Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili ve TBMM Su Kaynakları, Kuraklık ve İklim Değişikliği Meclis Araştırma Komisyonu Üyesi Dr. Jale Nur Süllü, Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği Müdürlüğü personeli ile bir araya gelerek görüş alışverişinde bulundu.
Çevreyi, rant sağlayıcı, gelir getirici anlayışla talan eden politikalar yerine doğayı ve bilimi merkeze alan politikalara ihtiyaç olduğunu belirten Jale Nur Süllü “Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimiz, şehrimiz ile dünyamızı küresel iklim krizinin etkilerine karşı korumak ve etkilerini azaltmak için, değerli çalışmalar yapıyor. Tepebaşı Belediyemizin de örnek çalışmalarının yanı sıra, genç ve birikimli bir ekiple kurduğu İklim Değişikliği Müdürlüğü’nün tüm canlıların geleceğini ilgilendiren iklim üzerinde yoğunlaşması çok değerli. Müdürümüz Ayça Köprübaşı ve ekibi ile bir araya gelerek komisyon çalışmalarını aktarmanın yanı sıra belediyemizin küresel iklim krizi vizyonu hakkında bilgi aldım. İklim krizi ile mücadelede, karbon emisyonlarının azaltım sürecini görmezden gelerek uyum süreci ile ilgili fonlardan yararlanma derdindeki saray rejiminin aksine bütüncül ve farkındalık ile hareket eden Tepebaşı Belediyemizi kutluyorum.” dedi.
"Paris İklim Antlaşması'nın onaylanması yetmez"
Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurul konuşmasında, Paris Antlaşması’nın TBMM onayına sunulacağı açıklamasına da değinen İklim Değişikliği Meclis Araştırma Komisyonu Üyesi Dr. Jale Nur Süllü, “Komisyon toplantılarında da gördüğümüz gibi, iktidarın iklim politikası, iklim değişikliğini yavaşlatmak için sera gazı salınımlarını azaltmak yerine, fon ve ucuz kredilerden yararlanabilmeye yönelik. 4 yıldır Anlaşmanın onaylanması yönündeki ısrarlarımıza kulak tıkıyorlardı. Birdenbire Meclis’e getireceklerini söylemelerinin nedeni de 3 milyar dolarlık ucuz kredi paketi. Neden yine para, ancak, anlaşmanın onaylanması yetmez. 2030’a dek artırımdan azaltım anlamına gelen niyet beyanı gözden geçirilmeli, kömürden çıkış takvimi açıklanmalı, termik santraller durdurulmalı, betonlaşma anlayışı terk edilmeli, yanlış arazi kullanımı ve madenlerle orman ve su kaynakları talanına son verilmeli. İklim krizinin azaltım ve uyum süreci, bütüncül politikalarla bilim ışığında ele alınarak yürütülmez ise gelen paralar da havaya uçar, etkisini görmeye başladığımız üzere doğal afetler, kuraklık, ardından kıtlık ve fiyat artışları ile gıda krizi, denizlerde su yükselmeleri ile sular altında kalan şehirler, artan sıcaklarla milyonların ölümü gibi tüm canlıların geleceğinin tehdit altında olması kaçınılmaz” uyarısında bulundu.