Aşı karşıtlığının siyasi düşünce yapısı
“Aşı karşıtı” söylemi sosyal bir algı süreci oluşturmanın beraberinde getirilen tenakuzu yüksek insanların bir eseridir.
Çelişkili ve tutarsız açıklamalar ile sürecin en başından bugüne kadar farklı farklı “bilimsel” ayaklarla söylemlerini ifade eden uzmanların kendi eseridir.
O yüzden “aşı olmayana duyduğum saygı kadar, sorgulayıp, araştırıp, küresel ana akım medyanın oluşturmaya ve bilinçaltını pasifize etmeye çalıştığı algıya kanmayıp aşı olanlara” da sonsuz bir saygım var.
Ama ben yine de bir düzeltme yapacağım; “aşı karşıtı değil, aşıya karşı tereddütlü olanlar”.
Fakat iş daha da farklı bir noktaya çekilmeye başlandı.
İktidar partisinin neredeyse her kararına bir şekilde muhalefet olmayı kıvıran CHP bile, söz konusu yasaklar, dayatmalar veya dolaylı dayatmalar olunca bir anda muhalefetliği süt gibi kesildi.
Tabii arada hâlâ tıp dışındaki bütün konularda AK Parti’yi zayıflatmak için demeçler veren Türk Tabipler Birliği'ne de (TBB) itibar etmiyorlar değildi.
AK Parti’nin kendi içerisinde de, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönüllülük olarak kabul ettiği ve geçenlerde yine televizyonda yinelediği; isteyen olur istemeyen olmaz” cümlesini yok saymaya çalışanlar var.
Mesela AK Parti Denizli Milletvekili Ahmet Yıldız, aşı yaptırmayanlarla görüşmeyeceğini ve isteklerine yardımcı olmayacağını ifade etmişti.
Yine AK Parti tabanından bazıları, aşı karşıtlığının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kurulan bir komplo olabileceğini ifade etmeye çalışıyor.
Neymiş, muhafazakâr bir muhalefet oluşturulmaya çalışılıyormuş.
Neymiş, 2.Abdülhamit vakası bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılmaya çalışılıyormuş.
Hem de aşı karşıtlığı üstünden…
Aşıya tereddüdü olan insanların neden aşı olmak istemediklerini anlamadıkları gibi, bu insanların demografik analizlerinden de bihaberler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ılımlılıkla yürütmeye çalıştığı bu süreci baltalayanlar, yine Erdoğan’a gönül vermiş insanların ta kendisi olduklarından da bihaberler.
Aşı karşıtlığı üstünden oluşturulmaya çalışılan “muhalefetin”, bizzat aşı olmayanlar ile görüşmeyeceğini ifade edenlerin histerikleştirdiği insanlar değil mi?
Veya onu da bırakın.
Aşı olmak istemeyenlerin arasında; demokratından, laikinden, muhafazakârından her çeşit görüşe sahip milyonlarca farklı insan var.
Ve kendi görüşlerine sahip çıkmayan, insan haklarını gözetmeyen, anayasanın ihlallerini görmezden gelen, anayasal hakkını kullanmak isterken tenakuzlarıyla narsistleşmiş bazı uzmanların ettiği hakaretlere uğrayan vatandaşlar…
Görüşü ne olursa olsun, kendi desteklemiş olduğu siyasi partiyi net bir şekilde eleştirip, bundan sonra oy vermeyeceğini söylediğinde, bundan daha demokratik bir muhalefet görebiliyor musunuz?
Şu an Türkiye’de hiç aşı olmayan 18 milyon civarı insan var. 1 doz aşı olan 45 milyon 796 bin 679 kişi var ve bu insanlar da şu an “aşısız” kabul ediliyor.
Yani totale baktığınızda neredeyse 63 milyon insan “aşısız” kabul ediliyor.
Hadi bunlardan 30 milyonu daha 2. doz aşısının sırasını gelmesini bekleyenler olsun.
Geriye 33 milyon aşı olma konusunda tereddüdü olan insan popülasyonu çıkıyor.
Ve bu 33 milyon insanın da büyük bir çoğunluğu desteklemiş olduğu siyasi partiyi net bir şekilde eleştiriyor.
Milyonlarca aşı tereddüdü olan insan, aynı zamanda başlattıkları kampanya ile birlikte, üye oldukları siyasi partilerden üyeliklerini de sildirdiler. AK Parti’den de CHP’den de MHP’den de parti üyeliğini sildiren oldu.
Yani aşı karşıtları “AK Parti’ye muhalefet olmaya çalışıyor” algısının yanlışlığı gözle görülebilir bir gerçek.
Kısacası bakmayın “pandemi süreci ülkemizi çok yıprattı”.
Takım tutar gibi parti tutuyoruz jargonları hakimdi ya hani Türkiye’de.
Pandemi sayesinde artık insanlar desteklemiş olduğu siyasi partileri net bir şekilde eleştirebilir hale geldi.
Bence pandeminin en büyük faydası, eleştirebilir bir popülasyonun ortaya çıkıp, bilinçli seçmen profilini ortaya koyması oldu.