Anadolu Üniversitesi'nde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Devrim Deniz Erol, Türkiye'deki fotoğrafçılık kültürünün günden güne arttığını ve teknolojik gelişmelerin fotoğraf sanatına etkilerinden bahsetti.
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayın Bölümü’nde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Devrim Deniz Erol, fotoğrafçılığın günden güne daha fazla rağbet gördüğünü ve fotoğraf çekebilmek için, iyi bir eğitimin gerekli olduğunu vurguladı. Fotoğrafçılığa başlamak için bir yaş kriteri olmadığının altını çizen Erol, arıca, “Türkiye; Ara Güler, Coşkun Aral ve Emin Özmen gibi duayen isimler yetiştirmiştir” dedi.
“Basında profesyonel fotoğrafçılık daha fazla önemsenir oldu"
Türkiye’de oldukça gelişmiş bir fotoğraf kültürü olduğunu, Osmanlı’ya, Batı ile hemen hemen aynı dönemde fotoğraf makineleri girdiğini söyleyen Erol, “Önceki yıllarda fotoğrafçılığa ilgi duyanların sayısı daha az iken sonrasında fazlalaştı ve üniversitelerde bu konuyla ilgili bölümler açıldı; dersler konuldu, fotoğrafçılık dernekleri kuruldu, basında profesyonel fotoğrafçılık daha fazla önemsenir oldu ve foto muhabirlerinin sayısı arttı. Fotoğraf sanatıyla ilgilenen fotoğrafçılar ve fotoğrafı bir araç olarak kullanan sanatçıların sayısı arttı. Bütün bunlar Türkiye’de bir fotoğrafçılık kültürünün yerleşmesini sağladı” dedi.
“Fotoğraf çekebilmek için iyi bir eğitime ihtiyaç olduğunu düşünüyorum”
Fotoğrafçılığa başlamanın yaşı olmadığını, hatta insanların 60 yaşında da öğrenebileceğini söyleyen Erol, “Yeni başlayanlar, ilk olarak kullandıkları makineler hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bunun yanı sıra; illerde bulunan fotoğrafçılık derneklerinin düzenledikleri kurslara katılabilirler, konuyla ilgili kitaplar karıştırabilirler ve iyi fotoğrafçıların fotoğraflarına bakarak kendilerini geliştirebilirler. Ben fotoğraf çekebilmek için, iyi bir eğitime ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ancak bu eğitimin illa ki üniversitelerden alınması şart değildir. Bu biraz da fotoğrafçılıkla ne kadar ilgilendiğinize ve ne olmak istediğinize bağlı olarak değişecektir. Eğer bu işi meslek olarak yapmak istiyorsanız; foto muhabirliği gibi fotoğrafçılık derslerini almanız daha makul olacaktır. Fotoğraf sanatçısı olmak istiyorsanız da benzer bir süreçten geçmeniz daha uygundur. Ancak üniversitede söz konusu bölümleri okumadan veya farklı eğitimleri almadan da bu işi profesyonel olarak yapabilirsiniz “diye ifade etti.
Fotoğrafta estetik algısı
Fotoğrafın bugünkü varlığını teknolojiye borçlu olduğunu, ayrıca fotoğrafın kalitesini teknik ve estetik nitelikler artırır diye belirten Erol, “İlk olarak netlik, pozlama gibi teknik sorunların ortadan kalkması gerekmektedir. Estetik ise kompozisyon bilgisiyle ve iyi fotoğraflara bakmakla, iyi film izlemekle ve iyi resim bakmakla gelişir” diye beyan etti.
Teknolojik gelişmelerin fotoğrafçılıkta ne gibi artıları oldu?
Türkiye’nin, Ara Güler, Coşkun Aral ve Emin Özmen gibi duayen diyebileceğimiz fotoğrafçıları yetiştirdiğini ve bu sanata ilgi duyanların mutlaka Sebastiao Salgado, Luc Delahaye ve Josef Koudelka’nun çektiği fotoğrafları incelenmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Konuyla ilgili olarak; fotoğrafçılık sanatının mutfağına değinen Erol, şunları söyledi: “Günümüzde, dijital fotoğrafçılığın sağladığı kolaylıklar, eski makinelerle kıyaslanamaz. Analog fotoğraf döneminde, bir filmde 36 kare çekim yapabiliyorduk. Sonrasında çektiklerimiz fotoğrafları; önce karanlık odada yıkamamamız, sonrasında da banyo etmemiz gerekiyordu. Şimdi ise, dijital fotoğraf teknolojisi ve internet sayesinde, çektiğimiz sayısız fotoğraftan herhangi birini binlerce kilometre uzakta olan birisine anında gönderebiliyoruz.”