Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe'de toplandı. Toplantı yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Erdoğan, 3600 ek göstergenin ayrıntılarını açıklayacak.
Toplantı sonrası kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini bizzat kendisi tayin eden bağımsız bir ülkedir. Daha düne kadar bize yapamazsınız dedikleri ne varsa hepsini yaptık yapmayı da sürdürüyoruz.
''PARLAK GELECEK BİZLERİ BEKLİYOR''
Sınırötesi harekatlarımızdan, NATO içindeki tartışmalara, ekonomi programımıza kadar idrak noksanlığının emarelerini görmek mümkündür. Biz ne yaptığımızı niçin yaptığımızı biliyoruz. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. Sırtlandığımız her yüke değecek parlak gelecek bizleri bekliyor. 2053 vizyonumuzu somut hedeflere dönüştürecek adımları titizlikle yürüyoruz. Birileri çevre adına sadece salon toplantıları yapar, sokakları yakıp yıkarken, biz evlatlarımıza daha yeşil bir ülke bırakacak çalışmalar yaptık. Enerjide güneşten rüzgara, yenilenebilir kaynaklara yaptığımız yatırımları daha da artırıyoruz.''
ENFLASYON MESAJI
Enflasyon bir sorundur ama Türkiye'nin sorunlarının asıl sebebi ve çözüm yolu tek başına bu başlık değildir. Yüksek faizle asıl kazanan bir avuç tuzu kuru kesim. Biz tercihimizi istihdamı koruyarak işini, aşını geçimini sürmesini sağladığımız milyonlardan yana kullandık. Fiili bir hayat pahalılığı sorunu var.''
''ÜLKEMİZDE TEKNİK ANLAMDA ENFLASYON DEĞİL, HAYAT PAHALILIĞI SORUNU VAR''
Biz tercihimizi istihdamı koruyarak işini, aşını geçimini sürmesini sağladığımız milyonlardan yana kullandık. Ülkemizde teknik anlamda enflasyon değil fiili bir hayat pahalılığı sorunu var. Ülkemize döviz girişini sağlayacak yeni yöntemler geliştiriyoruz. Vatandaşlarımıza kur korumalı mevduat gibi kur ve altın hesabına dayalı konut kredisi gibi alternatifler sunuyoruz.
''BU İKTİDAR FAİZİ ARTIRMAYACAKIR''
Bu iktidar faizi artırmayacaktır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz.''
ERDOĞAN'DAN BÜYÜK MÜJDE: TÜM MEMURLARIN EK GÖSTERGELERİ YÜKSELTİLECEK
3600 ek gösterge ile ilgili çalışmayı tamamladık. Meclisi'mizin gündemine sunacağız. İlk gündeme geldiğinde öğretmenlerimize, polislerimize, sağlık çalışanlarımız gibi kesimler için 3600 ek gösterge sözünü vermiştik. Ancak sadece bu kesimler için yapılacak artışın adaltesizliğe yol açacağını gördük. Bunun için tüm memurlarımızın ek gösterlerinde 600 puanlık göstergeye gitmeyi planladık. Önümüzdeki yılbaşından itibaren yararlanılacak.
Genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600'den 4 bin 400'e, şube müdürü, ilçe müdürü seviyesindeki yöneticilerin 2 bin 200'den 3 bine çıkacak. Yapılan artışlar elbette, halen emekli olan kamu görevlilerinin maaşlarına da yansıtılacaktır. En büyük hassasiyetimiz, istihdamı koruyup, gelir kaybını telafi ederek, fırsatçıların önünü keserek insanımızın üzerine kalıcı yük binmesine engel olmaktır. Memurlarımızın maaşlarında artış sağlamasının ötesinde asıl emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi kazanımlar getiriyor."
"Binaların yalıtım çalışmalarında kullanılmak üzere, daire başına 50 bin liraya kadar, 60 ay vadeli ve 0,99 faiz oranıyla kredi imkanı getiriyoruz."
