AK Parti Eskişehir Milletvekili ve AKPM Üyesi Prof.Dr. Emine Nur Günay, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Siyasi İşler Komisyonu’nda parlamenterlere Kudüs ve Mescid'i Aksa'da yaşananlarla ilgili önemli çağrı ve açıklamalarda bulundu...
Günay çevrimiçi gerçekleşen toplantıyla ilgili açıklamasında,"AKPM Siyasi İşler Komisyonu’nda 6 Mayıs’tan itibaren Kudüs’te yaşanan olayları özetledik. Doğu Kudüs’de Filistinlileri zorla evlerinden çıkarıp Yahudi yerleşimcilere vererek demografik, sosyal ve siyasi yapıyı değiştirmek ve bölgeyi işgal etmek esas amaç" dedi.
"Sizi evinizden çıkarıp, çocuklarınızı gözünüzün önünde katletseler, ne hissederdiniz?"
Günay, "Bütün dünya empati yapmalı. Sizi evinizden zorla çıkarsalar, mülkiyet hakkınızı gasp etseler, zorunlu göçe zorlasalar, başka grupları sizin evlerinize ve mahallelerinize yerleştirseler, bu zulme karşı direnen çocuklarınızı gözünüzün önünde katletseler, ne hissedersiniz?" diye konuştu.
Günay'dan ortak açıklama çağrısı
Günay, "AKPM Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi’ne yaşananlar konusunda Avrupa Konseyi olarak ne yapmayı planladığımızı sordum.Komisyon üyeleri ortak açıklama yapma çağrısına büyük destek verdi. İnsan Hakları İzleme örgütü raporu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi kararları dikkate alınmalı" dedi.
AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Prof. Dr. Emine Nur Günay, AKPM toplantısında Avrupalı parlamenterlere seslendi. Toplantıda Prof. Günay Avrupa Konseyi’ne ortak açıklama yapma çağrısında bulundu ve Siyasi İşler Komisyonu üyeleri tarafından büyük destek gördü. Kudüs’te yaşanan olaylar hakkında açıklamada bulunan Günay, “7 Mayıs akşamı teravih namazı sırasında Mescid-i Aksa'daki cemaate İsrail polisi ses bombaları ve plastik mermiyle müdahale etmişti. İsrail polisinin müdahalesi sonucu 300’den fazla Filistinlinin yaralandı. Kudüs'te Ramazan ayında mübarek gecelerde kutsal mabedimiz, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya teravih namazı için gelen Filistinli müslümanlara İsrail polisi tarafından acımasızca kadın erkek, genç yaşlı, çocuk demeden sadırılarda bulunuldu. Bu kabul edilemez bir saldırı. Tabii, arkasında farklı bir hedef var. Doğu Kudüs’de Filistinlileri zorla evlerinden çıkarıp Yahudi yerleşimcilere vererek demografik, sosyal ve siyasi yapıyı değiştirmek ve bölgeyi işgal etmek esas amaç. Mescid-i Aksa'da Filistinlilere yönelik saldırılarılarının arkasından gerginlik tırmandı ve Gazze'den roket saldırıları gerçekleşti. Israil tarafından roket saldırılarına misilleme olarak Gazze'ye hava saldırıları sonucunda 9'u çocuk 20 Filistinli şehit oldu. Böylece İsrail yoğun işgal harekatı için zemin hazırlamış oldu.”
İnsan haklarını kim koruyacak?
