Eskişehir’in yaşayan en eski lületaşı ustalarından biri olarak bilinen 78 yaşındaki Mehmet Başsav, yaklaşık 60 yıl önce çırak olarak başladığı mesleğini adeta aşkla yapıyor. Farklı kültürlere ait 200’ün üzerinde lületaşı porte eser hazırlayan Başsav, önümüzdeki süreçte çalışmalarını çoğaltarak müzesinde sergilemeyi hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Geleneksel Lületaşı Ustalığı unvanı alan Başsav, 'Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri' ödülünü de almaya hak kazandı. Geleneksel Lületaşı Ustası Başsav, ödülünü 11 Ocak’ta Ankara’da düzenlenen tören ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almaktan gurur duyduğunu dile getirdi.
Allah var ya, bu ödülü alacağım diye hiç uğraşmadım
Mesleğine ilk başladığı yıllardaki hevesle devam ettiğini söyleyen Başsav, “Lületaşı işlemeye 1961 senesinde başladım. Yaklaşık 60 yıldır bu sanatı yapıyorum. Mesleğimi severek yapıyorum. Sevmesem bu kadar uğraşamam zaten. Allah vergisi bir yeteneğim varmış. Ben Türklük için mücadele vermiş bir kişiliğin çalışmasını yaptığım zaman kendimi daha hevesli ve arzulu hissediyorum. Allah var ya, bu ödülü alacağım diye hiç uğraşmadım. Kimisi ‘git müracaat et’ gibi önerilerde bulundu ama ben hiç uğraşmadım. Zaman içerisinde Eskişehir’i de bu şekilde UNESCO’ya aday göstermeyi münasip bulmuşlar. Eskişehir’de lületaşı sanatıyla ilgilenen insanları aramışlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bana ‘sana böyle bir hediye gelecek’ diye haber geldi. Bize gün verdiler. Bu arada da ben ameliyat oldum. Benim tamamım hanımımdır. Her türlü yardımıma koşar” dedi.
Sahnede ödül düşmesin diye birlikte tuttuk
Sahnede ödül alırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı konuşmadan bahseden Başsav, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Allah razı olsun, Cumhurbaşkanımız böyle bir sistemi kanunlaştırmış. Biz de demek ki onun gibi çalışmalıyız ki vatana, millete faydamız olsun. Çalışmalarımdan çok büyük mutluluk duyuyorum. Daha yapacağım eserler var. Sağ olsun cumhurbaşkanımız beni çağırdı ve ödülü verdi. Sahnede ödül düşmesin diye birlikte tuttuk. Kendisi ‘aman kırılmasın, yere düşmesin’ dedi. Ben de ‘düşse de ana tavuğun bastığı civciv ölmezmiş derler’ dedim.”
Çok mücadele verdi, çok çalıştı
Genellikle yaşadıkları evin bir odasını atölye olarak kullandıklarını belirten Mehmet Başsav’ın 50 yıllık eşi Gülseli Başsav, “Eşim gece geç saatlere kadar çalışan biri. Beraber İstanbul’a gider ürünlerimizi satardık. Emekli olduktan sonra o ‘kendi kültürümüz üzerine çalışacağım’ dedi. Ben de ona yardımcı oldum. Emekli olunca atölyelerini kapattı. Ben taşındığımız her yerde evin bir odasını ona ayırdım. Şimdi ben de onun kültürümüzle ilgili yaptığı çalışmaların replikasını alıyorum. Yani yaptığı objeleri çoğaltıyorum. Çok mücadele verdi, çok çalıştı. Eşimi Yaşayan İnsan Hazineleri ödülüne layık gördüler. Sonra da bu ödülü aldık. Ameliyatından 20 gün sonra ödül almaya gittik. Sayın cumhurbaşkanımız ödülü Külliye’de takdim etti. Çok mutlu olduk. Ben de eşime yardımcı oldum. Çok mutluyuz” şeklinde konuştu.