Erdoğan 15 milyar liralık yeni destek paketini açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada yeni Aile Desteği programını da açıkladı. Programa Haziran ayının 3'üncü haftasından itibaren başvuru yapabilecek. Aile Desteği programına başvurular e-devlet üzerinden yapılacak.
Erdoğan, ""Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz 98 milyar liralık yardımla vatandaşların yanında olduk. Bugün sosyal yardım bütçemizi arttırıytoruz. Bu kapsamda Türkiye aile desteği programı kapsamında ekonomik olarak dezavantajlı ailelere yönelik 15 milyar liralık bir destek paketi başlatıyoruz" dedi.
BAŞVURU
Başvurular Haziran ayının 3'üncü haftasında başlayacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, memur ve memur emeklilerini ilgilendiren 3600 ek göstergeyle ilgili detayları açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, konuşmasının son bölümünde kabine çalışmalarıyla bağlantılı bazı hususları paylaşmak istediğini söyledi.
Erdoğan, memurların ek gösterge düzenlemesiyle ilgili çalışmayı tamamladıklarını ve Meclisin takdirine sunacak safhaya getirdiklerini bildirerek, bu konu ilk gündeme geldiğinde öğretmenlere, polislere, sağlık çalışanlarına ve din görevlilerine ek göstergelerini 3 bin 600'e çıkarma sözü verdiklerini hatırlattı.
Ancak sadece bu kesimler için yapılacak bir ek gösterge artışının, memurlar arasında adaletsizliğe yol açacağını ve hiyerarşik dengeyi de bozacağını gördüklerini aktaran Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Bunun için şartlarımızı zorlama pahasına kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık. Yardımcı hizmetler sınıfındakiler de dahil, ülkemizdeki 5,3 milyon kamu görevlimizin tamamı, önümüzdeki yılbaşından itibaren bu düzenlemeden yararlanacaktır. Düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte birinci dereceye gelmiş olma şartıyla söz verdiğimiz tüm meslek gruplarındaki hak sahipleri hemen 3 bin 600 ek göstergeye yükseltilecektir. Bunun yanında genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600'den 4 bin 400'e, şube müdürü ve ilçe müdürü seviyesindeki yöneticilerin ek göstergeleri de 2 bin 200'den 3 bine çıkartılacaktır.
Ek gösterge düzenlemesi, memurlarımızın mevcut maaşlarında küçük de olsa bir artış sağlamasının ötesinde asıl emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi kazanımlar getiriyor. Somut örnek verecek olursak, ek göstergesi 3600'e çıkan 30 yıllık hizmeti bulunan bir memurun emekli aylığı 1234 lira ile 1391 lira arasında, emekli ikramiyesi ise 44 bin 500 lira ile 50 bin 150 lira arasında artacaktır.
Mevcut maaşlara göre hesaplanan bu tutarlar, düzenlemenin yürürlüğe gireceği yılbaşındaki rakamlara göre çok daha yüksek seviyelerde gerçekleşecektir. Yapılan artışlar elbette halen emekli olan kamu görevlilerinin maaşlarına da yansıtılacaktır."
Erdoğan, mülki idari amirleri başta olmak üzere yaptıkları iş ile özlük hakları arasındaki makas açılan kamu görevlileriyle ilgili iyileştirici bir düzenlemeyi de bu kapsamda gerçekleştireceklerini açıklayarak, ek gösterge düzenlemesinin memurlara, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
"2053 vizyonumuzu şekillendirmek için çalışmaya devam ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Varsın birileri yalanla iftirayla çarpıtmayla kendi ülkesinin çıkarlarına ihanetle kendi milletinin hayallerini baltalamakla uğraşsın. Biz gençlerimizle 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için çalışmaya devam ediyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Paris İklim Anlaşması'na taraf olurken daha adil bir dünya için mazlumların ve mağdurların haklarını koruyacak bir perspektifle hareket ettiklerini belirtti.
