Gökyüzünün kaptanları Eskişehir'de yetişiyor
Eskişehir Anadolu Üniversitesi bünyesinde 1986 yılında kurulan ve ESTÜ'ye devredilen pilotaj bölümü, geleceğin pilotlarını yetiştirmeye devam ediyor.
Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi bünyesinde kurulan ve daha sonra Eskişehir Teknik Üniversitesine devredilen pilotaj bölümü, 230 saatlik pratik uçuş eğitimiyle 34 yıldır gökyüzünün kaptanlarını yetiştiriyor.
Kuruluşunun ardından Eskişehir Teknik Üniversitesi’ne (ESTÜ) devredilen bölümden, 34 yıl içerisinde 500’ün üzerinde öğrenci pilotluk eğitimini başarıyla tamamlayarak mezun oldu. Yüksek Öğretim Kurulunun belirlediği kriterlere uyan ve üniversite sınavında gerekli puanı karşılayan öğrenciler pilotaj eğitimi almak için başvurabiliyor. Bölümde eğitimler tamamen ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Örgün eğitim alan pilot adayları yaklaşık 230 saatlik pratik uçuşun ardından eğitimlerini tamamlıyor.
“Covid-19 günlük sorti sayımızı düşürdü”
Dünya genelinde etkisini hissettiren Covid-19 küresel salgınının uçuşlarda bazı aksamalara neden olduğunu ancak eğitimlerin devam ettiğini dile getiren Pilot Uçuş Eğitmeni Ergün Altuğ, “1986 yılında kurulan okulumuz yaklaşık 34 yıldır başarıyla eğitimini sürdürüyor. Şu ana kadar 500’ün üzerinde öğrencimizi mezun ettik. Bu sayıya Türk Hava Yolları ve diğer kuruluşların kursiyerleri de dahil. Örgün öğrencilerimiz merkezi yerleştirme sistemi ile tercih edip geliyor. Okulumuz devlet üniversitesi olduğu için tamamen ücretsiz eğitim veriyor. Bu süreçte Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün talimatları, YÖK’ün kuralları ve valiliğimizin şehir bazında ek tedbirlerine uyarak eğitimlerimize devam ettik. Geçmişe göre uçuşlarımızda aksama oldu çünkü tedbirler bizim uçuş aralıklarımızı artırdı. Bu da günlük sorti sayımızı düşürdü” şeklinde konuştu.
“Zorlu, disiplinli ve zaman kontrolü gerektiren bir süreç”
Eğitim süreçlerinden bahseden ve pilotluğun sevmeden yapılamayacak bir meslek olduğunu aktaran Pilotaj son sınıf öğrencisi Halil Kara, “Yaklaşık 230 saat pratik uçuş yaparak eğitimimizi tamamlıyoruz. Zorlu, disiplinli ve öncelikle zaman kontrolü gerektiren bir süreç. Eğer uçuştan zevk alıyorsanız bu zorluklar sizi çok yıldırmıyor. Sevmeden yapılamayacak bir meslek. O yüzden bu bölümü düşünen arkadaşların havacılık kültürünü tanımaya başlamalarını öneriyorum. Bu mesleğin ne tür bir karakter getirdiğini öğrenmelerini istiyorum. Ülkemiz havacılık yönünde ilkleri başarmış bir ülkedir. İlk kadın savaş pilotu, NATO’daki ilk jet kadın pilotu olmak üzere birçok başarılı insan ülkemizden çıkmış durumda. Bundan yola çıkarak ülkemizdeki kadınlarında havacılığa daha fazla ilgi göstermelerini ve bu bölümü tercih etmelerini öneriyorum” ifadelerini kullandı.
“Milli bayramlarda Türk Yıldızları ve Solo Türk’ü izlerdim”
Çocukluğundan beri hava gösterilerine ilgi duyduğunu ve uçmanın hayalini kurduğunu belirten Pilotaj son sınıf öğrencisi Alperen Urhan, “Uçan nesneler her zaman ilgimin odak noktasında olmuştur. Milli bayramlarda Türk Yıldızları ve Solo Türk’ü izlerdim. Bu amatör ilgi lise döneminde yaptığım ciddi araştırmalarla bir zemine oturdu. 5 yıllık eğitimin hem teorik hem de pratik taraflı olması insana bilişsel ve fiziksel olarak farklı sorumluluklar veriyor. İlk 2 yıl, üniversitemizin akademisyen hocalarından teorik eğitimler alıyoruz. Son iki yılı uluslararası meydanımızda gerçekleştirdiğimiz uçuş eğitimlerimizi kapsıyor” dedi.