Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine toplantısı sonrası önemli açıklamalar... Ekonomiyle ilgili yeni tedbirleri ve müjdeleri açıkladı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
-Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz.
-Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk Lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.
- TL mevduatlarda kurdan kaynaklanan fark karşılanacak.
-Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek.
-Kamu bankalarının toplam kredilerinin belli bir bölümünü öncelikli sektörlere kullandırmasını sağlayacak bir yapı kurulacaktır.
-Bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 daha artırarak yüzde 30'a çıkartıyoruz.
-Memurların maaşlarından alınan gelir ve damga vergisini de kaldırarak, memurlarımızın da fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz.
-Yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunmaktadır. Ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla yeni araçlar geliştirilecek.
- Faizdeki indirimle birlikte birkaç ay sonra enflasyonun nasıl düşmeye başladığını hep beraber yaşayacağız.
-Swap anlaşmalarının önceden belirlenmiş kur düzeyinden yapıldığı dedikodularını ortaya yayanların hangi alçak hesaplara hizmet ettiğini biliyoruz.
-Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük geri adım atmaya ne niyeti ne de ihtiyacı vardır.
-Faizdeki indirimle beraber, birkaç ay sonra enflasyon nasıl düşmeye başlayacak bunu hep beraber yaşayacağız.
-Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katanların cenneti olmayacak artık bu ülke ithalat cenneti olmayacak.
-Ülkemizde yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, üretimi düşürecek, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi ilan ediyorum.
-Artık bu ülke IMF programları yoluyla ekonomisini ve siyasetini dışarıya rehin veren bir ülke olmayacak.
-Artık bu ülke sıcak para hülyasıyla avutulup, ekonomisi asıl ihtiyaç duyduğu atılımlardan uzak tutulan bir ülke olmayacak."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasını yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz...
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da çok geniş bir katılımlı Türkiye-Afrika Ortalık Zirvesi'ni gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, daha önce 2008'de İstanbul'da, 2014'te Malabo'da yaptıkları iki zirvenin ardından Afrikalı liderleri bir kez daha ülkede misafir ettiklerini belirtti.
Birlikte kalkınma ve refah için güçlendirilmiş ortaklık temasıyla düzenledikleri 3. Türkiye-Afrika Otaklık Zirvesi'nin de öncekiler gibi son derece başarılı ve verimli geçtiğini ifade eden Erdoğan, zirvede Afrikalı mevkidaşlarıyla ikili ilişkileri ve bölgesel meseleleri değerlendirdiklerini söyledi.
Erdoğan, iki gün boyunca kıtanın farklı ülkelerinden 15 devlet ve hükümet başkanı ile baş başa görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bakanların iştirakiyle düzenlenen oturumlarda, ilerleyen 5 yılda kıtanın eğitim, sağlık, güvenlik, tarım ve insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik adımları konuştuklarını dile getirdi.
Afrika ile ticaret
Salgın şartlarına rağmen başarıyla icra ettikleri bu zirveyle Türkiye-Afrika ortaklığında artık yeni bir döneme girdiklerine inandığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afrika ile ticaretimizi 5,4 milyar dolardan bu senenin ilk 11 ayında 30 milyar dolara çıkardık. Şimdi hedefimiz ticaretimizi önce 50 milyar dolara, ardından da inşallah 75 milyar dolara taşımaktır. Şirketlerimiz, Afrika genelinde toplam değeri 78 milyar doları geçen 1686'dan fazla proje üstlendi. Biz ülkemizdeki ve Batı'daki kimi oryantalistler gibi Afrika'yı bir sorun ve tehditler yumağı olarak görmüyoruz. Bilakis kıtayı, uluslararası sistemde ağırlığı giderek artan 21. yüzyıla damga vuracak yükselen bir güç olarak değerlendiriyoruz. Tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir millet olarak kazan-kazan ve eşit ortaklık temelinde iş birliğimizi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Kritik bir dönemde gerçekleştirdiğimiz 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen ve katılan herkese ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum."
2022 bütçesi
Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri geçen cuma günü tamamlanarak kabul edilen 2022 bütçesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Meclis'teki bütçe maratonunun 15 Ekim'de başlayıp 17 Aralık'ta sona eren oldukça uzun, zorlu ve yüksek tansiyonlu bir süreç olduğunu dile getiren Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın nezaret ettiği 225 kamu idaresinin bütçelerinden oluşan bu yılki görüşmelerin toplamda 385 saati aştığını ifade etti.
