Balıkesir’in Edremit ilçesinde Kazdağları’nın zirvesi olarak bilinen Sarıkız Tepesi yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor.
Yangın sezonunun bitmesiyle birlikte Kazdağı Milli Parkı içinde kalan Kazdağları’nın zirve noktası olarak nitelendirilen Sarıkız Tepesi yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Özellikle hafta sonları yoğun ilgi gören milli park misafirlerini ağırlıyor.
Deniz seviyesinden 1774 metre yükseklikte Sarıkız Efsanesine de ev sahipliği yapan tepe görsel manzarası ile büyük beğeni topluyor. Kazdağı Milli Parkı kuralları dahilinde gidilebilen Sarıkız Tepesi yangın sezonunun bitmesiyle birlikte tekrar ziyarete açılmıştı.
Sarıkız Tepesi'ne nasıl gidilir?
Sarıkız Tepesi, Balıkesir’in Akçay ilçesinin Kazdağı bölgesinde bulunan bölgenin hem oksijen hem de manzara bakımından en yüksek tepesidir.
Sarıkız Tepesi’nden muazzam bir deniz ve Edremit Körfezi manzarası görülmektedir. Öte yandan yol boyunda Kazdağı’nın temiz havasını içinize çekerek yeşilin içerisinden bölgeye ulaşabilirsiniz.
Yol güzergahında Hasan Boğuldu Göleti de bulunmaktadır.
Sarıkız Efsanesi
Sarıkız, Çanakkale iline bağlı Ayvacığın bir köyünde ailesi ile yaşarken,küçük yaşta annesi vefat eder. Babası sarıkıza, “Biliyorsun anneni çok severdim, burada çok hatırası var, anneni unutmam zor oluyor. Buradan göçelim" der ve Kazdağları'nın eteğindeki Güre köyünün yakınlarındaki Kavurmacılar köyüne gelerek yerleşirler.
Burada çobanlık yaparak geçimlerini temin ederler. Köyde çok sevilirler. Köyün yaşlıları, gençleri sarıkızın babasına akıl danışırlar. Köylüler onun ermiş olduğunu düşünürler. Aradan yıllar geçer Sarıkız büyür güzel bir kız olur. Babası da yaşlanır. Aklında hep hacca gitme fikri vardır. Hacca gidebilmek için namazında niyazında sürekli Allah’a yalvarır. Sarıkız babasının bu isteğini yerine getirmesi için onu teşvik eder. Babasına artık büyüdüğünü kendisine bakabileceğini, daha fazla yaşlanmadan hacca gitmesi gerektiğini söyler. Babası kızını komşusuna emanet eder, hacca gider. O zamanlar hacca gitmek şimdiki gibi değil, belki altı ay, belki de daha fazla, yaya gidiliyor. Babası hacca gittikten sonra, köyün delikanlıları, Sarıkıza talip olurlar. Sarıkız hiçbirine yüz vermez. Onlarda dedikodu yayarak Sarıkıza iftira ederler.
Baba hacdan dönünce kimse yüzüne bakmaz, selamını almazlar. Sarıkızı teslim ettiği komşusuna bunun sebebini sorduğunda, Sarıkızın kötü yola düştüğünü söyler. Baba günlerce düşünür. Adet olan hac hayrını da yapamaz. Köyde yaşayabilmesi için namusunu temizlemesi gerekmektedir. Fakat çok sevdiği kızını öldürmeye kıyamaz. Yanına aldığı birkaç kazla, kızını, Kazdağı'nın zirvesine götürüp oraya bırakır. Orada yabani hayvanlara yem olacağını düşünür.
Aradan yıllar geçer. Bayramiç tarafından gelen yolcuların dağda yollarını kaybettiklerinde, darda kaldıklarında kendilerine sarı bir kızın yol gösterdiğini, yardım ettiğini söylerler. Kazlarının olduğunu, hatta bunların bir gün Bayramiç ovasına inerek çiftçilerin mahsülüne zarar verdiğini, köylülerin bu durumu sarıkıza söylemeleri üzerine, Sarıkızın eteğine doldurduğu taşları saçarak, bir avlu oluşturduğunu, kazlarında artık aşağılara inmediğini söylerler. Kaz avlusu diye anılan bu alanın duvar kalıntıları günümüzde bile gözükmektedir.
Bu hikayeleri dinleyen baba, bunun Sarıkız olabileceğini düşünür. Dağın yolunu tutar, zirveye vardığında, duvarlarla çevrili kazların bulunduğu bir alanla karşılaşır. Kızını bugün sarıkız tepe diye anılan yerde bulur. Sarıkız, babasını gördüğüne sevinir. Ona saygı gösterir, hürmet eder. Babası namaz kılmak için abdest almak ister. Sarıkız, abdest alması için babasının eline su döker. Babası suyun tuzlu olduğunu söyler. Sarıkız aceleden yanlışlıkla denizden aldığını söyler ve testisini vadilere doğru uzatır. Yeni doldurduğu suyu babasının eline döker. Babası buz gibi tatlı suyu tadınca kızının erdiğini anlar. O sırada siyah kara bir bulut gökyüzünü kaplar, Sarıkız kaybolur. Babası kızının erdiğine, sırrının açığa çıkması nedeniylede kaybolduğuna kanaat getirir. Kızına iftira edildiğini anlar ve köylülere beddua eder. Bugün Kavurmacılar köyünde yaşayan kimse kalmamış, muhtar, köy mührünü, yaşayan kimse kalmadığı için Kaymakamlığa teslim etmiş ve köyün adı kütükten silinmiştir. Sarıkızın babası üzüntü ile tepelerde dolaşırken bugün Baba tepe denilen yerde ölür. Yöre halkı Sarıkıza ve babasına dağın yassı taşlarını üst üste koyarak mezar yaparlar. Sarıkızın mezarının olduğu tepeye Sarıkız tepe, Babasının bulunduğu tepeye Baba tepe derler. Yöre halkı her yıl Ağustos ayında Sarıkızı ve babasını anmak için buralara çıkarlar.