Avrupa’nın refah seviyesi en yüksek ülkelerinden olan İsviçre,rahat yaşam koşullarının yanı sıra en az suç oranına sahip ülkelerden biri. Zenginliğiyle dilimize düşen İsviçre’nin bilinmeyen noktalarını birlikte keşfedelim. İsviçre gezilecek yerler yazımızı inceleyerek bu güzel ülkenin görülmesi gereken yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
1. Zürih
İsviçre’de Gezilecek Yerler rehberinin ilk maddesi olan Zürih İsviçre’nin en popüler şehirlerinden biridir. Zürih seyahatinize 1. Bölgede yer alan eski şehir bölgesinden başlayabilir, şehre tepeden bakmak için Lindelholf’a gidebilir, ikonik Zürih manzara fotoğraflarının içinde bulunan Grossmünster yani Zürih Katedralini gölün karşı kıyısından görebilir, İsviçre’nin tarihini öğrenmek isterseniz Landesmuseum Müzesini ziyaret edebilir ve Bahnhofstrasse caddesinde alışveriş yapabilirsiniz. Eğer futbol meraklısı iseniz 2016 yılında açılan FIFA müzesini gezebilir, Zürih Üniversitesi Botanik Bahçesinde yeşillerin arasında kahvenizi yudumlayabilir ve biraz daha lokal takılmak isterseniz Zürih’in batısında yer alan Viadukt ve çevresinde gezinebilirsiniz.
Zürih'te görülmesi gereken yerlerin başında İsveç Ulusal Müzesi'de bulunuyor. Müze bugüne kadar ülkenin tarihsel ve kültürel eserlerinin en önemli koleksiyonu oluşturan, tarih öncesi çağlardan 20. yüzyıla kadar çok çeşitli konuları kapsıyor. Bu koleksiyon içinde altın ve gümüşler, tekstil ürünleri, kostümler, mücevherler, saatler, bilimsel araçlar, kırsal yaşama dair araçlar ve müzik aletleri görebilirsiniz. İsveç Ulusal Müzesi’ni pazartesi günleri dışında 10.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
İsviçre’nin güzel yapılarından olan Fraumünster’in adı, Avrupa‘daki aristokrat kadınlardan ilham alınarak “Kadın Kilisesi” anlamına geliyor. Kiliseyi Zürih’in en popüler turistik mekanlarından biri haline getiren şey ise şantiyesindeki beş vitraylı pencerelerkümesi olmuş. Bu canlı renkli pencereler farklı zamanlarda yaşanmış dini ögeleri ve efsaneleri anlatıyor. Şehrin her tarafından görülecek ihtişamdaki mavi uçlu kulesi de ayrı güzel.
19.yy yapıtı olan Zürih Opera Binası’nı sadece görmek ve içinde kısa bir tur atmak için bile tercih edebilirsiniz. Ama bize kalırsa, vakit bulduğunuz an güzel bir sahne gösterisi izlemelisiniz. Binanın sahip olduğu atmosferler daha da anlamlı olduğunu göreceksiniz.
2. Bern
Bern’in İsviçre’nin en tatlı şehirlerinden biri olduğunu iddia ediyoruz. Masallar diyarından çıkma gibi olan bu şehrin İsviçre’nin başkenti olduğunu biliyor muydunuz?
Almancanın hakim olduğu bu şehrin kökenleri 1900’lü yılların başına dayanıyor. Rivayete göre Dük Berthvold V şehre ilk gördüğü hayvanın ismini koyacağını söylüyor ve karşısına çıkan ilk hayvan bir ayı oluyor. Bundan dolayı şehrin isminin Almancada ayı anlamına gelen “bar” kelimesinden türetilerek Bern konulduğu söylenir ve şehri sembolize eden bayraklarda da ayı simgesine rastlamanız mümkündür.
Günübirlik bir seyahat ile gezebileceğiniz Bern şehrinin ortasından geçen Aare Göl manzarasına hayranlıkla bakacağınıza eminiz. Eğer İsviçre’ye yazın seyahat ediyorsanız yanınızda mutlaka bikini ve havlu bulundurmanızı tavsiye ederiz, zira şehrin ortasında geçen gölde yüzenlerin sayısı bir hayli fazla.
Altstadt von Bern, Bern şehrinde eşsiz bir güzelliktir. Eski şehir, nehir kıyısına doğru dolaşmak için harika bir eğlence mekanı. Kasabada, övgüye değer mimari tasarımlarla muhteşem eski binalara rastlayacaksınız. Özellikle katedraller çok cazip görünüyor ve bugüne kadar iyi korunmuş.
