Geçtiğimiz yıl, 10 ay ara ile yapılan önce genel, sonra yerel yönetim seçimlerinde vatandaşlarımız genel seçimlerde AKP’yi, yerel seçimlerde CHP’yi birinci parti yaptı…
Biz kıdemli bir CHP’li olarak uzun yıllar sonra ulaşılan bu başarıdan dolayı mutlu olduk, sevindik.
En son (CHP yasaklı olduğu için) 1989 yılında SHP olarak seçimlere katılıp, yerel yönetimler seçimini açık ara başarı elde etmek suretiyle kazanınca bu başarıyı maalesef taşıyamadık.
Mesela İstanbul’da İSKİ davası, Eskişehir'de Kalabak suyu saka arabalarının dağıtımı gibi yurdun dört bir tarafından yapılan benzeri hatalar belini kırdı ve 1994 yılında yapılan seçimlerde parti sefilleri oynadı.
Güç zehirlenmesi her zaman tehlikelidir. Kibirden, kendini beğenmişlikten burnunun ucunu görmeyenler hem kendilerini, hem mensubu oldukları partileri uçuruma sürüklerler.
Biz geçmişte bu acı yaşanmışlıkları tattığımız için, hep içimiz titreyerek geçmişteki hataların yapılmaması için dua etmişizdir.
Dost acı söyler!...
Şimdilerde gördüğümüz birkaç önemsiz gibi gözüken ama düşündürücü örnek vermek istiyoruz;
- Gaziantep Nizip’in CHP'li Belediye Başkanı açılışta kendisine sunum yapan ziraat mühendisi kadının beyaz önlüğünün cebinde tuttuğu elini zorla dışarı çıkarmış ve gördüğü tepki üzerine de "Resmiyet olması gerektiğini düşündüm" demiş...
- Mamak Belediye Başkanı genel merkezde çağrılı olduğu toplantılara katılmamış, adeta parti ile ilgili taleplere cevap vermiyormuş...
- Ekrem İmamoğlu sanki Eş Genel Başkan’mış gibi beyanatlar veriyor, görüşmeler yapıyor…
- Kemal Kılıçdaroğlu kendisine gösterilen saygı ve ihtimama rağmen mutsuz yüz ifadesi ile olumsuzluk saçıyor…
- Ve en önemlisi genel başkan önemli hatalar yapıyor...
Cumhurbaşkanı adaylığı sorulduğu zaman, kendisinin aday olmadığını, teknik direktör olarak penaltıyı kimin atacağına karar vereceğini söylüyor...
Hem değişim diyerek yola çıkarak kollektivist bir yapı vaadedip, hem de tek adam gibi düşünmek tezat teşkil etmiyor mu?
Yani günü geldiğinde, Cumhurbaşkanı adaylığı söz konusu olduğunda bu partinin örgütlerinin veya kurultay delegelerinin veya parti meclisinin veya MYK’sının hiç söz hakkı olmayacak mı?
Bu futbol teriminin kullanılmasının hiç yakışık almadığını söyleyen olmadımı size?
- Ve en son halka açık toplantıda sizden bir talepte bulunan vatandaşa verdiğiniz tepki daha yumuşak bir üslupla yapılamaz mıydı?
- Sorunları çoğaltmak çok mümkün. Biz özellikle belediyelerde yapılacak hatalardan korkuyoruz. Böyle güçlü zamanlarda kraldan çok kralcı, işgüzar bürokratlar kendilerine vazife çıkarırlar, riyasetin bunlardan haberi bile olmaz.
Belediyelerin yetkilileri ulaşılamaz konumunda olmamalıdır. Halkla belediyeler arasında duvar olmamalıdır
Önce halk, önce hizmet!..
Muharrem Özçamur 2 Ay Önce
Duayen siyaset insanı değerli ağabeyim Sn. Süder yol göstermeye devam İnşAllah duyan olur.