Eskişehir Türk Ocağı'nda "öğretmenlik" konuşuldu
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ersin Karademir, 1978’lerde düzensiz bir yapıya dönüşen öğretmen yetiştirme anlayışının ve ilgili kurumların bu güne devamlı değişiklikler geçirmesine rağmen bir türlü istenen ve beklenen niteliğe ulaşmadığını belirtti.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ersin Karademir, 1978’lerde düzensiz bir yapıya dönüşen öğretmen yetiştirme anlayışının ve ilgili kurumların bu güne devamlı değişiklikler geçirmesine rağmen bir türlü istenen ve beklenen niteliğe ulaşmadığını belirtti.
Kandemir, Eskişehir Türk Ocağı Perşembe Sohbeti’ne, “Geçmişten Günümüze Türk Eğitim Sisteminde Öğretmenlik” başlıklı sunumu ile konuk oldu. Öğretmenin, bir toplumun var olmasını ve ilerlemesini sağlayan en önemli unsur olan eğitimin baş mimarı olduğunu anlatan Doç. Dr. Ersin Karademir, "Öğretmen, muallim; talim ettiren öğreten kişi anlamına gelmektedir. Daha doğrusu bugünkü anlayışla mesleği bilgi öğretmek olan kimse olarak da tanımlanabilir. Bütün halinde baktığımızda öğretimi ”Belli bir amaca göre bilgileri verme, öğretme, tedris etme, talim ettirme işi” diye tarif ederiz. Eğitim ise kişilerin isteyerek davranış değişiklikleri oluşturma çabalarıdır. Esasen eğitimi (Maarifi) ve öğretmeni yıllarca önce en iyi tarif eden büyük fikir adamı Nurettin Topçu olmuştur. Topçu’ya göre; “Maarif; yalnız mektepte okutmak ve okuyanlara birtakım bilgileri vermek işi değildir. Başka bir deyişle Maarif, bir cemiyetin düşünüş tarzının kültür ve ideallerinin cihazlanmasıdır. Maarif, bir milletin gençliğinin memleket ve dünya hadiseleri karşısında metotlu düşünmeyi öğretir. Mekteplerde okutulan derslerin her biri metot binasının duvarlarından birisinin yapıcısıdır. Bu işi yapan maarif her gün hatalar ve hurafelerle bunalan insanlığın dimağında daima ameliyatlar yapan doktor gibi çalışır. Maarif cemiyet içerisinde idealler doğurur.”
Topçu’ya göre öğretmen ise; ahlâk eğitimimizde en iyi rol model olan, öğrenciye biçim veren kişidir. O halde öğretmen bilgisi, becerisi, davranışları ve kişiliği ile de öğrenciye örnek olmalıdır." diye anlattı.
Doç. Dr. Ersin Karademir, "1848'den itibaren başlayan öğretmen yetiştirme çabalarımız değişmeler ve gelişmeler göstererek çok fazla aksamadan 1978’lere kadar geldi. Ne var ki 78’lerde düzensiz bir yapıya dönüşen öğretmen yetiştirme anlayış ve kurumlarımız 78’den bu güne devamlı değişiklikler geçirmesine rağmen bir türlü istenen ve beklenen niteliğe ulaşmadı” dedi.
Konukların soru ve cevaplarından sonra, Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın şükran beratı takdimi ile program sona erdi.