Dünyanın geleceğinde taşıdığı önem sebebiyle 2053 vizyonlarının merkezine iklim değişikliği ile mücadele projelerini yerleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, İklim Şurası'nı topladıklarını, tüm sektörlerin yapacağı çalışmaları belirlediklerini, "iklim kanunu" hazırlıklarına başladıklarını söyledi.
Erdoğan, bu çerçevede enerjide, güneşten rüzgara yenilenebilir kaynaklara yaptıkları yatırımları daha da artırdıklarını ifade etti.
Sanayide, üretimde emisyon miktarını azaltacak temiz teknolojileri desteklediklerini, ulaştırmada temiz ulaşım ağını genişlettiklerini, demir yolu ve deniz yolu taşımacılığını teşvik ettiklerini, tarımda iklim dostu tarımsal destekleme modeli ile tarladan sofraya uzanan sürdürülebilir bir sistem kurduklarını anlatan Erdoğan, atık yönetiminde sıfır atık seferberliği ile geri kazanım oranını yüzde 60'lara çıkarmayı planladıklarını aktardı.
Erdoğan, konutta deprem hazırlıklarıyla iklim dostu dönüşümü birleştirdiklerini, insanlara daha sağlıklı ve güvenli yerleşim yerleri sunduklarını, yutak alanlarda ormanları genişleterek, yeşil koridorları artırarak tabiat temelli çözümlerle karbon dengesini sağladıklarını ifade etti.
İklim Değişikliğiyle Mücadele Türkiye Modeli Vizyon Belgesi
Bilim ve teknolojide üniversitelerden araştırma merkezlerine kadar tüm imkanları yeşil kalkınma seferberliğine dahil ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ticarette, sera gazı emisyonlarının ticareti sistemini kurduk, kuruyoruz. Özel sektörümüzün önüne yeni fırsatlar açıyoruz. Finansmanda, temiz üretim modellerine yönelik yatırımları destekleyerek ülkemizin cazibe merkezi haline gelmesine katkı veriyoruz. Afetlerde, vatandaşlarımızın iklim krizinin yol açtığı yıkımlardan gördükleri zararları hızla telafi ederek mağduriyetlerin önüne geçiyoruz. Eğitimde önümüzdeki dönemden itibaren yeşil dönüşüm hamlesinin tüm eğitim öğretim kademelerinde müfredata girmesini sağlıyoruz. Yerel yönetimlerde, belediyelerimizin sorumluluklarını etkin şekilde yerine getirebilmelerini temin için kolaylaştırıcı adımlar atıyoruz. İklim elçileriyle, gençlerimizi uzman düzeyinde yetiştirip iklim dostu yeşil dönüşüm süreçlerine dahil ederek yeni sektörler, istihdam alanları oluşturuyoruz. Genel merkezimiz bünyesinde hazırlıklarını tamamladığımız İklim Değişikliğiyle Mücadele Türkiye Modeli Vizyon Belgesi ile tüm bu çalışmaların siyasi perspektifini de ihmal etmiyoruz. Bu başlıkları ve daha fazlasının her birini tüm detaylarıyla yeri ve vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağız."
"Gençlerimizle 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için çalışmaya devam ediyoruz"
"Varsın birileri yalanla iftirayla çarpıtmayla kendi ülkesinin çıkarlarına ihanetle, kendi milletinin hayallerini baltalamakla uğraşsın. Biz gençlerimizle 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için çalışmaya devam ediyoruz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin 2053 hedeflerine ulaşacağını dile getirdi.
Türkiye'nin 2053 vizyonunu hayata geçireceği inancı ve kararlılığıyla gerisini takdiriilahiye ve milletin irfanına bıraktıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasında bizimle olan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Geleceği, başkalarının yaptıklarını izleyerek değil, kendisi bizzat inşa ederek şekillendirmeye talip her bir evladımıza şükranlarımı sunuyorum. İstiklalimiz ve istikbalimiz yolunda zerre miskal katkısı olan her bir kardeşimize şükranlarımı sunuyorum. Tüm bu projelerin hayata geçmesinde emeği, katkısı olan bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, belediyelerimi, sivil toplum kuruluşlarımızı, özel sektörümüzü tebrik ediyorum."
