Frig vadisinde M.Ö. VII. yüzyılda kayaya oyularak üçgen çatılı olarak yapılan Aslankaya Açık Hava Tapınağı önceki yıllarda defineciler tarafından tahrip edilmesine rağmen hala ilk günkü gibi sapa sağlam bir şekilde ayakta kalmayı başardı. Tapınaktaki ‘Kibele’ heykeli ve aslanın topuz şeklinde kuyruğu içinde altın var gerekçesi ile kırılarak yok edildi.
Afyonkarahisar-Kütahya ve Eskişehir sınırları içerisinde bulunan Frig Vadisi'ndeki bir birinden güzel tarihi eserler keşfedilmeye devam ediyor. Vadinin Afyonkarahisar İhsaniye ilçesi Döğer beldesi kısmındaki Emre Gölü yakında bulunan Aslankaya Açık Hava Tapınağı vadinin önemli eserlerinden birisi. Yüksek bir kaya kütlesinin güney yüzü dikey düzeltilerek oluşturulmuş, üçgen çatılı bir tapınak cephesidir. Üçgen çatının kiriş boşluklarında karşılıklı iki sfenks (insan başlı kanatlı aslan), ana cephede niş içinde ayakta duran iki aslan arasında Kübele bulunmaktadır. Ana cephe geometrik desenli kabartmalarla süslüdür. Anıtın iki yan yüzü de düzeltilerek, kuzey yanına kükremiş ve ayakta duran, başı yıpranmış bir aslan kabartması yapılmıştır. M.Ö. VII. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor. Anıt özellikle yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görürken aradan geçen zaman içerisinde ise anıt defineciler tarafından tahrip edildi.
“Anıtta devasa bir aslan rölyefini görüyoruz”
Eser ve yapılan tahribatla ilgili açıklamalarda bulunan Üçlerkayası Frig Kültürü Derneği Başkanı Tanju Tetik, “Aslankaya Açık Hava Tapınağı’nın Güney yüzü kesilerek, bir kapı girişi oluşturulmuş. Niş içerisine tapınak binası inşa edilmiş. Amerikan filmlerinde ki bar kapılarında olduğu gibi açık iki kapıya sahip. Tapınağın arka duvarına Ayakta duran Kibele kültü ve sağında solunda iki şaha kalkmış aslan Kibele’nin omuzları üzerine ön ayaklarını koymuş şekilde betimlenmiş durumda. Üçgen alınla sabitlenmiş olan nişin yan taraflarında Frigya motifleri mevcut. Üçgen alınlık ortadan kirişle ikiye bölünmüş sağına ve soluna iki tane aslan gövdeli kanatlı, insan yüzlü rolyefler işlenmiş durumda. Üçgen alınlığın üst kısmında iki tane birbirine doğru bakan yılan kabartması da mevcut. Anıtın güney tarafına geçtiğimizde dönemin inlerini yönettiği değerlendirilen bir keşişin odası mevcut. Yine anıtın kuzey tarafına geçtiğimizde de devasa bir aslan rölyefini görüyoruz. Şaha kalkmış ayaklarını anıtın ön yüzüne yaslamış vaziyette betimlenmiştir. Frigyalılar baharı karşılama ayinlerinin ikinci gerçekleştirdikleri bir açık hava tapınağıdır. Milattan önce 7.-8. yüzyıla tarihlenmektedir” dedi.
“Burayı yöre halkının koruması gerekiyor”
Anıtın içerisindeki heykelin önceki dönemlerde define avcıları tarafından tahribata uğradığını ve bu yüzden zarar gördüğünü dile getiren Tekik, “Kibele’nin tamamını aslında defineciler yok etmişler ne yazık ki. Ayakucuna oldukça büyük bir delik açmışlar. Defineciler bölgemizin en büyük sorunlarından birisi tarihi eserlerimizi kırıyorlar, döküyorlar, parçalıyorlar. Bunlar sadece bizim kültürel değerlerimiz değil dünya kültürel değerleri, dünya mirası bunlar. Her zaman Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne, Müze Müdürlüğüne, valiliğe sürekli olarak ihbarlarda bulunuyoruz. Ancak yöneticilerinde bölge çok geniş olduğu için çoğu yere yetişmesi çok zor oluyor. Dolayısıyla burayı yöre halkının koruması gerekiyor. Dağda gezen bir çobanın burayı gözetlemesi gerekiyor, tarlasını süren bir çiftçinin burayı gözetlemesi gerekiyor. Yöre halkı için kolay ama yöneticiler için gerçekten alan büyük olduğu için çok zor, kontroller ve denetimler. Bu tarz tahribatları da gece yaptıkları için en büyük uyarı sistemimiz çobanlar olacaktır aslında” diye konuştu.