Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜDAM) tarafından her ay düzenlenen “İlgiden Duyguya Duygudan Ruha” Türk Dünyası Kültür Sanat Seminerlerinin altıncısı çevrim içi ortamda gerçekleşti.
TÜDAM Müzik Terapi Atölyesi Sorumlusu Prof. Dr. Şükrü Torun’un moderatörlüğünü yaptığı “Türk Dünyasında Kadın ve Müzik” seminerinde, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyzan Göher konuşmacı olarak yer aldı. Açılış konuşmasında "Türk Dünyasında Kadın ve Müzik” konusunun çok kapsamlı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Torun, bu alandaki çalışmaları, kitapları ve makaleleriyle tanınan Prof. Dr. Göher’den böylesine geniş bir konuyu dinlemekten mutluluk duyacaklarını belirtti.
Çin'e dans ve müzik eğitimi veren Türk kadınları
Eski Türklerde kadının konumuna ilişkin kaynaklardan, Türk kadınının o dönemdeki çağdaşlarına göre oldukça önemli ve sıra dışı bir statüde olduğunun açık bir şekilde anlaşıldığını belirterek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Göher, savaşlara katılan, toplum hayatında törenlere eşlik eden, Çin’e dans ve müzik eğitimi vermeye giden Türk kadınlarından örnekler verdi. Eski Türklerde Şamanizm inancına göre din uluları olarak kabul edilen ’kam’lar arasında kadın ‘kam’ların da yer aldığına işaret eden Göher, sağaltım törenlerinde müzikten yararlanan ilk müzikle tedavi örneklerden sayılabilecek ritüellerinde ‘kam’ların kullandığı en önemli araç olan kam davulu hakkında bilgi vererek, kendi koleksiyonundan çeşitli büyüklük ve şekillerde davul örnekleri gösterdi.
“Türk Dünyasında kadın, hayatın her alanında olduğu gibi, müzik alanında da yer almıştır”
Günümüzde Orta Türkistan ve Sibirya Türklerinde kadın müzisyenlerden ve Saha Türkleri ilgili gözlemlerinden de bahseden Prof. Dr. Göher, eski Türklerde kadın-müzik birlikteliğinin sadece ‘kadın kam’ örnekleri ile sınırlı olmadığını, Çin’e giderek müzik ve dans eğitimi veren Türk kadın müzisyenlere de rastlandığını belirterek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hun, Kök Türk ve diğer Türk devletlerinde kadının özgür ve etkin konumu, bir erkek gibi toplum içinde hak sahibi oluşu, gerektiğinde savaşması ve sosyal etkinliklerde yer alması gibi olgular, kendi toplumlarında benzer bir durumu görmeyen yabancı elçi ve seyyahları çok şaşırtmış ve dolayısıyla bu konuya değinmeden geçememişlerdir. Uygur vesikalarında, kadınların Hun ve Kök Türklerde olduğu gibi üretken bireyler olarak toplumsal hayata katıldığını, hukuk belgelerinde kadının şahit, borçlu, alacaklı olarak yer aldığını görüyoruz. Türk Dünyasında kadın, hayatın her alanında olduğu gibi müzik alanında da yer almıştır” dedi.
“Arpın atası çeng tanıtılmalı”
Prof. Dr. Göher ayrıca, kadın müzisyen figürlerine ilişkin görselleri paylaşarak günümüzde kadın müzisyenlerle özdeşleştirilen ve arpın atası olan Türk çalgısı çengin uluslararası arenada tanıtılması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Göher seminerin devamında, yıllarca dünyadaki çeşitli müzeleri dolaşarak Selçuklu seramikleri ile ilgili yaptığı kapsamlı araştırmalarda, seramik objelerin üzerinde kadın müzisyenlerle birlikte yer alan çeşitli enstrümanları da incelediğini anlattı.
“Türk Dünyasında Kadın ve Müzik” semineri, Prof. Dr. Şükrü Torun’un konuk konuşmacı Prof. Dr. Feyzan Göher ve izleyenlere hitaben yaptığı teşekkür konuşması ile sona erdi.