Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, 27'nci Dönem 6'ncı Yasama Yılı Açılış Toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin istiklal ve istikbal davası, çağlar ötesine uzanan kutlu bir mücadelenin adıdır. Bugün de sınırlarımızın içinde ve ötesinde aynı mücadeleyi vermeyi sürdürüyoruz. Terör örgütlerinin başında yer aldığı düşmanlarımıza göz açtırmayan askerlerimize, polislerimize, jandarmalarımıza, istihbaratçılarımıza, güvenlik korucularımıza başarılar diliyorum. TBMM, milli mücadele yıllarından beri bu ülkenin her türlü meselesinin çözümünde milletimizin her beklentisinin karşılanmasında öncü bir rol üstlenmiştir. Bugün de gerek 27’nci dönem boyunca çıkartılan kanunlarla, gerek halen komisyonlarda ve genel kurul gündeminde bekleyen tekliflerle, gerekse bundan sonra gündeme gelecek çalışmalarla meclisimizin tarihi misyonunu hakkıyla yerine getirdiğine ve getireceğine inanıyorum" dedi.
"Milletimizin gönlündeki yerinizi aldığınıza inanıyorum"
Erdoğan, Türkiye'nin yaklaşık 8 ay sonra gideceği seçimlerde hem yasama organı TBMM üyelerini, hem de yürütmenin temsilcisi cumhurbaşkanını belirleyeceğini hatırlatarak, "Dünyanın ve bölgemizin gerçekten tarihi günler yaşadığı, asırlık dengelerin kökünden sarsıldığı, siyasi, ekonomik ve askeri güç merkezlerinin yeniden oluştuğu bir dönemde bu seçimleri yapacağız. 27'nci dönem milletvekilleri olarak sizlerin üstlendiğiniz misyonun gereklerini başarıyla ifa etmiş bir kadro sıfatıyla milletimizin gönlündeki yerinizi aldığınıza inanıyorum. Bu büyük şeref evlatlarınıza bırakacağınız en büyük miras olacaktır. Ülkemize, milletimize, meclisimize yaptığınız hizmetler için şimdiden her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"Milletin hakkını cansiperane koruyan meclis var"
Erdoğan, önce milli mücadele, son olarak da 15 Temmuz gecesi 'gazi' unvanıyla şereflenen meclisin bu vasıflarıyla dünya parlamentoları arasında müstesna bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, "Bir dönem ülkemize ‘demokrasiyi bedel ödemeden elde ettiği için içselleştiremediği’ ithamları yönetilirdi. Şimdi ise karşımızda son çeyrek asrın en iddialı demokrasi ve kalkınma programlarının ahdi altyapısını kurmuş bir Türkiye Büyük Millet Meclisi var. Şimdi karşımızda, darbecilere direnerek milli iradenin üstünlüğünü hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tescillemiş bir meclis var. Şimdi karşımızda her türlü tehdide rağmen temsilcisi olduğu milletin hakkını, hukukunu, menfaatlerini cansiperane şekilde koruyan bir meclis var. Meclisimizin ve milletvekillerimizin zaman zaman maruz kaldıkları iftira derecesine varan saldırıların bir sebebi de işte bu tablodur" dedi.
"Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarına bu meclis imza atmıştır"
Erdoğan, meclisin zorluklar karşısında onurlu bir duruş sergilediğini ifade ederek, "Türkiye’yi ısrarla müstemleke muamelesine maruz bırakmak, siyasi ve ekonomik olarak peykleri konumunda görmek isteyenler meclisimizin bu onurlu duruşundan da rahatsızdır. Ama biz kimin ne dediğine, kimin ne istediğine değil, milletimizin neye ihtiyacı olduğuna, ülkemizin hedeflerine bakarak yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla birlikte istikametimizi çiziyoruz, yolumuza devam ediyoruz. Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarına bu Meclis imza atmıştır. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz istiklalimizi ve istikbalimizi aydınlatan en önemli reformlardan biri de hiç şüphesiz yönetim sistemimizde yaptığımız değişikliktir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle demokratik erklerin her birini, kendi alanında en güçlü en etkili en verimli hale getirdiğimize inanıyorum. Geçmişte demokratik bir denge içinde değil de yıkıcı rekabet görünümü veren yasama, yürütme ve yargı, artık aynı gaye doğrultusunda birbirlerini destekleyen bir anlayışla çalışmaktadır" diye konuştu.