Prof. Dr. Günay “Filistin-İsrail sorunu gittikçe daha da çözümsüz bir hale gelmekte ve Orta Doğu’da çatışmaları daha da derinleştirmekte, insani krizin boyutu her geçen gün büyümekte, Filistinliler her tür insan hakları ihlallelerine maruz kalmaktadır. Filistinlilerin haklarının koruması ve insani bir yaşam sürdürebilmesi uluslararası kurumlar ve sivil toplum örgütleri yıllardır nerede? Artık sözde kınamalar ve insani yardım kampanyaları yeterli değil! Gazze’deki insanlık dramı görmemezlikten geliniyor. Bütün dünya bu gerçeği ne zaman görecek? İnsan Hakları İzleme örgütü (Human Rights Watch) tarafından hazırlanan raporda, İsrail'in 'Filistinlilere yönelik ayrımcı politikalar nedeniyle insanlığa karşı suç teşkil eden apartheid (ırksal hakimiyet) ve zulüm başlıklarından suçlu olduğunu; Orta Doğu ihtilafının öncelikle iki taraf arasındaki toprak anlaşmazlığı olmadığı, nüfusun yarısını oluşturan Filistinlilerin, Yahudilere tanınan temel haklardan sistematik olarak mahrum bırakan bir rejim olduğunu; İsrail'in Filistinlilerin hareketilerine kısıtlamalar getirdiğini ve 1967 Orta Doğu savaşından sonra işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimleri oluşturmak için Filistinlilere ait topraklara el koyulduğu belirtilmekte. İşte uluslararası kanıt! Bir başka uluslararası hukuki karar! Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Filistin topraklarında işlendiği iddia edilen savaş suçlarının araştırılması için resmi bir soruşturma başlattı ve soruşturmanın 13 Haziran 2014 tarihinden bu yana işlenen, mahkemenin yetkisi dahilindeki suçları kapsayacağını açıkladı. 5 Şubat 2021’de açıklanan Uluslararası Mahkemenin kararını destekliyoruz, ancak ABD ve İsrail İsrail yönetimi, UCM'nin yalnızca egemen devletler tarafından gündeme getirilen konuları inceleyebileceğini savunuyor ve itiraz ediyor. Ancak Lahey'deki mahkeme, İsrail'in 1967'den bu yana işgal ettiği Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip olduğunu vurguladı.
Empati yapın, Batı'da olsa dünya ayağa kalkardı
Avrupalı Parlamenterleri empati yapmaya davet eden Prof. Dr. Günay ‘’İnsan hakları, ırk, ulus, etnik köken, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Bütün dünya empati yapmalı. Sizi evinizden zorla çıkarsalar, mülkiyet hakkınızı gasp etseler, zorunlu göçe zorlasalar, başka grupları sizin evlerinize ve mahallelerinize yerleştirseler, bu zulme karşı direnen çocuklarınızı gözünüzün önünde katletseler, ne hissedersiniz? Herhangi bir dine ait insanlar (hristiyan, yahudi, budist vb.) kutsal saydıkları ibadetlerini yaparken yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin silahlı saldırıya uğrasalar, ne hissederler? Bütün dünya ayağa kalkar" diye konuştu.
Filistin sorunu bölgesel ve küresel barışı tehdit ediyor
Filistin’de yaşanan sıkıntıların yalnızca Filistinlileri ilgilendirdiği algısının yanlış olduğunun altını çizen Prof. Dr. Günay “Filistin sorunu sadece Müslümanların sorunu değil ancak tüm müslümaların sahip çıkması ve destek olması gereken bir sorun. Tüm dünyanın ve insanlığın sorunu. İnsan haklarını savunan herkesin sorunu. İsrail devlet terörünü Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ‘Siyasi İşler ve Demokrasi’ Komisyonu’nda son yaşanan gelişmeleri gündeme getirdik ve Türkiye adına bu zulmü kınadık. Türkiye olarak bu soruna karşı stratejimizi anlattık. 21. yüzyılda Filistin halkının karşı karşıya kaldığı insanlık dramının resmini çizdik, bu soruna kalıcı çözüm bulunmasının önemini ve önerilerini paylaştık. İsrail’in baskıcı politikaları uluslararası hukuku ihlal ederken, iki-devletli çözüme en büyük engel. Barış süreci revize edilmeli, uluslararası barış görüşmeleri hemen başlamalı. Öncelikle Filistinli siyasi gruplar arasında bir uzlaşı sağlanması, müslüman ülkelerin tek ses olarak maddi ve siyasi destek olması, uluslararası camianın insan hakları çerçevesinde politika geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir. Türkiye her zaman olduğu gibi bölgesel barış ve istikrara için üzerine düşeni yapmaktadır ve yapacaktır" dedi.