ABD ve Avrupa ülkelerinde yoğun ilgi gören Akbaş ırkı köpekler, üstü koruma yeteneği ve güçlü vücut yapısıyla biliniyor. Anadolu coğrafyasına özgü olarak ün yapan Akbaşlar, küçükbaş ve büyükbaş hayvan sürülerinin güdülmesi ve korunması noktasında önemli yer tutuyor. Olumsuz hava koşullarına rahatlıkla adapte olabilen Akbaşlar, kar ve dondurucu soğuklara rağmen koruma görevini yerine getiriyor.
Eskişehir’in Karagözler Mahallesi’nde Akbaş ırkı köpekleri besleyen Öğretim Görevlisi Dr. Serkan Berber, köpeklerin evrildiği coğrafyadan dolayı soğuğa alışkın olduğunu söyledi. Akbaşların bölgesini korumak için karşısındaki yabancıya havlayarak yaklaştığını fakat ısırmadığını belirten Berber, köpeklerin kimseye zarar vermeyen bir yapısı olduğunu vurguladı.
“Üstlerine kar bile yağsa bir sıkıntı yaşamıyorlar”
Hava sıcaklıklarının sıfırın altına düştüğü zamanlarda Akbaşların sorun yaşamadığını ifade eden Berber, “Bu köpekler geçmişte İç Anadolu Bölgesi’nde; Kütahya, Eskişehir, Afyonkarahisar bölgelerinde görülmüşler. Şimdi Eskişehir’in sahiplendiği bir köpek ırkı olarak karşımıza çıkıyor. Eskişehir de kış aylarını soğuk geçiren illerimizden birisi. Bu şehirde evrildikleri için her türlü soğuk şartlarda, aç bile olsalar durumu idare edebiliyorlar. Genel olarak kuru olmaları gerekiyor. Genel köpek bakımı düşünüldüğünde hayvanın cinsine, tüy yapısına ve yağ oranına göre değişkenlik gösteriyor. İyi beslediğiniz ve kuru olduğu sürece hiç sıkıntı yaşamıyorlar zaten. Aslında hiçbir zorluğu yok, asıl zorluk bize. Sularının ve etlerinin buz tutması nedeniyle onları getirip götürmesi zor oluyor. Bize zorlukları var ama onlar kendileri karın üstünde yatıyorlar. Üstlerine kar bile yağsa bir sıkıntı yaşamıyorlar. Eksi 10-20 derecelerde bile hiç problem yaşamıyorlar” dedi.
“Kendisi ve karşısındakini riske atmadığı görülmüş”
Akbaşların ısırma davranışları hakkında yapılan araştırmalardan da bahseden Öğretim Görevlisi Dr. Berber, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Akbaşlar hakkında yapılan araştırmalardan bir tanesi de ısırma davranışı. Özellikle ABD’de bunun hakkında araştırmalar yapılmış. Bahçesini çok iyi koruduğu, saldırdığı veya havlayarak yabancıya yaklaştığı fakat gidip ısırmadığı ve kendisini de karşısındakini de riske atmadığı görülmüş. Her evimizin bahçesine giren bazen tanıdığımız bazen de kötü niyetli olmayan ancak bölgemize giren birileri olabiliyor. Isırmaması önemli bir konu. Biz yokken bahçeye kesinlikle kimseyi sokmuyor. Biz varken de bizim iyi iletişim kurduğumuz kişilere karşı yaklaşımlarının çok iyi olduğunu görebiliyoruz. Bu durum da araştırmalarla kanıtlanmış.”