Eskişehir'de depremzede öğrenciyi başörtüsü nedeniyle okula kaydetmeyen müdür hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Eskişehir'i ve Türkiye'yi sarsan ve büyük tepki toplayan olayı Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar gündeme taşımıştı. Sosyal medyada da büyük tepki toplayan olayla ilgili adli ve idari soruşturmalar başlatılmış, ifadesi alınan okul müdürü hakkında hakimlik adli kontrol kararı vermişti.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca, Hatay'dan kente gelen depremzede öğrencinin başörtülü olduğu gerekçesiyle özel okula kaydının yapılmadığı iddiasına yönelik başlattığı soruşturma tamamlandı.
Okul Müdürü için 1 yıla kadar hapis istemi
Okul müdürü İ.S. hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.
İddianamede şok edici ifadeler... "Başındakini çıkarsan ne olur? Bir tek hizmetlilerin birkaçı ve mutfakta çalışan birkaç kişi kapalı"
İddianamede ifadesine yer verilen 9. sınıf öğrencisi, yaklaşık 1 ay önce Hatay'dan Eskişehir'e geldiğini anlattı.
Ağabeyi ile özel okula kayıt için gittiklerini anlatan öğrenci, şöyle devam etti:
"Okul müdürü İ.S'nin odasının kapısı açıktı, kapıdan içeri girerken müdür bana hitaben 'böyle mi içeri gireceksin?' dedi. Ben okul kıyafeti olarak anladım ve müdüre 'kayıt yaptıktan sonra formamı giyerim' dedim. Müdür 'formayı değil başındaki başörtüyü söylüyorum' dedi. Daha sonra beni bu şekilde okula kayıt edemeyeceğini söyledi. 'Başındakini çıkarsan ne olur? Okula girerken çıkartırsın, okuldan çıkarken de geri takarsın' dedi. 'Neden başörtümü çıkarayım', deyince müdür bana 'ben beş vakit namazımı kılıyorum. Eşim de namaz kılar. Okulun öğrencileri içinde kapalı öğrenci yok, velilerin içinde de kapalı yok, öğretmenlerin içinde de kapalı yok. Bir tek hizmetlilerin birkaçı ve mutfakta çalışan birkaç kişi kapalı. Onlar da çok fazla gözükmüyor.' dedi. Ben ve ağabeyim kalkarken müdür bizim oturmamızı istedi. Daha sonra müdür 'seni bırakmayacağım güzel yüzlü kızım' diyerek beni başka bir okula yönlendireceğini söyleyip telefon görüşmesi yaptı. Arkadaşı olduğu kişi ile telefonda 'senin okulunda kapalı öğrenci var mı?' diye sordu. Karşı tarafın ne cevap verdiğini duymadım. Daha sonra bize dönerek 'yarın sizi okula kahvaltı için bekliyorlar' dedi. Okulun ismini söyledi ancak hatırlamıyorum. Müdür daha sonra bize kartını verdi. Ağabeyimle okuldan ayrıldık. Okul müdüründen davacı ve şikayetçiyim."
"Kardeşim çok büyük üzüntü duydu ve evde ağladı"
Öğrencinin ağbisi de okul müdürünün kız kardeşini başörtüsünü çıkarıp okula gelmesi konusunda zorla iknaya yöneldiğini savunarak "Kız kardeşim de 'hayır hocam dini inanışıma göre çıkarsam bir anlamı olmaz ben çıkaramam' dedi, sonra müdür bey öğüt vermeye başladı. 'Geleceğinle ilgili problem yaşarsın, daha önce bize bu şekilde bir stajyer öğretmen gelmişti, görevine son vermemek için, ben onu başka bir şehre yönlendirmiştim burada olmaz, sen de geleceğinde böyle problemler yaşarsın' dedi. Sonra kardeşimle eve geldik, ben bu kişinin bize davranışını hazmedemedim ve kardeşim de bu durumdan çok büyük üzüntü duydu ve evde ağladı, ben hatta orada kendisine tepkimi göstermediğim için kendime kızdım ve durumu Eskişehir Valiliğine dilekçe ile bildirdim" ifadesini kullandı.
Ağbisi, kardeşinin depremde yaşadıkları kayıplardan dolayı üzgün olduğunu, bu olayın da üzüntülerini daha fazla artırdığını kaydetti.
Şüpheli İ.S. ise ifadesinde başörtüsü konusunda uyarıda bulunmadığını savunarak hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
"Barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadığına dair duyguyu zedeledi"
İddianamede, mağdur velisinin öncelikle okula kayıt için tek başına müracaat ettiği, şüpheli okul müdürünün bunu olumlu değerlendirdiği ancak öğrencinin başörtüsü kullandığını gördüğünde okula kabul etmeyeceğini belirttiği aktarıldı.
Şüphelinin tavır ve sözleriyle başörtüsü üzerinden İslam dinine ait değerleri aşağıladığı belirtilen iddianamede, okul müdürünün mağdur öğrencinin barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadığına dair duyguyu zedelediği, objektif olarak eylemin, söylenen sözlerin aşağılayıcı nitelikte olduğu ve kamu barışını da bozduğu, eylemin toplumda duyulması nedeniyle geniş kesimler tarafından infialle karşılandığı, AİHM uygulamasında da dinsel nefret söyleminin ifade hürriyeti kapsamı dışında kabul edildiği kaydedildi.
İddianamede, deprem felaketi nedeniyle travma atlatarak Eskişehir'e gelen ve eğitim hakkından yararlanmak isteyen öğrencide, başörtüsü kullanması sebebiyle okula kabul etmeyen sanığın yeni bir travmaya neden olduğu belirtilerek "Müslümanlar tarafından kutsal sayılan başörtüsü değerine yapılan bu saldırıyla, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği, olayın gerçekleştiği kapısı açık olan okul müdürü odasının aleniyet koşullarını taşıdığı ve kamu barışının detaylı anlatıldığı üzere bozulduğu, olayın vahameti ve yaşı küçük kız çocuğu mağdurun olay nedeniyle yaşadığı travma gözetilerek alt hadden uzaklaşılarak cezalandırılması iddia ve talep olunur." ifadesi kullanıldı.
Hazırlanan iddianamenin idari ve disiplin yönünden Eskişehir Valiliğine, insan hakları ve ayrımcılık yönünden ise İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna gönderildiği öğrenildi.
Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında ifadesi alınan özel okul müdürü İ.S, hakkında sevk edildiği Eskişehir 2. Sulh Ceza Hakimliğince adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmişti.