Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi'nin vakfına bağlı şirketleri güveni kötüye kullanarak zarara uğrattıkları ve haksız mal edindikleri iddiasıyla haklarında dava açılan eski Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile 4 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılanan sanıkların katılmadığı duruşmada, taraf avukatları ile Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili hazır bulundu.
"Suçlamaları kabul etmiyoruz, raporda tavsir edilen hususların hepsi zaman aşımına uğramıştır"
Sanık avukatları adına savunma yapan Turgut Kazan, sanıklar hakkındaki suçlamaları kabul etmediklerini, öne sürülen suçların bilirkişi raporlarıyla tespit edilemediğini belirtti.
Davaya konu vakfın 1979 yılında kurulduğunu belirten Kazan, "Bu zamana kadar Vakıflar Genel Müdürlüğü sistematik bir şekilde denetleme yapmış ve soruşturmaya konu olabilecek bir emare bulunmamıştır. Raporda tasvir edilen hususların hepsi zaman aşımına uğramıştır. Uzman raporlarında suç unsurlarının olmadığı açıkça belirtilmiş. Burada Devlet Denetleme Kurulu ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün bir zararı mevcut değildir." dedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili Ahmet Halil Ünal ise bu beyanları kabul etmediklerini dile getirerek, Genel Müdürlük olarak şikayetlerinin devam ettiğini bildirdi.
Duruşma 7 Şubat'a ertelendi
Mahkeme heyeti, bilirkişi incelemesinin yapılmasına karar vererek duruşmayı 7 Şubat 2025'e erteledi.
İddianamede hangi iddialar yer alıyor?
Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamede, Antalya'nın Alanya ilçesindeki otel, Muğla'nın Marmaris ilçesindeki bazı taşınmazların Anadolu Üniversitesinden kaynak edinilmesine rağmen ailenin vakıf şirketlerindeki hisselerinin artırılması suretiyle ve şirketler vasıtasıyla Yılmaz Büyükerşen ve ailesi üzerine mülk olarak geçirildiği, rayiç bedellerin altında yapılan satışlardan vakfa ait şirketlerin 876 bin 16 lira zarara uğratıldığı iddia edilmişti.
Söz konusu vakıf şirketinin Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde yer alan mülkünün 13 milyon 500 liraya satıldığı, bu paranın başka bir vakıf şirketindeki payını artırmada kullanıldığı ileri sürülen iddianamede, bu suretle bir şirketin içi boşaltılarak lokomotif olan başka bir şirketin yüzde 50 payına ve 200 milyon liralık mal varlığına hakim olunduğu, böylelikle vakıf ve şirketlerin hisse değerleri azalırken Büyükerşen ve ailesinin sahip olduğu şirketin hisse tutarının 10-15 kat artırıldığı da iddialar arasında yer alıyor.
İddianamede, Yılmaz Büyükerşen ve A. D'nin "güveni kötüye kullanma" suçundan ayrı ayrı 2 kez olmak üzere 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası, "haksız mal edinme"den 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 milyon liradan 10 milyon liraya kadar ağır para cezası, Y. T. ile E. N. O. ve Ç. K. hakkında ise "güveni kötüye kullanma"dan 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası talep ediliyor.