Medya Midas

Irak'ta son durum ne? Siyasi uzlaşı sistemi çökebilir mi?

SİYASET

Abdullatif Reşid'in 13 Ekim'de Cumhurbaşkanı olarak seçildiği Irak'ta, son durum ne? Siyasi uzlaşı sistemi çökebilir mi?

Irak'ta, Abdullatif Reşid'in 13 Ekim'de Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından, genel seçimlerin gerçekleştiği 2021'den beri devam eden siyasi tıkanıklık, şimdilik aşılmış gibi görünüyor.

Ülkede Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi, İran destekli Şii çatı kuruluş Koordinasyon Çerçevesi İttifakının adayı Muhammed Şiya es-Sudani'nin 30 gün içinde uzlaşı hükümetini kurmasının da önünü açtı.

Abdullatif Reşid

Uzun süredir hükümetin kurulamadığı Irak'ta, Ekim 2021'deki genel seçimlerden birinci çıkan Şii Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, İran yanlısı partilerle hükümet kurmaya yanaşmayarak siyasetten çekildiğini açıklamasıyla siyasi belirsizlik arttı. Sadr Hareketi'ndeki milletvekilleri de ulusal çoğunluktaki bir hükümeti kurma çabalarının sonuç vermemesi üzerine Haziran 2022'de istifalarını duyurdu.

Iraklı siyasi güçlerin büyük başarılarından biri de Sadr Hareketi'nin silahlı kanadıyla çatışarak ülkeyi bir iç savaşa sürüklemekten korumak oldu.

Söz konusu istifadan sonra Irak Meclisindeki çoğunluk İran destekli Koordinasyon Çerçevesi İttifakına geçmiş olsa da Şii Sadr Hareketi, Sudani'nin başbakan olarak aday gösterilmesine karşı çıktı ve 10 Ekim 2021'deki seçimlerin ardından erken seçime gitme çağrısında bulundu.

Mukteda Sadr'ın siyasetten tamamen çekildiğini duyurmasının ardından Sadr Hareketi'nin askeri kanadı, başkent Bağdat'ın Yeşil Bölgesi'nde yer alan yönetim merkezini ele geçirme girişiminde bulundu ancak başaramadı. Nitekim 29-30 Ağustos'ta yaşanan söz konusu girişim yaklaşık 20 saat süren silahlı çatışmalara yol açsa da Sadr Hareketi için herhangi bir kazanıma yol açmadı.

Bahsi geçen etkenler ile diğer bazı gelişmeler, Sadr Hareketi'nin performansını çok düşürme gerçeğini ortaya koydu. Dolayısıyla Sadr Hareketi, yeni hükümeti kurma konusunda Koordinasyon Çerçevesi İttifakını engellemek için kullandığı sokaktaki barışçıl eylemler ve askeri kanadından beklediği sonuçları alamadı.

Sadr Hareketi elindeki kartları kullandı

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Egemenlik Koalisyonu ile Meclis'te “Vatanı Kurtarma Cephesi” adıyla kurdukları üçlü ittifak başta olmak üzere birçok kartı kullanan Sadr Hareketi'nin, kurulması muhtemel Sudani hükümetini düşürmek için sokak eylemlerine dönüş yapmasına ihtimal verilmiyor.

ABD öncülüğünde 2003 yılında başlatan işgal sonrası Irak'ta kurulan hükümetlerin siyasi güçler arasında sağlanacak uzlaşıya dayalı siyasi bir yapının oluşmasını öngörüyor.

Aslında Sadr Hareketi, milletvekillerini istifayla çekmek yerine "Vatanı Kurtarma Cephesi"nin varlığıyla Meclis'in içinde erken seçim çağrısı ve yeni karar taslakları için kullanabilirdi ancak onu da elinden kaçırmış oldu.

Ayrıca Mukteda Sadr'ın ülkedeki ulusal diyaloğa yaklaşımı ve bu konuda diğer siyasi güçlerin imkansız gördüğü koşullar öne sürmesi sebebiyle hareketi, ülkedeki siyasi sahneden yavaş yavaş uzaklaşmış oldu. Sadr Hareketi'nin bundan sonra da Irak'taki siyasi sistemin gidişatının şekillenmesindeki nüfuzunu kaybetmesi bekleniyor.

Şii Sadr Hareketi, rakiplerine karşı bazı kazanımları elde etmesi veya siyasi güçlere bazı şartları dayatması için hala sokak eylemleri kartını kullanabilecek güçte. Ancak barışçıl göstericilerin Meclis'e yönelik baskını ve "Yeşil Bölge"ye düzenlenen silahlı baskın, plansız yapılmış eylemler olarak hem halk arasında hem de siyaset sahnesinde Sadr Hareketi'ne çok şey kaybettirdi. Bu nedenle de Sadr Hareketi'nin elindeki sokak eylemleri kartın, artık eskisi gibi etkili olmayacağı değerlendiriliyor.