Yeni anayasa mesajı
Erdoğan, yeni Anayasa konusunda 2013 ve 2021 yıllarında yaptıkları samimi çağrıların Türkiye’yi böyle bir kazanımla buluşturmaya yetmediğini belirterek şunları söyledi:
"İçimizde ukde kalan bir diğer mesele de ülkemizi yeni, sivil, demokratik yöntemlerle inşa edilmiş, kapsayıcı, sade ve vizyoner bir Anayasa'ya kavuşturmaktır. Yeni Anayasa konusunda 2013 ve 2021 yıllarında yaptığımız samimi çağrılar, maalesef, ülkemizi böyle bir kazanımla buluşturmaya yetmedi. İlk çalışma, Meclis’teki ortak komisyonda tıkandı. İkinci çağırımıza ise somut hiçbir cevap alamadık. Yeni dönem Meclisimizin, Türkiye'yi, hakkı olan yeni Anayasa’yla buluşturarak, darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum. Bunu aynı zamanda gelecek nesillere bir borcumuz, önümüzdeki dönemde gençlerimize hediye edeceğimiz en büyük kazanım olarak görüyoruz. İnsanlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en üst seviyeye çıkartan sessiz devrimleri hayata geçirdiğimiz gibi, inşallah yeni Anayasa çalışmasını da tamamlayacağız. Türkiye’yi vesayetin, darbelerin, baskıların, zulümlerin utancından; vatandaşlarımızı kökeni, inancı, mezhebi, meşrebi, kılık-kıyafet ve kültürü sebebiyle horlanmaktan beraber kurtardık. Yeni Anayasa’yla, bu kazanımların ahdi temelini de olması gereken hale getirmek istiyoruz" dedi.
"Teröristlerin her an ensesindeyiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin son 20 yılına bakıldığında milletin gündemini uzunca süredir işgal eden sorun alanlarını birer birer geride bıraktıklarını belirtip, "Mesela bunlardan biri terör örgütlerinin kanlı saldırılarıyla yol açtığı huzur ve güven endişesiydi. Uzun yıllar boyunca ülkemiz gündeminin bir numaralı sorunu hep terör meselesiydi. Yaptığımız operasyonlar, aldığımız tedbirler, izlediğimiz çok yönlü diplomasiyle terör örgütlerini sınırlarımız içinde bitirirken, sınırlarımız dışında da adeta felç ederek yeni bir güvenlik ve huzur iklimi oluşturduk. Bu gerçeği, elini vicdanına koyan hiç kimse inkar edemez. Teröristlerin giriştikleri tek tük eylem teşebbüsleri, inşallah bu hainlerin son çırpınışlarıdır. Güvenlik güçlerimizle askerimizle ve istihbarat teşkilatımızla teröristlerin her an ensesindeyiz. Güvenlik kuvvetlerimizi, hem terörle mücadele hem de bölgesel ve küresel tehditlere karşı ülkemizi koruma görevini en üst düzeyde yürütebilmesini sağlayacak imkan ve kabiliyetlere kavuşturduk" dedi.
"Darbeler dönemini 15 Temmuz'da geride bıraktık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tehditleri kaynağında yok ettiklerini vurgulayarak, "Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız asırlık eser ve hizmetler de milletimizin nesillerdir yaşadığı geri kalmışlık, yokluk, yoksunluk sorunlarını da ortadan kaldırmıştır. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere her alanı kapsayan eser ve hizmetlerimizin hayatına dokunmadığı, hayat kalitesini yükseltmediği tek bir insanımız dahi yoktur. Çok partili siyasi hayatımız boyunca defalarca yaşadığımız darbeler dönemini de 15 Temmuz’da istiklaline sahip çıkan milletimiz ve milli iradenin itibarını yere düşürmeyen Meclis'imiz sayesinde geride bıraktık. Ülkemizi geliştirmek, büyütmek, güçlendirmek; milletimizin refahını artırmak, hayatını kolaylaştırmak için çalışıp çabalarken, küresel krizlerin ağır etkileriyle de mücadele ettik. Üstelik biz küresel krizlerle birlikte hassaten ülkemize yönelik saldırıları da göğüslemek mecburiyetinde kaldık" diye konuştu.
