Eğitim-Bir-Sen Eskişehir'den Toplu Sözleşme Çalıştayı... Akar'dan önemli çağrı

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Eskişehir 1 No'lu Şubesi tarafından düzenlenen 6. Dönem Toplu Sözleşme Çalıştayı, Eskişehir Öğretmenevi'nde gerçekleştirildi. 

Ağustos ayında gerçekleştirilecek olan toplu sözleşme öncesinde eğitim çalışanlarının sorunlarını, taleplerini ve önerilerini görüşmek üzere düzenlenen çalıştaya Eğitim Bir Sen Eskişehir 1 No'lu Şube Başkanı İbrahim Akar'ın yanı sıra, İl Milli Eğitim Şube Müdürleri, ilkokul, ortaokul, lise, meslek lisesi, okul öncesi ve özel eğitim birimlerinde görev yapan tüm kademelerden 70'e yakın eğitim çalışanı katıldı. 

Talepler görüşülecek, hazırlanan rapor Genel Merkez'e sunulacak 

Çalıştayda eğitim çalışanlarının talepleri alınarak oluşturulacak rapor Eğitim Bir Sen Genel Merkezi'ne sunulacak. Eğitim Bir Sen Genel Merkezi de hükümetle yapılacak toplu sözleşme görüşmelerinde bu veriler ışığında taleplerde bulunacak.

"Koronavirüs salgını eğitimcileri de olumsuz etkiledi"

Eğitim Bir Sen 1 nolu Şube Başkanı İbrahim Akar, Çalıştay'ın açılışında yaptığı konuşmada, "Eğitim çalışanlarının talepleri, beklentileri ve bunlara çözüm önerileri başlıklı çalıştayımıza hoş geldiniz. 6. dönem toplu sözleşme öncesi, ihtiyaç ve talepleri dile getirmek, bunlara dair çözüm arayışı içerisinde olmak ve ortaya çıkacak önerileri Eğitim Bir Sen Genel Merkezi'ne rapor olarak sunmak üzere düzenlenen çalıştayımıza, kendinizi bu çalıştayda sorumlu görerek buraya kadar geldiniz, hepinize çok teşekkür ediyorum. Yaklaşık 15 aydır tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs bizleri de, sendikamızı da olumsuz anlamda etkilemiştir. Bu süreçte bu salgın hastalık sebebiyle Genel Başkan Yardımcımız Mithat Sevin ağabeyimizi edebiyete uğurladık, aramızdan ayrıldı. Birçok eğitim çalışanımız, ailemizden, akrabalarımızdan, komşularımızdan bu hastalıktan etkilenen ve vefat edenler oldu. Mithat başkanımız ve ebediyete göçen tüm dostlarımıza, arkadaşlarımıza yakınlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz" dedi. 

Akar, "Bu sürecin hemen akabinde Genel Merkezimiz tarafından Muammer Karaman başkanımıza, Genel Başkan Yardımcılığı davetinde bulunuldu. Başkanımız bu göreve ayrıldıktan sonra, yönetim kurulumuz bizlere bu kutlu görevi emanet ettiler. Tabii, öncelikle yıllarca şehrimize, eğitim camiamıza emek veren, okul yöneticisi olarak, sendikamıza hizmet ederek, yıllarca Eskişehir'imize hizmet veren Muammer Karaman başkanımıza, Genel Başkan Yardımcımıza verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Kendilerinin üstlendiği görevi en iyi şekilde yapacağına inancımız tamdır" diye konuştu. 

Akar, "Şube Yönetim Kurulu'ndaki arkadaşlarımız da bizlere bu görevi emanet ettiler. Şahsım adına bir kez daha buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu görevler şahsımıza sunulan bir imkan değil. Sendikalarımıza, üyelerimize, eğitim camiamıza hizmet etmek için bir vesile kaynağı, belki de önümüze konulan bir imtihan kağıdı. Bu göre her şeyden önce bu gözle görüyoruz. Bizden sonra yönetim kurulunda aramıza katılan Veysel Turkurkor kardeşimize de tekrardan görevinde hayırlı olmasını diliyorum" dedi. 

"Eğitim-öğretim nasıl yapılırsa yapılsın, öznesi öğretmendir"

Akar, koronavirüs salgını sürecinde öğretmenlerin, öğrencilerin okullarından mahrum kaldıklarını belirterek, "Öğretmenlerimiz işlerini evlerinde ekran başlarında yapılmaya mecbur bırakıldı. Bu kimsenin beklediği bir durum değil. Bu süreçte her şeyde olduğu gibi eğitim öğretim de olumsuz etkilendi. Eğitim öğretim hangi şartlarda yapılırsa yapılsın en önemli öznesi öğretmendir. Hiçbir teknolojik cihaz bir öğretmenin yerini dolduramaz. Bu süreçte bunu hep birlikte yaşayarak gördük. Yüz yüze eğitimin de, okul ziyaretleri yaptığımızda, öğretmenlerimizin gözlerinden bunu okuyabildik. Okul ziyaretlerinde bize aynen şunu dediler: 'İyi ki yeniden açıldı, işimizi buradan yapabilir bir hale geldik' Çünkü, evde yapmak zorunda olan görevler de üstüne binince, haliyle bu süreç biraz daha zor bir hale geldi. Salgın şartları el verdiği müddetçe, gerekli tedbirlerin alınması şartıyla, en başından beri söylediğimiz, eğitim çalışanlarının yaşa bakılmadan aşılanması şartıyla... Zaten okullarımızı salgın şartlarına uygun hale getirebilmek için canla başla çalışan eğitimcilerimizi, yakinen gördük, şahit olduk" diye konuştu.

