Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Şubat ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kesikbaş, üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın açılmaya devam ederek üretici üzerindeki maliyet yükünü artırdığını ve ara malı enflasyonunun ise üretimde aksamalara neden olduğunu söyledi.
"Yeterli artış gerçekleşmezse..."
Enflasyonun şubat ayında beklentilerin üzerinde geldiğini dile getiren Kesikbaş, “2021 Şubat ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE’de yüzde 0,91, Yİ-ÜFE’de yüzde 1,22 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 15,61, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 27,09 oldu. Karşılaştırmalı rakamlar gösteriyor ki enflasyon yukarı yönlü hareket halinde. Bu durum ise iş yapabilme imkânını zorlaştırmakta. Görünen tabloda, açıklanan ÜFE detaylarıyla birlikte iç talebi canlandırmaya yönelik arz tarafında yeterli artış gerçekleşmez ise enflasyon baskısı hızlanacak” dedi.
"Rekabette de zora sokuyor"
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi olan Yİ-ÜFE’de artış olduğuna değinen Kesikbaş, Şubat ayında yüzde 27 seviyelerine kadar yükselmesinin üreticinin maliyetlerinin her geçen gün arttığını ve bu maliyetlerin büyük bir kısmını tüketiciye yansıtmayıp kendisinde kaldığına dikkat çekti. Bu durumdaki enflasyon oluşumunun, sanayicinin kullanmış olduğu ara malları TL ve döviz cinsinden arttırdığını anlatan Kesikbaş, “Gıda enflasyonunun önüne geçmek için, fiyatları istikrarlı tutmak için çaba harcanıyorsa sanayimizi etkileyen enflasyon ile de mücadele etmek zorundayız. Çünkü çetin şartlarda dünya ile yarışıyoruz ve rekabet halindeyiz. Maliyetlerimizi yukarı çıkaran her şey rekabette de elimizi zora sokuyor” diye konuştu.
"Piyasada bazı spekülatif hareket edenler nedeniyle fiyatlar yükseliyor"
Üretimin ana kalemlerinden olan ara malı sıkıntısının bir süredir devam ettiğini ve bunu bulmanın zorlaştığını söyleyen Kesikbaş, “Piyasada bazı spekülatif hareket edenler nedeniyle ara malı iç piyasaya ya verilmiyor ya da başka kanallar ile yakın coğrafyamıza satılıyor. Bu durumda fiyatların yükselmesine, tedarik zincirinin bozulmasına ve fiyat artışlarına neden oluşturuyor” dedi.
Geçtiğimiz yıl yüksek kredi genişlemesi, kur ve enflasyon artışından sonra bu yıl Merkez Bankası’nın zorunlu faiz artışı adımları ve kredi genişlemesinin durmasının iç piyasada talep daralmasını tetiklediğinden bahseden Kesikbaş, dolayısıyla enflasyon mu yoksa durgunluk mu ikileminde kalmamak için maliyetleri düşürücü yönde dolaylı vergi indirimleri ve gümrük vergilerinin gözden geçirilmesi gerekli bir tedbir olarak durduğunu savundu.