"Kendi özgün ekonomi modelimizi inşa ettik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdü:
"Türkiye Ekonomi Modeline ilişkin yaklaşımlarımızı, dün İstanbul'da bir grup yabancı iktisatçıyla da enine boyuna değerlendirme imkanı bulduk. Orada da ifade ettiğim gibi, bizim uyguladığımız ekonomi politikası, kesinlikle "akıntıya kürek çekme" gibi akıl dışı bir amaca dayanmıyor.
Tam tersine biz, ekonomik araçlar üzerinden ülkemize diz çöktürmek gayesiyle, bugüne kadar ne kadar iyi, doğru, kazançlı olduğu hep telkin edilmiş iktisat politikalarına da aykırı şekilde maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik. Daha önemlisi, bu modelin hem iktisat ilminde yeri vardır, hem dünyada örnekleri mevcuttur, hem de ülkemiz gerçekleriyle ve sahip olduğumuz potansiyelle en üst düzeyde uyumludur. Dolayısıyla kendimize, neresinden bakarsanız bakın ülkemize eşsiz kazançlar sağlayacak bir yol seçtik.
Açık konuşmak gerekirse, ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere de gitmedik. Şayet maç sürerken oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı, belki bir müddet daha buna ihtiyaç duymayabilirdik. Fakat, ülkemiz açık bir ekonomik saldırıyla karşı karşıya kalınca, sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere nasıl karşı çıktıysak, buna da aynı tavrı sergiledik. Küresel gelişmelerin önümüze çıkardığı fırsatları da değerlendirerek, "olanda hayır vardır" anlayışıyla yönümüzü geleceğe çevirdik. Dünyanın ve ülkemizin tecrübelerinden en üst düzeyde istifadeyle, kendi özgün ekonomi modelimizi inşa ettik.
Asgari ücret açıklaması
Enflasyondaki artışın insanlarımızın refah seviyelerinde yol açtığı kaybı önlemek için asgari ücreti, memur maaşlarını, emekli maaşlarını, sosyal yardım rakamlarını yılbaşında ciddi oranlarda artırdık. Temmuz ayındaki ilave düzenlemelerle, bu artışları daha da ileriye taşıdık. İnşallah önümüzdeki yılbaşında, tüm ücretlerin durumlarını, kayıplarını telafi edecek şekilde tekrar gözden geçireceğiz. Hep söylediğimiz gibi, hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz."
"Ülkemizi asırlık eserlere kavuşturduk"
Erdoğan, milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu devraldıkları 2002 yılında; Türkiye’yi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde yükseltecekleri sözü verdiklerini hatırlatarak "Bununla yetinmedik; ulaştırmayı, enerjiyi, sanayiyi, tarımı, sporu, sosyal yardımları ve daha pek çok başlığı da ekleyerek ülkemizi 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturduk. Eğitimde; bu alana ayrılan yıllık bütçeyi, yükseköğretim dahil 10,3 milyar liradan haziran ayındaki ilaveyle birlikte 304 milyar liranın üzerine çıkardık. Sağlıkta; hastane yatak sayımızı 164 binden 263 binin üzerine yükselttik. Göreve geldiğimizde 5 bin 777’den devraldığımız engelli memur sayısı bugün 66 bini buldu" dedi.
"Aile yapımızı korumakta kararlıyız"
Erdoğan, milletin yapı taşı olan aile kurumuna ifsada dönük kasıtlı saldırıların farkında olduklarını belirterek, "Bu sinsi faaliyetlere karşı maddi ve manevi tüm boyutlarıyla aile yapımızı korumakta kararlıyız. Aile fıtratını güçlendirmeye yönelik attığımız adımları, önümüzdeki dönemde yeni unsurlarla destekleyeceğiz. Çalışma ve sosyal güvenlikte; 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücret, bugün 5 bin 500 liraya ulaştı. Adalette; iktidara geldiğimizde 9 bin 349 olan hakim- savcı sayımızı, bu yıl itibarıyla 22 bin 756’ya yükselttik. Mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, idari yargıda yüzde 42 artırarak teşkilatımızı güçlendirdik. Ülkemizin en küçük idari birimi olan muhtarlıklarımızı güçlendirdik, muhtarlarımızı sosyal güvenlik pirimi ödemelerinden maaşlarına kadar her alanda destekledik" diye konuştu.
