Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, “Siyasi partilere verilen hazine yardımlarının yüksekliği, zaten kamu vicdanını önemli ölçüde rahatsız ediyor. Bunun yanında, 40 yıldır mücadele ettiğimiz, içlerinde bebeklerin, yaşlıların, kadınların da olduğu çoğu, sivil on binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olmuş terör örgütünün siyasi şubesine, bu milletin evlatlarının bütçesinden milyonlarca lira para ödeniyor” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Destici, Türkiye’ye terörün faturasının büyük olduğunu söyleyerek, "Terörle mücadeleye doğrudan ayırdımız kaynağın yanında, geçtiğimiz 40 yılda, terörün etkili olduğu bölgelerde 'yatırıma', 'istihdama', 'üretime', 'gelişmeye' verdiği zarar, sadece söz konusu bölgelerimizi değil, ülkemizin bütününü olumsuz yönde etkiliyor. Yine 'küresel' ve 'bölgesel' etkiler olarak kısaca değindiğimiz düzlemde, terör, terör örgütleri, münhasıran PKK terör örgütü, her hamlede ülkemizin aleyhine kullanılan bir piyon olarak varlığını devam ettiriyor. Dış politikada, 'terör örgütleri' ve 'terör örgütlerinin legal görünümlü uzantıları', ülkemizin başka ülkelerle yaşadığı ihtilaflarda, Türkiye’nin elini zayıflatmak ve Türkiye içinde zaaf noktaları oluşturmak için kontrollerini ellerinde tutan küresel, emperyalist güç odakları tarafından kullanışlı bir araç görevi görüyorlar" ifadelerini kullandı.
"Terör örgütünün siyasi uzantıları, terör örgütünün en vahşi eylemlerine bile karşı durmaktan imtina ediyorlar"
Destici, PKK’nın sınırların hemen ötesinde yuvalandığı bölgelerde, uyuşturucu ticareti ve insan kaçakçılığı başta olmak üzere, sayısız suçun faili durumunda olduğu, ulusal ve uluslararası kuruluşların sayısız raporu ve sayısız vakayla resmileştiğini kaydeden Destici, “Hiçbiri hukuki olmayan, bize göre anlamsız gerekçelerle, terör örgütünün talimatıyla ve yönlendirmeleriyle organize edilmiş bir grubun, TBMM içerisinde bulunmasına, belediyeleri yönetmesine daha ne kadar göz yumulabilir ya da müsaade edilir? Bu şekilde, terörün propagandasının ve terör örgütü mensuplarının istihdamının, 'kamu kaynaklarıyla' sürdürülmesine yol açmış olunmuyor mu? Ne yapmamız gerekiyor? Cevap çok basit; sadece hukuku uygulamamız gerekiyor. Zaten ortada bir takiyye falan da yok. Terör örgütünün siyasi uzantıları, terör örgütüyle bağlarını inkar etmek bir yana, terör örgütünün en vahşi eylemlerine bile karşı durmaktan imtina ediyorlar. Bu durumun hiçbir gerekçesi olamayacağı gibi hiçbir şart yaşananların hukuk dışılığını değiştirmez" değerlendirmesini yaptı.
Destici, sözlerine şöyle devam etti:
“Siyasi partilere verilen hazine yardımlarının yüksekliği zaten kamu vicdanını önemli ölçüde rahatsız ediyor. Bunun yanında, 40 yıldır mücadele ettiğimiz, içlerinde bebeklerin, yaşlıların, kadınların da olduğu çoğu sivil, on binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olmuş terör örgütünün siyasi şubesine, bu milletin evlatlarının bütçesinden milyonlarca lira para ödeniyor. Bunu akıl da izan da vicdan da kabul etmez. Nihayet, dün, basında, Başsavcı’nın, 'HDP'nin Hazine yardımı bulunan hesaplarının bloke edilmesini talep ettiği' haberleri yer aldı. Öncelikle bu talebinden dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımıza, şahsım, camiam ve milletimiz adına teşekkür ediyorum. Şimdi görev Anayasa Mahkemesinde. Başsavcılığın iddianamesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzur ve güveni için HDP'nin temelli kapatılmasının hukuksal zorunluluk olduğu yer alıyor. Anayasa Mahkemesinin, Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin’in bu talebini önümüzdeki günlerde karara bağlaması bekleniyor. Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin, 10 Ocak’ta sözlü açıklama yapacak."
"Küresel emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden bir yönetim oluşturulmaya çalışıldığının farkındayız"
Altılı masaya da değinen Destici, "'Altılı masanın', 'HDP’yle sürdürdüğü iş birliğinin' ve 'altılı masayı oluşturan partilerin' son dönemde sıklıkça kullandıkları, 'HDP’ye meşruiyet sağlamaya çalışan' söylemlerinin anlamı tam olarak budur. Türkiye’de, tıpkı komşularımızda ve bölgemizde sayısız örnekle gördüğümüz gibi, küresel emperyalizmin planlarına, dolayısıyla çıkarlarına hizmet eden bir yönetim oluşturulmaya çalışıldığının farkındayız. En ilginci, tıpkı HDP’nin PKK’yla ilişkisini gizlemeye çalışmaması gibi, bu plan da gizlenme gereği duyulmuyor. Ülkemizin, devletimizin, milletimizin bizim dışımızda planlanan herhangi bir senaryonun parçası olmasına, milletimizle birlikte izin vermeyeceğiz" diye konuştu.