Zytglogge'de Bern'de görülmesi gereken eşsiz eserlerden 1530’da inşa edilen astronomik saat, Bern’in resmi zamanını belirliyor. 1983’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Eski saat kulesi, kentin simgesi ve popüler bir merkezdir.
İsviçre’nin en büyük ve en eski katedrali olan Bern Katedrali'nin Orta Çağ’ın sonlarında yapıldığı biliniyor. Kaçırmamanız gereken bir kilise olduğunun altını çizmeliyiz. Büyük vitray pencerelerdeki başyapıtları kesinlikle görmelisiniz. En ünlü olanı ise “Dance of Death” yani “Ölüm Dansı”. Bern Katedrali’nde iki önemli nokta var. Sunağın üzerinde 200’den fazla figür kıyameti tasvir ediyor. 100 metre yüksekliği bulunan kilisenin yukarısından, Bern şehrinin harika görüntüsü de insanın tüylerini diken diken ediyor. Büyük bir tarih barındırdığı için rehberli turlar eşliğinde burayı gezmenizi tavsiye ediyoruz. Tur rehberleri katedral ve şehre dair küçük detaylarla gezinizi daha da keyiflendiriyor.
Lugano Gölü’nü ziyaret ettiğinizde Lugano’nun en güzel yerlerinden birine daha yakın olacaksınız. Parco Civico, kentin koşuşturmacasından sıyrılmak isteyenler için harikadır. Kafa dinlemek, hayvanlarla zaman geçirmek gibi aktiviteler yapılıyor.
Başkent olmanın özelliklerine sadık kalan Bern, ulusal bir anıt ve İsviçre Konfederasyonu’nun yeri olarak kabul edilen muhteşem bir Rönesans tarzı parlamento binasına sahiptir. Sembol olan binanın önünde 26 çeşme göreceksiniz. Her biri, bir İsviçre kantonu için yapılmış. Parlamento binasının iç bölümlerinde de kantolar için süslemeler içerir. Parlamento gezisinde 5 dilde rehberli tur hizmeti veriliyor. Her detayı merak edenlere bu turlara katılmalarını öneriyoruz.
3. Lozan
İsviçre’de gezilecek yerler arasında adına en çok aşina olduğumuz şehir. Cenevre Gölü kıyısında yer alan ve Cenevre’ye tren ile yaklaşık 50 dakika uzaklıkta olan Lozan şehri İsviçre seyahatinizde gezebileceğiniz yerlerden bir diğeridir. Şehirde Fransızca hakimdir, Lozan’ı rahatlıkla günübirlik bir seyahat ile keşfedebilirsiniz. Şehrin göl kenarında kalan bölgesine “Ouchy” ismi verilir. Ouchy bölgesinden Lozan’a yaklaşık 30 dakikalık bir yürüyüş veya metro ile ulaşabilirsiniz.
4. Basel
İsviçre’de gezilecek yerler arasında kuzeyinde yer alan ve Almanya ile Fransa’ya sınır olan Basel şehrinde daha çok Fransız esintileri hakimdir. Sanki bir çizgi film izliyormuş havası uyandıran tatlı mı tatlı evleriyle bu şehre bayılacağınıza eminiz. Arabadan çok bisiklet kullanıldığını ve sokakta yürürken sıkça etrafınıza bakmanız gerektiğini de söylemeden geçmeyelim.
5. Cenevre
İsviçre’nin en çok turist alan şehirlerinden biri Cenevre’dir. Cenevre’de gezip görülecek yerler çok olmakla birlikte şehir küçük olduğu için yaklaşık 1 gün içerisinde şehri gezmek mümkündür.
Cenevre’ye seyahat ettiğinizde St. Pierre Katedralini gezebilir, varlığına çokta bir anlam veremediğimiz Jet d’eau Fıskiyesini görebilir, Rue de Rhone caddesi üzerinde alışveriş yapabilir, 5.5 ton ağırlığıyla savaş sırasında atılan mayınlarla ayağını kaybeden askerlerin anısına yapılan Kırık Sandalye Anıtını görebilir, Cenevre Gölü kenarında yer alan “İngiliz Bahçesi” parkında çimlere yayılabilir ve yine hemen İngiliz Bahçesi’nin girişinde yer alan çiçek saatini görebilirsiniz. Eğer uçağınız Cenevre kalkışı veya varışlı ise havaalanın veya tren garınna bavulunuzu emanet kasalarına bırakıp şehri yarım günlüğüne bile olsa gezebilirsiniz.