"Konut amaçlı arsa üretimini 1 milyona çıkarıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TOKİ eliyle 1 milyon 170 bin konut ürettik, 3 milyon konutun da dönüşümünü gerçekleştirdik. Yapacaklarımızı söylemiyorum, bunlar yaptıklarımız. 12 milyon vatandaşımızı yeni ve güvenli konutlara kavuşturduk." dedi. Erdoğan, 500 bin sosyal konut, 250 bin konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri kampanyasının müjdesini paylaştıklarını hatırlatarak, "Bu kampanyanın ilk etabı olan 250 bin sosyal konutun, 100 bin konut arsasının ve 10 bin iş yerinin inşasına hemen başlıyoruz. Konut amaçlı arsa üretimini 1 milyona çıkartacak bir hazırlığın da içindeyiz. '81 şehrimize 81 milyon metrekare millet bahçesi kazandırma' hedefimiz çerçevesinde, bugün tüm Türkiye’de 455 millet bahçesi yapıyoruz" dedi.
"TOGG'un Gemlik’teki fabrikasını 29 Ekim’de açıyoruz"
Erdoğan, ticaret alanında yıllık 36 milyar dolar olan ihracatı 250 milyar doların üzerine çıkardıklarını kaydedip, "Dış ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yıl 500 milyar dolar sınırına dayandı. Sanayi ve teknolojide; 142 yeni organize sanayi bölgesi, 25 endüstri bölgesi, 87 teknopark kurulmasını sağladık. 'Milli Uzay Programı'mızı oluşturduk ve 2023 yılında bir Türk vatandaşının uluslararası uzay istasyonuna gönderilmesi sürecine start verdik. Yerli elektrikli otomobilimiz TOGG’un Gemlik’teki fabrikasını 29 Ekim’de açıyor, seri üretimi başlatıyoruz. 'Milli teknoloji' hamlemizi, gençlerimizin enerjisini ve birikimini en üst düzeyde ülkemizin hizmetine sunacak bir anlayışla hayata geçiriyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiç kimse Türkiye’nin ufkunu 780 bin kilometrekareye hapsedemez. Bize uzunca bir vakittir unutturulmaya çalışılsa bile bölgemizde cereyan eden her olay, bu hakikati hepimize tekrar hatırlatmaktadır. Türkiye olarak işte bu gerçekler ışığında, vatandaşlarımızla birlikle dost ve kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmenin çabasındayız. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde inisiyatif alan, yapıcı ve aktif bir siyaset uyguluyoruz. Gerilim peşinde koşmadığımız gibi kimden gelirse gelsin baskılara da boyun eğmiyor, milletimizin izzetine asla halel getirmiyoruz" dedi.
"Politikalarımızı ülkemizin çıkarlarını merkeze alarak belirledik"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dış politikadaki gelişmeleri de değerlendirerek, "Ukrayna krizindeki tutumuz; ülkemizin barışı, istikrarı, insanı ve insan hayatını merkeze alan dış politikasının en son örneğidir. Biliyorsunuz, bu kriz ilk başladığında kimi çevrelerin yoğun baskılarına maruz kaldık. Bazı dış güçler ve onların içimizdeki sözcüleri, ağızlarını her açtıklarında bizi treni kaçırmakla yalnız kalmakla hata yapmakla suçladılar. Türkiye'ye ve Türk ekonomisine çok ağır bedeller ödetecek fevri kararlar almamız için bize etmediklerini bırakmadılar ama biz politikalarımızı bunların dediklerine göre değil ülkemizin çıkarlarını merkeze alarak belirledik" diye konuştu.
"Tahıl Koridoru mutabakatını hayata geçirdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta tercihlerini barıştan, diyalogdan, adaletli hakemlikten yana kullandıklarını belirterek, "Her iki ülkeyle var olan yakın ilişkilerimizi gözeterek, ateşi harlamak, fitneyi körüklemek yerine savaşı sonlandırmak için çabalamayı tercih ettik. Bu anlayışla süreçte kolaylaştırıcı rol üstlendik; Rusya ile Ukrayna dışişleri bakanlarını Antalya’da buluşturduk, müzakere heyetlerine İstanbul’da ev sahipliği yaptık. Birleşmiş Milletler'le birlikte Ukrayna tahılının dünya pazarlarına sevk edilmesine yönelik tahıl koridoru mutabakatını hayata geçirdik. Havasını soluduğu, ekmeğini yediği ülkeden habersiz olanlar görmese de yurt dışında yaşayan herkes küresel bir güç haline gelen Türkiye gerçeğini gayet iyi biliyor. Geçen yıl açılışını yaptığımız Türkevi binası, iddia ve özgüven sahibi işte bu Türkiye’nin New York’taki sembolüdür. Birleşmiş Milletler'in tam karşısında abide bir eser olarak yükselen Türkevi, bu sene diplomasinin kalbinin attığı yerlerden biri haline gelmiştir. Milletimize ve ülkemize böyle bir eseri kazandırmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Yine bu temaslarımızda, daha düne kadar bize olmadık ithamlarda bulunanların, savunma sanayi başta olmak üzere pek çok alanda ülkemizle işbirliğini geliştirmenin yollarını aradıklarını gördük" dedi.
"FETÖ'cü alçakların ülkemize iadesi için çalışıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın verdikleri taahhütleri yerine getirip getirmediğini titizlikle takip ettiklerini hatırlatarak şunları söyledi:
"Elbette nihai kararı milletimiz adına gazi Meclis'imiz verecektir. Biz ülkemize verilen sözler tutulana kadar bu konudaki ilkeli ve kararlı tutumumuzu koruyacağız. Yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele eden on binlerce vatandaşını teröre kurban vermiş bir ülke olarak bu konuda kimseye taviz verecek durumumuz yoktur. Suriye’de ve Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdiğimiz harekatlarla bölücü hainleri kıpırdayamaz hale getirdik. Yurt dışına kaçan FETÖ’cü alçakların ülkemize iadesi ve hukuk önünde hesap vermesi için de tüm kurumlarımızla dört bir koldan çalışıyoruz. Terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarana kadar mücadelemizi tavizsiz bir şekilde sürdüreceğiz."
"Ermenistan, kendisine sunulan barış fırsatını iyi değerlendirmeli"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Can Azerbaycan'ın Vatan Muharebesi zaferinden sonra, bölgede kalıcı barış için bir umut ışığı doğdu. Can Azerbaycan'a olan desteğimiz, Şuşa Beyannamesiyle vücut bulduğu üzere, çok kıymetli bir bakidir. Ortaya çıkan yeni durumun bölgede kalıcı barış ve huzurun tesisine vesile olması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Atadığımız Özel Temsilciler vasıtasıyla Ermenistan'la ilişkilerimizi yeniden bir seviyeye taşıma iradesini ortaya koyduk. Ermenistan, kendisine sunulan barış fırsatını iyi değerlendirmelidir. Kıbrıs'ta iki ayrı devlet ve halk vardır. İzolasyon ve ambargolara artık son verilmeli ve Kıbrıs Türkleri'nin hak ettikleri uluslararası tanınma ve meşruiyete dair tüm sözler tutulmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Yunanistan yönetimine kışkırtmalardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını kabul etmediklerini vurgulayarak, "Ege’deki gayriaskeri statüdeki adaları silahlandıran Yunanistan’ın, bu hususta adeta teşvik edilmesi de akılla izanla müttefiklikle bağdaşmaz. Bölgede tahrik ve gerilim siyaseti gütmek, hiç kimsenin hayrına değildir, olmayacaktır. Biz, 100 yıl sonra Yunanistan’ı kimlerin yeniden üzerimize saldığını çok iyi biliyor, bu şekilde oynanmaya çalışılan oyunun farkında olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Yunanistan yönetimine, kendini ve halkını felakete sürükleyecek kışkırtmalardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz. Yeniden Asya girişimimize büyük önem veriyoruz" dedi.
Erdoğan, Bahçeli ile görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hitap ettiği Genel Kurul'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar ve milletvekilleri ile bakanlar da yer aldı. Erdoğan, konuşmasını tamamladıktan sonra AK Parti'li ve MHP'li milletvekilleri ayakta alkışladı. İYİ Parti Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu'nun talimatıyla İYİ Parti grubu da ayağa kalkıp alkışladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından MHP lideri Bahçeli ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile bekleme odasında bir süre sohbet etti.
Genel Kurul'dan birlikte çıkan Erdoğan ve Bahçeli, Şentop'un makamına geçti. Erdoğan, buradaki görüşmenin ardından TBMM'den ayrıldı. Şentop, Erdoğan ve Bahçeli'yi araçlarına kadar uğurladı.