Bütçenin üzerine oturtulan 67 stratejik programla Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat yoluyla büyütme hedeflerine katkı sağlayacağını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Gelecek projeksiyonlarımızın odağını oluşturan 2053 vizyonumuzun ilk ve en iddialı hedefi olan yeşil kalkınma devrimine uygun adımları da içeren bütçemiz, yenilikçi ve çevreci yönleriyle öne çıkmaktadır. Bugüne kadar olduğu gibi 2022 bütçesini de belirlediğimiz gelir ve gider tabloları çerçevesinde ülkemizin hedeflerine ve milletimizin refahına hizmet edecek şekilde hayata geçireceğiz. Rakamlarla ifade edecek olursak 2022 bütçemizin giderleri bir önceki yıla göre yüzde 30 artışla 1 trilyon 751 milyar lira, gelirleri 1 trilyon 473 milyar lira olarak öngörülmüştür. Buna göre faiz dışı açık 38 milyar lira olarak hesap edilmektedir. Bütçenin 425 milyar lirası personel, 69 milyar lirası sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi katkısı, 128 milyar lirası mal ve hizmet alımları, 290 milyar lirası sosyal güvenlik sistemi için olmak üzere 657 milyar lirası cari transferler, 150 milyar lirası mahalli idare payı olarak belirlenmiştir. Yine bütçede tarımsal desteklere 26 milyar lira, kurumlara verilecek görev giderlerine 23 milyar lira, yatırım harcamalarına 148 milyar lira kaynak ayrılmıştır."
Erdoğan, kalkınma planında öncelik verilen sektörlere tahsis edilen ödeneklerin, ortalama bütçe artışlarının üzerinde tutulduğunu aktardı.
Bütçe hazırlık sürecinde emeği geçen kurumlar ile bütçenin yasama safahatında teklifleri, tenkitleri, değerlendirmeleriyle sürece katkı veren milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, 2022 bütçesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
"2021'i de çift haneli rakamlara dayanan büyümeyle kapatacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yılda ortalama yüzde 5,1'lik büyüme başarısı göstermiş bir ekonomiye sahip olduğunu vurguladı.
Küresel finans krizinin etkisiyle 2009 yılında yaşadıkları yüzde 4,8'lik küçülme dışında her yıl ekonomiyi büyüterek Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Salgının tüm dünyayı kasıp kavurduğu 2020 yılında herkes küçülürken biz yüzde 1,8 büyüdük. İnşallah 2021'i de çift haneli rakamlara dayanan büyümeyle kapatacağız. Hükümetlerimiz döneminde ülkemizin nüfusu 65 milyondan 84 milyona çıkmasına rağmen istihdamımızı 19 milyondan 29 milyona yükseltmek suretiyle milletimizin iş ve aş sahibi olmasını sağladık. Ülkemizin her karış toprağını kapsayacak şekilde yaptığımız 3,5 trilyon dolarlık altyapı ve üstyapı yatırımı sayesinde bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan bir Türkiye inşa ettik. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, dış politikada velhasıl tüm dünyada her alanda önemiyle gerçekten herkese dudak ısırtacak adımları attık.
Bu süreçte attığımız her adımda hangi engellerle karşılaştığımızı en iyi aziz milletimiz biliyor. Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, terör saldırılarından uluslararası ambargolara kadar nice engeli aşarak ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik. Şimdi de Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokarak küresel gelişmişlik liginin en üstüne çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Biz her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna, medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız güçle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele bulunmadığına, üstünlüğümüzün de buradan kaynaklandığına inanan insanlarız."
ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI SONRASI DOLAR VE AVRODA SERT DÜŞÜŞ! Detaylar için tıklayın...
Erdoğan, demokraside, kalkınmada, güvenlikte, diplomaside hak ettiği yere getirdikleri Türkiye'yi ekonomide de aynı başarıya ulaştırmakta kararlı olduklarını söyledi.
Ekonominin rasyonel işleyişiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan finans hareketlerinin ve buna bağlı fahiş fiyat artışlarının yol açtığı sıkıntıların herkesin canını yaktığını söyleyen Erdoğan, "İnancı, onuru, vatanı ve onlar kadar aziz bildiği değerleri uğruna gerektiğinde hayatını bile ortaya koyan bir millet olarak bu konjonktürel sıkıntılarla başa çıkabilecek iradeye biz sahibiz." diye konuştu.
Hükümet olarak bu çerçevede gereken adımları attıklarını belirten Erdoğan, stokçuluk ve fahiş fiyatla milletin günlük hayatını zorlaştıranlar hakkında bakanlıkların ve ilgili kurumların harekete geçtiğini ifade etti.
TBMM'nin de stokçuluk yapanlara verilen cezaları artıran bir kanunu geçen hafta kabul ederek bu mücadeleye katkı sağladığını ifade eden Erdoğan, "Çalışanlarımızı hayat pahalılığı altında ezdirmeme sözümüzü yerine getiriyoruz. Asgari ücrette yüzde 50'nin üzerinde artış yaparak en düşük gelir rakamını 4 bin 250 liraya çıkardık. Asgari ücretten alınan gelir vergisini ve damga vergisini kaldırarak işverenlerimizin yükünü de 450 lira azalttık." dedi.