Faiz-enflasyon-kur
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geldiği yolda özellikle yol ayrımı olarak kabul edilecekse, en çok tartışmaya sebep olan tercihinin hiç şüphesiz ekonomi programı olduğunu vurguladı.
Bütün dünyaları faiz, enflasyon, kur ilişkisi üzerine kurulu kabullerden ibaret olan kesin inançlıların ülkenin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya bile çalışmadığını ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Halbuki bizim ekonomideki programınızın esasını, Milli Mücadelemizi de zafere ulaştıran 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır' stratejisi oluşturmaktadır. Enflasyon bir sorun mudur? Evet bir sorundur ama Türkiye'nin sorunlarının asıl sebebi ve çözüm yolu tek başına bu başlık mıdır? Kesinlikle değildir. Eğer öyle olsaydı geçmişte sayısız defa uygulanan, bir kısmı da başarıya ulaşan enflasyonla mücadele merkezli ekonomi programları sayesinde ülkemiz tüm sorunlarını çözmüş olurdu. Teşhis yanlış olunca tedavi de istenilen neticeyi vermez. Gerçi ülkemizde bizim programımıza kadar bu teşhisin kasıtlı olarak yanlış konduğu ve yine kasıtlı olarak yanlış tedavilerin uygulandığı da bir gerçektir. Türkiye ekonomisini belli bir çizginin üzerine çıkartmayarak yüksek faizle soyulacak kadar diri, üretimle ayağa kalkamayacak kadar halsiz bırakacak programlarla yıllarımız heba edilmiştir. Aslında bu kısır döngünün ilk adımı enflasyonun tanımıyla başlıyor."
"Tercihimizi geçimini sürdürmesini sağladığımız milyonlardan yana kullandık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'nın ekonomi mecralarına göbek bağı ile tabi olanlara göre enflasyonun insanların ve kamunun aşırı tüketiminden kaynaklandığını söyledi.
Bu sorunun çözümünün de faizleri artırarak parayı tasarruf araçlarına yönlendirmek suretiyle tüketimi azaltmak ve böylece fiyatları düşürmek olarak sunulduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peki burada kazanan kim? Yüksek faizle cebi dolan içerideki bir avuç tuzu kuru kesim. Onlarla birlikte yükselen faizlere ve değerlenen liraya heveslenerek dışarıdan gelen sıcak para sahibi fonlar. Elbette ucuzlayan döviz sebebiyle, ülkeyi yabancı tüketim ürünlerinin pazarı haline getiren ithalatçıları da bu arada unutmamak lazım. Peki kaybeden kim? Üretimin düşmesi sebebiyle işsiz ve aşsız kalan, umutları törpülenen, gelecekleri kararan milyonlar. Biz tercihimizi faizleri yükselt baskısıyla bir kez daha ülkeyi soymak için ellerini ovuşturanlardan değil, istihdamı koruyarak işini, aşını, geçimini sürdürmesini sağladığımız milyonlardan yana kullandık. Hele ki dünyanın içinden geçtiği şu ekonomik buhranda tercihi üretimden ve istihdamdan değil de finansal illüzyonlardan yana kullanmak, kesinlikle ülkeyi emperyalist mandacılara peşkeş çekmek demektir. Bunu da yutmayacağız. Bunlar hadi bizi dinlemiyorlar, hadi bize inanmıyorlar, hiç değilse kendi putlarına, kendi ideolojik efendilerine kulak versinler."
Erdoğan, uluslararası kuruluş başkanlarının bile açıkça enflasyonla ve faizle ilgili ezberlerin bozulması gerektiğini söylediğini vurguladı.
Dünya genelinde halihazırda 136 ülkenin merkez bankasının enflasyon oranlarının altında faiz politikası uyguladığına dikkati çeken Erdoğan, "Buna rağmen Türkiye için eskinin köhne enflasyon-faiz denkleminde ısrar etmek gafletten kaynaklanmıyorsa alenen ihanet teşebbüsü demektir." diye konuştu.