"Okul yöneticilerimizin ve öğretmenlerimizin çabalarını, hepsini hatırlıyoruz"

Akar, "Bu salgın elbet bitecek. Yarın arkaya döndüğümüzde iki örnek önümüzde duruyor olacak. Birincisi okullarını, salgın şartlarına hazır hale getirebilmek için Bakanlığın geceden sabaha aldığı kararlara, Bakanlığın talimatlarına ayak uydurabilmek için, bu talimatları yerine getirip okulları hazır hale getirebilmek için canla başla çalışan okul yöneticilerimiz bir kere zihinlerde kalacak. İkincisi, salgın ilk başladığı süreçte, neyi nasıl yapacağını kendisinin de bilmediği, internete video yükleyip öğrencilerimiz bu derslere erişip derslerini yapsınlar mı, ya da whatsapp gruplarından çektiği ders görüntülerini göndererek, yani tamamen kendi çabalarıyla işlerini yapmak için uğraşan, mücadele veren öğretmenlerimiz de zihinlerimizde duracak. Sosyal medyadan bu videoları gördük. Evinde buzdolabı kapağını beyaz tahta niyetine kullanan, kendi imkanları ile tripod yapıp öğrencilerine ulaşmaya çalışan öğretmen manzaralarını hepimiz hatırlıyoruz. Bunların hepsi bir kenara mutlaka teknolojiye erişmede yetersiz kalınan aileler, öğrenciler hepimizde vardı. Okul yöneticilerinin bu konuda bir sponsor veya destek bulma arayışında, öğrencilerimize tablet alalım diye mücadele eden arkadaşlarımızı hatırlıyoruz. Bazı okul yöneticilerinin öğrencilerinin EBA TV frekans ayarlarını yapmak için evlerine kadar gittiğini biliyoruz. Biz bunları her mecrada dile getirmiştik. Yine bu süreçte vefat eden eğitimci, psikolog Doğan Cüceloğlu'nun çok güzel bir sözü vardır: 'Eğitim nereye giderse gitsin, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, öğretmenin sınıfında öğrencisiyle göz göze geldiği bir an vardır. İşte o an öğrenci ve öğretmen arasında bir gönül bağı kurulur ve eğitim o anda başlar' O yüzden arkadaşlar, tekrar söylüyorum. Yüz yüze eğitimin yeri her zaman başkadır. Öğretmenin işin öznesi olduğunu, onun yerini hiçbir şeyin tutamayacağını da bu süreç hepimize göstermiş oldu" dedi. 

"Toplu sözleşme çok önemli bir fırsat"

Akar, "Bu süreç ekonomik anlamda da hayatımızı olumsuz etkiledi. Bu olumsuz tablonun tamiratının yapılabilmesi için 2023 yılına giderken 6. dönem toplu sözleşme masasının Hükümet kanadı adına... Hani bir tabir vardır ya, tünelden önce son çıkış... Bu manada toplu sözleşmenin çok önemli olduğunu ve bunun bir fırsat olduğu kanaatindeyiz" dedi.

"Bir çalıştay yapıp, tüm eğitim paydaşlarımızla bir araya gelelm istedik"

Akar, "Sahada eğitim çalışanlarının sorunlarını ortaya koymak ve çözüm aramak adına böyle bir çalıştay düzenledik. Genel Merkezimiz dedi ki, her il bir rapor hazırlasın ve bizlere sunsun. Biz de dedik ki, bunu sadece bir yönetim kurulu olarak değil, ya da sorumlu başkan yardımcımız uktesinde bir çalışma olarak görmeyerek, sahada bu işe emek veren, gönül veren uğraş gösteren eğitim paylaşlarımızla bir araya gelelim" dedi. 

"Siyasi iktidar bunu değerlendirmeli, sorunların çözüleceği yer toplu sözleşme masasıdır"

Akar, "İnsasını yücelt ki, devlet yücelsin, şiarıyla yola çıkan ve bunu bir yönetim ilkesi olarak gören bir siyasi iktidarın, bu zor şartlarda, 6. dönem toplu sözleşme çalışmasını değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Toplumu ve insanın kalkınmasını öncelik olarak aldıklarını her zaman söylüyorlar ve bunlara biz de şahidiz. Eğer ki böyleyse, halep ordaysa arşın burada... O zaman bu sorunların çözüleceği yer toplu sözleşme masasıdır. O yüzden 6. dönem toplu sözleşme bizler için kıymetlidir ve bir fırsattır" diye konuştu.