27.03.2021, 11:12

Devlet aklı...

Devlet-i ebed müddet...
Sonsuza kadar var olacak devlet...
Hüseyin Nihal Atsız bunu şöyle tanımlamış: "Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun devamıdır. Osmanlı İmparatorluğu, İlhanlı Devleti’nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır, İlhanlı Devleti Anadolu’daki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadolu’daki Selçuklu Devleti ile Batı Türkistan ve İran’daki Harzemşahlar Devleti Büyük Selçuklu Devleti’nin devamıdır. Büyük Selçuklu Devleti; Karahanlıların, Karahanlılar Uygurların, Uygurlar Gök Türklerin, Gök Türkler Aparlar, Aparlar Siyenpilerin, Siyenpiler Kunların devamıdır. Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yani biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz." 
Hanedanlar, idare şekilleri değişse de bu fikri yaşatan bir devlet aklı da hep var olmuş...
Gün olmuş Ergenekon’da geri çekilip güçlenmiş, gün olmuş bentleri yıkıp sel olup akmış bir millet...
Ama devlet kavramı çok önemli...
Varlığın güvencesi ve sembolü devlet...
Yani milletin bir olması...
O yüzden bizim milletimiz hep devleti ile var olmuş...
Devletin milleti olmuş...
Günümüzün kısır üçüncü sınıf ve magazin goygoy siyasetinden sıyrılıp bir güncel değerlendirme yaparsak...
Devlet yeni bir yükseliş döneminin başlangıcındadır...
Üçyüz yıl önce başlayan gerileme yüzyıl önce duraklamaya dönmüş idi...
Yüzyıllık duraklama görünümü aslında bir dinlenme, toparlanma ve güç kazanma süreci idi...
Dünya’nın vahşi emperyalist düzenine karşı verilen tek başına mücadele bitkin düşürmüş ve dört bir yandan gelen saldırılar devletin batıdaki son kalesine çekilmesi ile son bulmuştu...
Yeni bir yükselişin planlaması yapılırken bunun ipuçları da 1980’lerde verilmeye başlanıyordu...
Rahmetli Turgut Özal: "21.asır Türk Asrı olacak...” diyordu...
Demirel; "Adriyatik’ten Çin Seddi’ne...” söylemini dillendiriyordu...
1991 yılında 20. Yüzyılın son 10 yılında dünya sahnesine bağımsız Türk Devletleri çıktı. 
Alparslan Türkeş, Türk yurtlarının her yerinde Başbuğ olarak adlandırıldı. 
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç, "Sırplar bize Türk derdi Müslüman olduğumuz için… Bosna'da kim Müslümansa Türk'tü…" demişti bir demecinde. Ezan sesinin yankılandığı coğraflarda başka milletler hep Türklerden söz ederlerdi.
Başkan Erdoğan satır arası verdiği mesajlarda sıkça “dünyanın on büyük ekonomisi arasında olmaya çok yakınız” diyor...
Kendisinin hayatta olsa bile aktif olmayacağı 2053, 2071 yıllarını hedef gösteriyor...
Açıkladığı Ak Parti vizyonu değil Türk Devleti’nin vizyonudur...
Devlet Bahçeli pazarlıksız, koşulsuz açık destek veriyor...
Fransa açık endişelerini dile getiriyor...
Yunanistan panik halde, neredeyse ülkenin anahtarlarını teslim edip gidecek...
Meclis Başkanı dünyaya İstanbul Sözleşmesi üzerinden açık mesaj veriyor; "Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi'nden kararname ile çekildiği gibi Montrö'den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir.”
Yani...
Boğazlardan kafanıza göre geçemezsiniz...
Hele ki namluları çevirip küstahlık edemezsiniz...
Bitti o günler...
Montrö mesajını üst anlamı da şu...
Daha Lozan var...
Önce bir Montrö’yü hazmedin...
Lozan’dan çekilmenin anlamı da şu...
Geçmişten gelen tüm etki alanlarımızın, hukukumuzun ve maddi manevi mirasımızın takipçisiyiz...
TSK kuruluşunu milattan önce 209 olarak tanımlıyor.
Cumhuriyet Lozan’a imzayı atarken borçları boşuna kabul etmedi...
Ve aynı devlet aklı, geçmişte içimize entegre edilen ve bizi kontrol etmekle görevli tüm vesayet odaklarını CHP'de bir araya getirerek, tersine onları kontrol edilir hale getirdi...
Kimbilir?...
Kılıçdaroğlu bile bu devlet aklının bir projesi olabilir...
Kılıçdaroğlu yönetimindeki muhalefet, siyaseti sulandırıp, dikkatleri başka yöne çekerek devletin yeni yükseliş döneminde rahat çalışmasına yol verdi...
Yıllardır iktidar olmama mücadelesi veriyor.
Boş gündemler ile içerdeki ve dışardaki Türkiye muhalefetini meşgul ediyor.
Asıl gündemlerin gözden kaçırılmasına öncülük ediyor...
Bugün içerdeki muhalefet kokainci çakal yavrusu ile goygoy peşinde iken Dünya Erdoğan ve Şentop’un mesajlarını konuşuyor...
Macron ise Fransa seçimlerine Türkiye müdahalesi endişelerini paylaşıyor...
Devlet aklı ve Devlet-i Ebed Müddet ideolojisi kişilere bağlı ve kişiler ile kaim değildir...
Sağlam ve emin adımlarla yoluna devam etmektedir...
Kimse Türkiye’nin yönünü batıdan çevireceğini hayal bile etmesin...
Fatih direkt Roma’ya, Kanuni Viyana üzerinden çevirmişti rotayı...
AB dağılır ama biz AB’nin de hamisi oluruz...
Devlet aklı 2023, 2053, 2071 için neler planlıyor kimbilir?..

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@