Sadr'ın siyasi sisteme darbe yapma girişimi başarısız oldu

ABD öncülüğünde 2003 yılında başlatan işgal sonrası Irak'ta kurulan hükümetlerin siyasi güçler arasında sağlanacak uzlaşıya dayalı siyasi bir yapının oluşmasını öngörüyor.

Ülkede Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi, İran destekli Şii çatı kuruluş Koordinasyon Çerçevesi İttifakının adayı Muhammed Şiya es-Sudani'nin 30 gün içinde uzlaşı hükümetini kurmasının da önünü açtı.

Siyasi çoğunluk veya ulusal çoğunluk sistemi demokratik modele daha yakın görülse de Irak'ta toplumsal bölünmelerin yanı sıra birleştirici ulusal bir çatının olmaması ve her bir grubun kendi çıkarlarını ulusal çıkarlardan önce görmesi, siyasi uzlaşı sistemine yönlendirdi. Bu da yönetim ve gelir kaynaklarının dağılımını, toplum bileşenlerini Meclis'te temsil eden siyasi oluşumlara göre yapılmasını zorunlu kılıyor.

Aslında Sadr Hareketi, Irak'ta 2003 yılından bu yana yönetime gelen tüm hükümetlerin ortağı olmuş politik sistemin temel parçalarından biri. Bu hareket, halihazırda geçiş sürecini yöneten Mustafa el-Kazımi kabinesinin de ortağı olduğu gibi bu yönetime "Sadr Hareketi'nin hükümeti" olarak da bakılıyor.

Mukteda Sadr, 2006-2014 yıllarında görevde kalan eski Başbakan Nuri el-Maliki'ye yakın olduğu gerekçesiyle Sudani başbakanlığında kurulacak hükümette ise Sadr Hareketi'nden kimsenin katılmasına yanaşmıyor.

Sadr'ın bu yöndeki kanaatine bir yere kadar hak veriliyor. Nitekim Sudani, Nuri el-Maliki'nin döneminde iki kabinede bakanlık görevlerini üstlendiği gibi Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu'na da 2021 yılına kadar üyeydi.

Irak'taki siyasi uzlaşı sistemi çöker mi?

Öte yandan Sadr Hareketi, devlet kurumlarının kademelerinde önemli pozisyonlarını elinde tutmaya devam ediyor.

Mukteda Sadr'ın, aralarında bakanlar, valiler, büyükelçiler, müsteşarların da bulunduğu 300'e yakın görevliye, ayrılma talimatı verebileceği gibi kendisine yakınlığıyla bilinen Muhammed Salih el-Iraki'nin bu yönde bir talimat vermesi de ihtimal dahilinde. Nitekim Iraki, devlet kurumlarındaki bu görevlerde bulunan kişilerin istifa talimatını yerine getirip getirmeyeceklerine dair soruya, "Evet, anında yerine getirirler" demişti.

Siyasi uzlaşı sisteminin çökmesine ihtimal verilmeyen ülkede, Sadr Hareketi'nin bu sistemi baltalama girişimleri, Irak toplumunun durumu ve demografisini doğru anlamış bir vizyonla ancak başarılı olabilirdi.

Bu nedenle de Sadr Hareketi ile Vatanı Kurtarma Cephesi ittifakında yer alan siyasi partiler dahil ülkedeki tüm Sünni, Şii ve Kürt partiler, siyasi uzlaşı sisteminin değişeceğine inanmıyor.

Bu gerçeğin var olması sebebiyle siyasi partiler, Sadr Hareketi'nin uzlaşı sistemini değiştirerek çoğunluğa dayalı bir sistem getirme çabalarına karşı İran destekli Şii çatı kuruluş Koordinasyon Çerçevesi İttifakının iradesine teslim oldu.

Sadr Hareketi de dahil ülkedeki tüm siyasi oluşumlar, çıkar ve kazanımlarını korumak için siyasi sistemin çökmemesine önem veriyor. Mevcut siyasi oluşumların kazanımları için sistemin çöküşünden başka bir tehdit yok. Dolayısıyla ülkedeki etkin siyasi güçler, 2003 yılından bu yana birçok krizin üstesinden geldiği gibi yeni krizlerin de üstesinden gelmek zorunda.

Iraklı siyasi güçlerin büyük başarılarından biri de Sadr Hareketi'nin silahlı kanadıyla çatışarak ülkeyi bir iç savaşa sürüklemekten korumak oldu.

Ülkedeki mevcut krizin doğurduğu en bariz gelişmeler ise Koordinasyon Çerçevesi İttifakı, Sadr Hareketi'nin ortakları KDP ve Egemenlik Koalisyonu'nun da aralarında bulunduğu birçok siyasi oluşumla yeni bir ittifaka gitmesi oldu. Aslında bu yeni ittifak da Irak'taki mevcut siyasi uzlaşı sistemini korumaya olan ilgiyi kanıtlıyor.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.