Zirvenin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, bu önemli zirvenin hayata geçirilmesine vesile olan İletişim Başkanlığını ve destek veren paydaşları tebrik etti.
Kamu ve özel sektörden, üniversitelerden, sivil toplumdan, medyadan uzmanları ve liderleri bir araya getiren Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'nin, kendi alanında önemli bir boşluğu dolduracağına inandığını kaydeden Erdoğan, zirveye katkı sunacak katılımcılara da teşekkür etti.
"Stratejik iletişim faaliyetlerinin önemi gün geçtikçe artıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojik gelişmelerin hız kazandığı, dijitalleşmenin sosyal ve beşeri hayatı derinden etkilediği bir dönemden geçildiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu süreçte stratejik iletişim faaliyetlerinin önemi de gün geçtikçe artıyor. Özellikle sosyal medya mecralarının yaygınlaşmasıyla birlikte yalanın, üretilmiş haberlerin, dezenformasyonun hızla yayıldığını görüyoruz. Etkili bir denetim mekanizmasının olmadığı bu mecralardan yayılan bu tarz haberler sebebiyle milyonlarca insanın hayatı kararmaktadır. İlk ortaya çıktığında özgürlüğün sembolü olarak nitelenen sosyal medya, günümüz demokrasisi için ana tehdit kaynaklarından birine dönüşmüştür. Yükselen dijital faşizm ve yalan haber furyası karşısında bizim gibi dünyanın gelişmiş demokrasileri de teyakkuz halindedir. Gelinen aşamada dezenformasyon sadece bir milli güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır. Kamuoyunu doğrudan bilgilendirmek, dezenformasyon ve propaganda ile hakikat dairesinde mücadele etmek bu bakımdan önem arz ediyor. Vatandaşlarımızın doğru ve tarafsız haber alma hakkına halel getirmeden, insanımızı, özellikle toplumumuzun savunmasız kesimlerini yalana ve dezenformasyona karşı korumaya çalışıyoruz."
"Gerçeklerin üstünün yalanlarla örtülmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz"
Dünyadaki iyi örnekler ışığında, ihtiyaçlar çerçevesinde yasal zeminde gerekli hukuki ve idari düzenlemeleri hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, tüm bunları yaparken de demokrasinin ve uluslararası hukukun tanıdığı yetkiler çerçevesinde hareket ettiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maddi gücü, uluslararası konumu, iddiası ne olursa olsun, kimsenin, hiçbir şirketin hukukun üstünde olmayacağını vurguladıklarını dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı: "Kendini layüsel olarak gören küresel şebekelere rağmen, açık ve temiz bir iletişim anlayışıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Hakikatin algı operasyonlarıyla değersizleştirilmesine, gerçeklerin üstünün yalanlarla örtülmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu hedef doğrultusunda şimdiye kadar tarihi önemde birçok adım attık. Ulusal Kamu Diplomasisi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı yayımlayarak, ilgili kurumlarımızın yol haritasını oluşturduk. Halen hazırlıkları süren Stratejik İletişim Politika Belgesi'yle inşallah bu çabalarımızı bir üst seviyeye taşıyacağız. İlk kez düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'ni de bu yönde atılmış bir diğer önemli adım olarak görüyorum. Zirvenin bu alanda trendleri belirleyen, yetkin katılımcılarıyla stratejik iletişim çalışmalarına yön veren bir platforma dönüşeceğine inanıyorum. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tekrar tebrik ediyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla."