Yapılan açıklamada "Böyle bir maden ocağı orta ve uzun vadede şehrimizde dehşet verici sonuçlara sebep olacaktır" ifadelerini kullanan Büyükerşen, Kömürlü Termik Santral Yapımı Projesi, Tepebaşı ilçesi Beyazaltın Mahallesinde bulunan Krom Ocağı Alansal ve Üretimsel Kapasite Artışı, İnönü ilçesi, Oklubalı Mahallesi Kalker-Kalsit Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artışı ve Alan Genişletilmesi Projesi, Sivrihisar ilçesi, Böğürtlen Mahallesinde bulunan Kalsit, Kalker Ocağı Kırma Eleme Tesisi, Öğütme Tesisi Kapasite Artışı Alan Genişletilmesi Projesi gibi çalışmalarda bulunmak isteyenlere ÇED olumlu raporları veren Bakanlığa, mahkeme yoluyla itiraz edeceklerini belirtti.
"Kömür politikalarında ısrar edilmesinin nedeni anlaşılamamaktadır"
Açıklamada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın isminin Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı olarak değiştirildiğini hatırlatılarak “Küresel iklim krizinin en büyük sebebi olarak gösterilen fosil yakıt türevi olan kömür madeninin tüm dünyada kullanımı ülkemizin de Ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirerek kabul ettiği Paris İklim Anlaşması ile azaltacağını ve çevreye bugüne kadar vermiş olduğu zararları telafi etmek ve uyum geliştirmek için temiz enerji çalışmalarına başlayacağını ilan etmiştir. Aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismini Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı olarak değiştirerek bu konu ile ilgili çalışmaların önemini göstermiştir. Tüm dünyada olduğu gibi şehrimizde de küresel iklim değişikliğinin etkilerini net şekilde hissettiğimiz bu dönemde kömür politikalarında ısrar edilmesinin nedeni anlaşılamamaktadır. Ulusal ya da uluslararası politika ve çalışmalarla da ters düşmektedir" ifadelerine yer verildi.
"Bu tür çalışmalar artık gündeme gelmesin"
Büyükerşen, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Büyükşehir Belediyesi olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile ‘Şehirler Sıfıra Yarışıyor’ gibi önemli çevre projelerine katılarak, temiz enerji kaynaklarını yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Her yıl binlerce ağaç dikerek daha temiz nefes alabilmek, gelecek kuşaklara sağlıkla büyüyecekleri bir Eskişehir bırakmak için çabalıyoruz.
Fakat son yıllarda giderek artan bir şekilde kentimizin sınırları içinde kalan bölgelerde madenler açılmaya veya var olan maden sahaları genişletilmeye çalışılıyor. Şayet bu kömür ocağı açılırsa başta Sevinç Mahallesi ve çevresi olmak üzere Organize Sanayi Bölgesi ve şehir merkezi kömür tozu ve partiküllerinin zehri altında kalacaklardır. Böyle bir maden ocağı orta ve uzun vadede şehrimizde dehşet verici sonuçlara sebep olacaktır.
Yapılmaya çalışılan Kömür Ocağı Projesi’ne 2018 yılında 'ÇED raporu gerekli değil, yani işletmenizi açabilirsiniz' diye izin verilmişti. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak, şehrimizi ve halkımızı önemseyen ilçe belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, meslek odalarımız ve Eskişehir Baromuz ile birlikte Eskişehir İdare Mahkemesi’ne başvurarak bu karara itiraz etmiştik. Mahkeme de iptal etmişti. Daha sonra Danıştay 14. Dairesi, Eskişehir İdare Mahkemesi’nin kararını onamış ve proje için ÇED Raporu düzenlenmesine karar vermişti. Bizler, Eskişehir’imizin en verimli ovalarından olan Alpu Ovamıza, suyumuza ve kente sadece 10 kilometrelik uzaklıkta bulunan bu alana yapılmak istenen kömür ocağı yanlışından dönülmüş olmasını beklerken, ÇED raporu sürecinin 20 Ocak’ta başlayacağını öğrendik ve büyük üzüntü duyduk. Yetkililere bu yanlıştan dönülmesi için hâlâ geç olmadığını hatırlatmak istiyorum. Bu süreç başlamadan son bulsun ve Eskişehir’imizin doğasını, suyunu ve havasını katletmek için bu tür çalışmalar artık gündeme gelmesin!”
Açıklamada ayrıca 20 Ocak'ta yapılacak olan Halkın Katılım Toplantısına Büyükşehir Belediyesinin de katılım sağlayacağını belirtildi.