Yeni asgari ücretin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimi ve istihdamı desteklemek için çeşitli başlıklar altında çok sayıda paketi hayata geçirdiklerini dile getirdi.
Kurdaki dalgalanmayı durdurarak nispi bir istikrarı sağlamak için serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye aldıklarını belirten Erdoğan, hayata geçirecekleri yeni tedbirler hakkında bilgi vereceğini, daha sonra ilgili kurumların bu konularla ilgili detaylı bilgileri kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Dövizin muhtemel getirisine Türk lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki Türk lirası varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Üstelik bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacak. Ayrıca Türk lirası varlıklarının yeni bir döviz talebi oluşturmayacak şekilde değerlendirilmesini temin edecek araçları devreye alacağız. Dolayısıyla bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak."
Bir müjdelerinin de ihracatçılara olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek. Bu işlem sonunda ortaya çıkabilecek kur farkı ise Türk lirası olarak ihracatçı firmamıza ödenecek. Fon büyüklüğü 250 milyar liraya ulaşan Bireysel Emeklilik Sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 daha artırarak yüzde 30'a çıkartıyoruz. Halihazırda Eurobond faiz gelirlerinde stopaj geliri yüzde sıfır iken devlet iç borçlanma senetlerinde bu oran yüzde 10 olarak uygulanmaktadır. Devlet iç borçlanma senetlerine talebi artırmak için buradaki stopajı da yüzde sıfıra indiriyoruz. Kurum kazançları üzerindeki vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek ve yatırımı teşvik etmek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim planlıyoruz."
Katma değer vergisini etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlamak amacıyla yeniden düzenlediklerini belirten Erdoğan, "Bu adımla amacımız kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı özendirmek ve firmalarımızın KDV iadesi yoluyla finansmana hızlı erişimini sağlamaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kar payı üzerinden yapılan vergilendirme ve bu gelirin beyanının, yatırımcılar açısından caydırıcı bir mahiyet arz eder hale geldiğini dile getirerek, "Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10'a indiriyoruz. Yatırım fon ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon ve ortaklıklardan elde edilen kar paylarının iştirak kazançları istisna kapsamı dışındaydı. Bu farklılığı da ortadan kaldırıyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartılarak yatırımcıların Türk lirası bazlı varlıklara yönelimleri teşvik edilecektir. Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir." dedi.
Kamu bankalarının toplam kredilerinin belli bir oranını, şeffaf bir şekilde her yıl ilan edilecek öncelikli sektörlere kullandırmasını sağlayacak bir yapının kurulacağına işaret eden Erdoğan, "Kredi Garanti Fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecektir. Proje bankacılığı konusunda atılan adımlar hızlandırılacaktır. Evet, ülkemizdeki istikrar ve güven iklimini güçlendirecek tüm bu tedbirleri ilgili kurumlarımızla Meclisimizle birlikte süratle hayata geçireceğiz." diye konuştu.
Tedbirlerin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Türkiye'yi geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakmaya yönelik hiçbir oyuna, hiçbir tuzağa itibar etmedik, etmeyeceğiz. Hedeflerimiz doğrultusunda azimle cesaretle kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir müjde de memurlara vermek istediğini belirterek, "Bilindiği gibi asgari ücretin gelir vergisi ve damga vergisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı da kapsayacak şekilde genişletmiştik. Böylece aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret miktarı kadarki kazancının gelir vergisi ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştik. Memurlarımızı da bu kapsama dahil ederek fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Bu kararın memurlarımıza hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.
Ekonomi programlarına yönelik her eleştiriyi dikkatle dinleyip, inceleyip, önüne, arkasına baktıklarını belirten Erdoğan, kurdaki dalgalanmadan ve fahiş fiyat artışlarından canı yandığı için söylenen vatandaşları anladıklarını, iyi niyetle yapılan her eleştiriyi saygıyla karşıladıklarını, hayırhahlıkla yapılan her teklifi de samimiyetle değerlendirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
"Bununla birlikte sureti haktan görünerek, Türkiye'nin siyasette, diplomaside ve güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği konuma gelmesinin önünü kesmeye yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin ve milletin hayrına yapılan hiçbir işe destek vermemiş, desteği bir kenara bırakalım şöyle yarım ağız bir takdir ifadesi kullanmamış olanların, insanımızın derdiyle dertleniyor edasıyla yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.
Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet devirip, hükümet kurmayı alışkanlık haline getirenlerin 'genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli' diyerek sergilediği karın ağrısının sebebini gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde ülkenin içinden geçtiği tarihi dönüşüm sürecine destek vermesi gerekirken 'piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınması' çağrısıyla olumsuzluğu körükleyerek safını şaşıranları da yakından takip ediyoruz. Yine Merkez Bankasının faiz indirimi kararıyla dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için yaptığı müdahaleleri aynı paranteze alarak kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz. Kambiyo rejimi türü tartışmalar açarak ülkesini ve milletini sırtından hançerlemeye çalışanların hangi sinsilikler peşinde koştuklarının farkındayız. Swap anlaşmalarının önceden belirlenmiş kur düzeyinden yapıldığı dedikodularını ortaya yayanların hangi alçak hesaplara hizmet ettiğini de biliyoruz. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri, yönetimleri, gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz. İnşallah bir süre sonra dengeler yerine oturup, ülkemiz hedeflerine bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı muhterislerin her sözlerini, her beyanlarını alınlarına yaftalayacağız."
Her zaman milletin ne dediğine, ne istediğine baktıklarını dile getiren Erdoğan, "Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük bir geri adım atmaya ne niyeti vardır ne de böyle bir ihtiyacı vardır. Biz, bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedeflerimize ulaşacağız. Aksini iddia eden veya düşünen dönüp kendini sorgulamalıdır." diye konuştu.
"Biz, dün bu ülkede yönetime gelmedik"
Bunca zamandır faizlerin yükseltilmesinden başka tek bir çözüm teklifi sunamayanların, Türkiye'yi de dünyayı da doğru okuyamadıklarının ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerika'ya, tüm Batı'ya baksınlar. Şu anda onların faiz politikaları nasıl çalışıyor, onu izlesinler. Çin'e, Hindistan'a baksınlar. Onların faiz politikaları nasıl çalışıyor, onu görsünler. Görecekler ki Amerika başta olmak üzere, sıfır faiz, eksi, bu tür faizler var. Öbür tarafta bakıyorsunuz, Çin, Hindistan buralarda 6, 7, 8 faiz politikaları var. Ve biz, şu anda faizdeki indirimle beraber, evelallah zaman bunu gösterecek, birkaç ay sonra enflasyon nasıl düşmeye başlayacak, bunu hep beraber yaşayacağız. Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yıl nereden nereye geldiğini ve artık böyle bir ekonomik dönüşüme hazır olduğunu her fırsatta teorik çerçevesiyle, verileriyle, örnekleriyle anlatıyoruz. Biz, dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz neredeydi, enflasyon neredeydi ve biz faizi nereden nereye indirdik, enflasyonu nereden nereye çektik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar. Ve bunu da hangi yönetim yaptı görsünler. Biz yaptık. Ve şimdi yine aynısını biz yapacağız. Ve biz burada kalkıp da ülkedeki ekonomi nedir, bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık, biz uyguladık ve yaşayışımızla da uygulayışımızla da faizi de enflasyonu da nereden nereye çektiğimiz ortada."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete söz verdikleri şekilde, Türkiye'yi eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal yardımlara kadar her alanda bugünler için hazırladıklarını söyledi.
"Küresel güçler ekonomik kavga veriyor"
Türkiye'de durum buyken dünyadaki vaziyete dikkati çeken Erdoğan, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçlerin yakın tarihin en büyük ekonomik kavgasını verdiğini vurguladı.
Küresel finans krizinin yaşandığı 2008'den bu yana tüm büyük ekonomilerin tek amacının kendi ülkelerindeki istihdamı korumak olduğuna işaret eden Erdoğan, çok güçlü finans yapılarına sahip olmalarına rağmen, sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebinin bu olduğunu ifade etti.
"Türkiye'ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz"
Avrupa Merkez Bankasının da Amerika Merkez Bankasının da Japonya Merkez Bankasının da Çin Merkez Bankasının da diğerlerinin de para politikalarının istihdamı koruma merkezli belirlendiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan, merkez bankası bilançolarını neredeyse milli gelirleri seviyesine çıkartan bu ülkeler, belirsizlik batağından hala kurtulamadıklarını bizzat kendileri itiraf ediyorlar. Geçmişte ülkemizi hazırlıksız şekilde Gümrük Birliğine girmeye zorlayanlar, ekonomimizin beklenmedik bir şekilde bu sürece uyum sağlaması ile umdukları kadar vakit kazanamamışlardı. Avrupa ülkeleri avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüe ederlerken, Türkiye bunun dışında tutulmak suretiyle sanayimize ve ticaretimize görünmez engeller konmuştu. Buna rağmen özellikle hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler ve yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Şimdi de aynı amaçla farklı argümanlar ve araçların devreye sokulduğu bir süreç yaşıyoruz. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyon doları geçen bir borç batağında yüzerken, Türkiye'ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz."