Medya Midas

Erdoğan açıkladı! En düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL olacak

SİYASET

Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu... Erdoğan en düşük emekli maaşının da 2 bin lira artarak, 7 bin 500 TL olacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem felaketinin yaşandığı 11 ilde başlatılan konut yapım süreci, seçim kampanyası, ekonomi, dış politika ve gündeme dair önemli konularla ilgili canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NTV ve Star TV ortak yayınındaki açıklamalarından önce çıkan satır başları:

Enkazların süratle kaldırılması ve enkazların kaldırılmasıyla birlikte çadırkent, konteyner kent, prefabrikler ve kalıcı konutlar yapılıyor. Depremin ilk dakikalarından itibaren çok hızlı bir şekilde durum tespiti yaptık. Kabinemizin tüm üyelerini deprem bölgesine göndererek, her birini bir ilin koordinatörü yaptık. Her ilin milletvekilleri oralarda görev yaptı. Asker, polis, jandarma, madenciler aklınıza kim gelirse bölgeye gönderdik. Binlerce iş makinesini, uçağından helikopterine kadar harekete geçirdik. 3 milyonu aşkın insanımızı bölgenin dışına tahliye ettik. Vatandaşlarımızın hiçbirini çaresiz ve yalnız bırakmadık.

DEPREM SORUŞTURMALARINDA SON DURUM

Savcılarımız devrede. Bin 364 şüpheli hakkında işlem başlatıldı. 302 şüpheli tutuklandı. 466 şüpheli adli kontrol altına alındı. 312 şüpheli hakkında da yakalama kararı çıkartıldı. Şüphelilerden 4'ünün yurt dışında olduğu, 64'ünün de öldüğü tespit edildi. Tutuklanan 302 kişiden 106'sı müteahhit, 163 kişi yapı sorumlusu, 15 şüpheli yapı sahibi ve 18 şüpheli de binada değişiklik yapan kişi.

"TOPLAMDA 650 BİN KONUT İNŞA EDECEĞİZ"

Yeniden ihya ve inşa dönemi başlamış durumda. Van, Bingöl, İzmir ve Antalya'da bu işleri yaşadık. Zemin artı 3 bilemedin 4, bu tür binalar yaparken bir taraftan da köy evlerini yapacağız. Biz bu işte çırak değiliz. Gaziantep'te 13 bin 629, Adıyaman'da 2 bin 280, Kilis'te 645, Hatay'da 2 bin 928, Kahramanmaraş'ta 8 bin 773, Şanlıurfa'da 897, Malatya'da 6 bin 644, Elazığ'da 505, Adana'da bin 171, Osmaniye'de bin 657, ve Diyarbakır'da bin 122 olmak üzere 40 bin 104 afet konutunun ihalesi yapıldı. 6 bin 223 köy evinin de ihalesi yapıldı. Toplamda 650 bin konut inşa edeceğiz. Bu adımları ilk defa atmıyoruz. Sen 1 seneyi hedef olarak koyarsın da, 13 ay olur, 14 ay olur, 15 ay olur ama biz bunu Van gibi devasa depremde ispat ettik. İzmir'de aynı şekilde. Dikey mimariye girmiyoruz. Zemin kontrollerini yapıyoruz. Sıvı zeminlerde bölgelerde değil. Fay hatları üzerinde bina yapılmış. Baktığınızda hepsi 2019'dan önce yapılmış. Sismik izolatör kullanarak o inşaatları yapacağız. Bakanıma talimat verdim, 'Maliyetten kaçınmayalım' diye. Van ve Kütahya depreminden sonra öğrendiğimiz şey şu; zemin iyi seçildiği takdirde, o bölgede inşaatlar yapılabilir. Elazığ'da artçılar devam ederken temelleri atmıştık. O konutların hiçbirinde hasar meydana gelmedi. Beton ve kalıplarda herhangi bir hasar olursa hemen onarımı yapılır. Artık mikserle beton dökme işlemlerini yapıyoruz. Beton dökmede hassasiyetlerimiz çok önemli.

İSTANBUL DEPREME NASIL HAZIRLANIYOR?

İstanbul'da 5 yıl belediye başkanlığını yaptım. İstanbul'u iyi tanıyorum. Depremin tehdit etmeyeceği hiçbir şehir olamaz. Deprem felaket tellallığı yapmayı doğru bulmuyorum. İstanbul'un belediye başkanı iken 'İstanbul'a girişi vizeye tabi tutma' diye bir tezim vardı. Londra'ya giremezseniz. Londra'da belirli kuralları var bu işin. Sebebi Trafik. Ben başkanken nüfus 8 milyondu. Şuan da 15 milyonu geçti. İstanbul zannedildiği gibi planlanmadı. Kimse o planları yapmıyor, kimse o planlara uymuyor.  Kentsel dönüşüm planlarımız var bizim. Bunları büyük ölçüde hayata geçirdik. Muhalefet bunun karşılığında çıktı, 'Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm' dedi. Bu işi onlar iyi beceriyor. Fikirtepe, Üsküdar ve Kadıköy'e hitap eder. Fikirtepe'de kentsel dönüşüm için adeta yırtıldık. Üsküdar Küplüce'de Ferah Mahallesi'nde muhteşem konutlar yaptık. Ama benim bazı vatandaşlarım çok direndi yaptırmadı. Kendi oturduğum yeri de yıkıma tabii tuttum. 1 ay önce yolumu kestiler dediler ki, 'Başkanım lütfen gel bizimkileri de yık'. Bir sene önce bunları yapsaydık, şimdi sizin konutlar da aynı bu duruma gelecekti. 'Başlayın bu işe biz kefiliz' dediler. Ben de belediye başkanıma söyledim. Devam eden ve biten inşaatlar var. 1'e 5, 1'e 10 katladı binalar. Yapıldıktan sonra herkes 'Allah razı olsun' diyor. Bir cuma sonra onlara hitap ettim, 'Ne olur gelin şu binalarınızı yıkalım. Bize müsaade verin. Yarın deprem olur bir şey yıkılır bunun hesabını Erdoğan'a soracaksınız. Beni bu durumda bırakmayın.' Bu tür şeyleri hep halkımla yaşadım.

ÜNİVERSİTELERDE YÜZ YÜZE EĞİTİM

YÖK'e gerekli talimatları verdik. 'Online sistemle biraz devam edelim' diyoruz. KYK yurtlarımız çok işimizi görüyor. Çünkü yurtlarda bir güven var. Yemek her şey orada çıkıyor. Çocuklar için abur cubur da var. Şartlar elverişli olursa hibrit öğretim seçeneği tabii ki değerlendirilecektir. Bunun için depremzedelerimizin huzurlu barınabilecekleri kapasitenin oluşması gerekiyor.

"MÜZİKSİZ KAMPANYA SÜRECİ YAŞAYACAĞIZ"

Alışılmış bir Seçim kampanyası düşünmüyoruz. Çünkü ortada bir hüzün var. Müziksiz kampanya süreci yaşayacağız. Bizim bagajımız dolu. Vatandaşlarımızın kapsını çalarak anlatacağız. Milletimiz 20 yılda samimiyetimizi gördü, inandı. Bu 20 yılda yaptıklarımızı vatandaşa anlatacağız. Hayali değil gerçekleştirdiklerimizi anlatıyoruz. Biz geldiğimizde 6 bin 100 km yol vardı, biz bunu 29 bin km'ye çıkardık. Geldiğimizde 26 tane havalimanı vardı. Şimdi bu havalimanı sayısı 58. 'Batı'da ne varsa, Doğu'da da o olacak' dedik. Türkiye 780 bin kilometrekaresiyle vatanımız. 78 üniversitemiz varken, şimdi 208 üniversitemiz var. 'Batı'da üniversite var, Doğu'yu bırak' demedik. İlkokullarda çocuklar kitap bulamıyordu. Biz mesela kitabımızı bulamazdık. Kırtasiyeci 10 gün sonraya gün verirdi. Bugünleri yaşadık. Bu günler CHP'nin günleriydi. Onlar bize bunları yaşattık. Şimdi biz okullar açılırken kitapları koyuyoruz. Böylece huzurla eğitim öğretim hayatına başlıyor.

Gelelim hastanelere. Bizler bay bay Kemal'in SSK'nın genel müdürü olduğu dönemleri biliyoruz. Savaş Ay programında beyefendi gayet iyi anlatılıyordu. Okmeydanı SSK'ta ölüp, rehine alınanları anlatıyordu. şimdi orası Prof. Dr. Cemil Taşçı Şehir Hastanesi oldu. Biz yaptık. Nereden nereye. Biz şehir hastanelerinden bahsediyoruz bay bay Kemal 'şehir hastanesi yapmayacağız' diyor. Bu şehir hastaneleri olmasaydı, biz Kovid'de falan ne yapardık. Eğer biz kovid'i başaralı bir şekilde atlattıysak, şehir hastaneleri sayesinde atlattık. Şehir hastanelerini büyükşehirlerin tamamına yapacağız. Eğitim araştırma hastanelerimiz her ilde var. Sağlıklı bir ülke olmadıktan sonra bir yere varabilmeniz mümkün değil.

"PUTİN'LE 2-3 GÜN İÇERİSİNDE GÖRÜŞECEĞİZ"

Ulaşımda, tarımda, diplomaside aynı başarı. Diplomasinin en başarılı örneği ise Rusya-Ukrayna. Diğerlerine gitmeye gerek yok. Savaşta arabulucu ülke olarak parmakla gösterilen tek ülke Türkiye. Tahıl koridoru olayında Türkiye'nin başarısı tüm dünyanın dilinde. Putin yaptığımız görüşmelerde, 'Az gelişmiş Afrika ülkelerine gönderelim' dedi. Ben de dedim ki, 'Siz tahılı gönderin burada una çevirelim ve az gelişmiş ülkelere gönderelim' dedik. Böyle bir mutabakatımız var. 2-3 gün içerisinde Putin'le yine görüşeceğiz. Gübrede ihtiyaçlar var. Bunu temin edeceğiz. Az gelişmiş ülkelere göndererek onları rahatlatma gayreti içerisinde olacağız. Türkiye'nin sıfır atık konusunda örnek uygulamaları var. Emine Hanım BM'de sunum yapacak. Bunların hepsi Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi açısından önemli. Türkiye'ye yaşattığımız yapısal reformların her birini anlatsak günler sürer. Biz Ayasofya, Karabağ deyince anlayanlarla beraber yol yürüyoruz. Togg derim anlayanı var, anlamayanı var. Bazısına doğal gaz keşfettik derimi geldiğimiz yeri anlar. Dünya anlıyor da biz de hala anlamayanlar var. Kızılelma diyorum, anlamayanlar var. Kızılelma bir ufuktur.

"HDP BU MASANIN 7. ORTAĞIYDI"

O masanın çıkardığı aday, biz Cumhurbaşkanı olduğumuz zaman, bizim bir başkan yardımcısıyla çıktığımız yolda alay ediyordu. Bir tane değil 5 tane değil 15 tane değil. 'Cumhurbaşkanına kimse böyle bir soru soramaz' diyor. Bu 150 de, bin 500 de olur. Ben söylemiyorum o söylüyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi ? Ankara ve İstanbul'un belediye başkanlarını da taltif ettiğini söylüyor. Terör örgütünün parlamentodaki uzantısını da masaya ortak etti. Devlet yönetiyoruz devlet. Türkiye devleti kabile devleti değildir. Koalisyon mantığıyla çalışıyorlar. Dağıt sandalyeleri, al Cumhurbaşkanlığını gibi bir hava var. HDP bu masanın 7. ortağıydı. Masanın altından üstüne çıktı. CHP ile HDP'nin azami müşterekleri olduğunu biliyoruz. HDP eşittir PKK'dır. Bunu her zaman söyledik. Bu denklemde CHP'nin yeri nerede kalıyor. Bunu benim milletim düşünsün. Benim vatandaşım millidir, yerlidir, emperyal kafaların mahkumu değildir. Emperyal kafaların yerli ve milli yönetime benim vatandaşım layıktır.

"HDP KUMAR MASASINA OTURMUŞ DURUMDA"

Diyarbakır'da Yasin Börü'yü kim öldürdü? Şuan içerde olan kişiler. Onlar istikamet verdi. 51 evladımız Diyarbakır'da öldürüldü. Kürt kardeşlerim bunun hesabını bunlara sormayacak mı? Hala özgürlük, özgürlük, neyin özgürlüğü? Bunların ölümüne neden olanları biz dışarı çıkartma için gayret sarf edenlere yol açarsak, bunun hesabını ne bu dünyada ne de edebi alemde veremeyiz. HDP eşbaşkanlarından biri bay Kemal'in ziyaretinden sonra, 'Gelecek dönemde yapılacakları istişare ettik' dedi. HDP'nin gelecek planları arasında ne var? PKK'ya yönelik operasyonların durması var. Öcalan ve Demirtaş için oy vermek var. Kandil'dekilerin talimatlarını uygulamak var. HDP'nin bunlardan başka gündemi yok. Kandildeki terörist elebaşları da '6'lı masanın kendileri için umut oluşturduğunu' söylüyor. Meral Hanım 'HDP'de HDP'nin talepleri de masaya gelemez' demişti. Şimdi HDP aday çıkarmayarak bütün varlığıyla bu kumar masasına oturmuş durumda. HDP'liler verecekleri destek karşısında taleplerinin karşılanmasının gerektiğini belirtiyor. Bu talepleri Kandil belirliyor. 14 Mayıs'ta gereken dersi benim milletim verecek.

İYİ PARTİLİ AĞIRALİOĞLU'NUN AÇIKLAMALARI

Ben tamamını izleyemedim. Bu masanın ilkesizlik üzerine kurulu olduğunu hep söyledik. Masanın birbirine güvenmediğini hep söyledik. Meral Hanım bu masayı kumar masası olarak anlattı. 'Biz noterden gelecek talimatlarla hareket etmeyiz' dedi. Herkes birbirine çalım atıyor. Kimin hesabı diğerine uyacak uymayacak, önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz. İçlerinden bazılarının gerçekleri görmesi hakikati dile getirmesi tabii ki önemli.

"HÜDA PAR'A YAKIŞTIRILMAK İSTENEN BAZI ÇİRKİNLİKLER VAR"

Cumhur İttifakı'nın 14 Mayıs seçiminden zaferle çıkacağından kuşkumuz yok. Cumhur İttifakı beraberliğin adresi. Yerli ve milli siyaset yapan milletin değerleriyle barışık siyasi partilere kapımız açık. HÜDA PAR ve BBP ile ilgili uydurma yaklaşımlar var. İttifakımızın ilkelerinde uyumlu olmuşuz. Bu uyum olmazsa zaten yol yürüyemeyiz. HÜDA PAR'a yakıştırılmak istenen bazı çirkinlikler var. HÜDA PAR yetkilileri zaten bunları kabul etmiyor. Tamamıyla yerli ve milli yapı. HÜDA PAR da desteğini bu nedenle açıkladı. Yeni katılımlar olursa da olumlu karşılarız. İttifakımızdaki birliği ilkeler üzerinden yürütüyoruz. İlkesel olarak uyuştuğumuz partilere kapımız açık. Kapımızı kapatmamız mümkün değil ama burada çok da zaman kalmadı. Yenilenmeye, tazelenmeye, yeni başlangıçlar yapmaya her zaman ihtiyaç var. Kongre süreçlerimizde parti kadrolarını yeniliyoruz. Türkiye'nin en büyük gençlik kollarına sahip partiyiz. Beşeri sermayemiz çok zengin. Kabinede görev alabilecek yetkinlikte çok sayıda arkadaşımız mevcut. Dünyadaki siyasi liderler içerisin de en büyük kıdeme bu kardeşiniz sahip. 20 yıldır başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına kadar yaptık. Bütün bu hizmetlerimizde uluslararası organizasyonlarını yaşamış birisi olarak, anlaşmalara imzalar atan birisi olarak bu işin içerisinde bulundum. Nihai kararı vereceğiz. Burada belli bir tecrübe var. Tecrübe başarının kilit noktası. İki kavramı çok benimserim. Biri inanç ve biri güven.

Detaylar az sonra... 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.