09.04.2022, 12:16

Bir salgının anatomisi

İnsanlık tarihinde yaşanan salgınlar hep çok acı sonuçlar doğurmuştur. Örneği o kadar çok ki. 1545’li yıllarda Meksika’da yaşanan kanamalı ateş hastalığı yüzünden nüfusun yüzde 80’i hayatını kaybediyor. Veba, Sarı Humma, Kolera ve daha bilinmeyen birçok salgın. İlk kolera Asya ve Avrupa kıtasında 1800’lü yılların başında görülüyor ve100 binden fazla insan ölüyor. Aynı salgın bir on yıl sonra daha da yaygın halde daha büyük bir coğrafyada tekrarlıyor ve yine 100binden fazla insan hayatını kaybediyor. Ve bu kolera salgını üçüncü kez tekrar bu kez Rusya’da ortaya çıkıyor ve 1 milyondan fazla insan ölüyor. Kolera 1800’lü yıllarda insanlığı kırıp geçiriyor. Ve yüzyılın sonunda aşısı bulundu da insanlık kolera belasından kurtuldu da rahat bir nefes aldı. Aşısının bulunması yaklaşık 100 yıl sürüyor. 

Bu kez 1889-1990 yıllarında grip yüzünden dünyada 1 milyon insan hayatını kaybediyor. Ve 1918-1920 yıllarında meşhur İspanyol gribi. Yaklaşık 75 milyon insan kırılıyor. Zaman zaman tekrarlayan kolera salgınları da oluyor ama aşısı bulunduğundan hızlı müdahalelerle çok etkili olamıyor. 1960’ dan günümüze 30 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği bir HIV salgını da var ve halen devam ediyor. SARS, MERS derken COVID-19 salgını. Bugün itibariyle 6.200.000 insanın yaşama veda ettiği bir salgın. İnsanlar arası etkileşimin, kıtalar arası uçakla seyahatin yaygınlığı nedeniyle çok kısa süre hızla yayılan bir salgın süreci yaşandı tüm dünyada. Dünya salgın tarihine bakıldığında ise bir o kadar da hızlı aşısı keşfedildi. Aşağıdaki grafiklerde salgının seyrini anlamak, korkunç yüzünü görmek mümkün.

Günlük vaka sayılarını gösteriyor bu grafik. Her salgın önce maksimum noktasını görüyor ve sonra sönümleniyor. Bu elbette tıbbi olmaktan öte istatistik bir yorum. 

Ve ölüm sayıları da bu grafikte görülüyor. Yine istatistik bir yaklaşımla benzeşik bir simetriden söz edilebilir. 

Ülkemizde ise yaklaşık 15 milyon insanımızın bu virüse maruz kaldığı tespit edilmiş. Bugün itibariyle 98.342 kaybımız var.

Ülkemizdeki vaka sayılarını bu grafikte görebilirsiniz ve de bir alttaki grafikte de kayıplarımızı.

Ülke olarak yaygın sağlık sistemimizin hiç de azımsanmayacak derecede büyük bir başarı gösterdiğini, sağlık sistemimizin yıkılmadan çalıştığını, sağlık personelimizin çok büyük alkış ve taktiri hak ettiğini göğsümüzü gere gere söyleyebiliriz. Zaman zaman yaşanan organizasyon bozuklukları olabilecek türden işler. 

Ve sonuna yaklaştığımız bu salgın bize çok şey öğretti. Neler mi?

-Bir tedarik zinciri denen şey varmış ve bu zincir kırılırsa yeniden dengelenmesi 2 yılı bulabilirmiş.
-Küresel salgınlar küresel ekonomik krizlerin de nedeni olabiliyormuş -ki öyle oldu-.
-Öğretmenin nefesini ensende hissetmediğin sürece eğitim olmuyor. Bunu herkes yaşayarak öğrendi. 
-İnsanların beslenmeye, güvenliğe ihtiyacı var. Yeni yüzyıl becerileri gibi havada uçuşan kavramları bırakın da tarıma, hayvancılığa, enerji sorununa çözümler üretin. Bu laf kalabalıkları can sıkıyor. 
-Ve insanın insana ihtiyacı var. Kalabalıklara ihtiyacı var. Maskesiz yüzlerde gülücükler görmeye ihtiyacı var. Yaşama daha sıkı sarılmasını sağlayacak nedenlere ihtiyacı var. 

Yüzümüzden gülücüklerin eksik olmayacağı günlere..
 

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@