücret bir mecburiyet değildir ki…
Üstünde ücret vermek yasak filan da değildir…
Vergi muafiyeti de asgari ücret ile sınırlı olmalıdır…
Ha…
Bir de…
Herkes kendi sorumluluğunu taşımalı…
İşveren brüt denilen rakamı işçiye ödemeli…
Çalışan da…
Vergisini, emekli ve sağlık primini kendi cebine giren paradan ödemeli…
Ki…
Sorumluluğa ortak hissetsin…
“Ben vergi ödeyen bir vatandaşım” diye bağrınırken…
Bunun bir altyapısı ve gerçek bir karşılığı olsun…
Yapısal reform denilen budur ve basittir…
Ama kimsenin işine gelmez…