Hayali için 55 yaşında yüksek lisans yaptı
Eskişehir’de yıllarca muhasebeci olarak çalışan Atilla Yakşi, okuma azmi ve hırsı sayesinde 50 yaşından sonra üniversiteyi bitirerek mali müşavir oldu ve kendi bürosunu açtı.
Eskişehir’de yıllarca muhasebeci olarak çalışan Atilla Yakşi, Okumanın yaşı olmadığını söyleyen Yakşi, “Gençlerimiz bol bol okusunlar ki bu sayede memleket aydınlığa kavuşsun” dedi.
Eskişehir’de uzun yıllardır bir muhasebecinin yanında çalışan Atilla Yakşi, hayali olan mali müşavir olmak için 50 yaşından sonra üniversiteye başladı. Eğitim hayatına başarıyla devam eden Yakşi, 55 yaşında ise Osmangazi Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayarak tüm insanlara, çalışmanın ve okumanın yaşı yoktur mesajını verdi. Üniversite diploması sayesinde kendi bürosunu açarak mali müşavir olarak görev yapmaya başlayan Yakşi, okumanın ve kendini geliştirmenin yaşı olmadığını bir kez daha insanlara göstermiş oldu.
“Çalıştım ve başardım”
50 yaşından sonra bir şeyleri başarmanın kendisini çok daha iyi hissettirdiğini söyleyen Yakşi, bundan sonra da birçok hedefinin olduğundan bahsetti. Liseyi 25 yaşında bitirdiğinin altını çizen Yakşi, “Liseyi 4 farklı okulda okudum. Lise dönemim yaklaşık 15 yıl sürdü. Ardından 50 yaşında üniversiteyi bitirdim ve 55 yaşında ise yüksek lisansı tamamladım. 56 yaşında da muhasebeci oldum. Okumaktan asla vazgeçmedim. Şu anda yine sınavlara hazırlanıyorum. Ben asla okulu bırakmadım. Lise diplomasını aldıktan sonra üç tane üniversite okudum. En son iktisat fakültesinden mezun oldum. Daha önce okulları bitirmeden önce de muhasebe çıraklığı yapıyordum. 50 yaşından sonra da mali müşavir olayım dedim. Çalıştım ve başardım” dedi.
“Çocuğum yaşında biriyle okumaya devam ediyorum”
Yüksek lisans eğitimini mali müşavirlikte staj dönemini kısaltmak için yaptığını belirten Yakşi, şu an uluslararası belge alabilmek için yeni bir sınava gireceğini söyledi. Arkadaşlarının sürekli okulu bitiremeyeceğine dair imalarda bulunduğundan bahseden Yakşi, “Uluslararası muhasebe belgesi almak istiyorum. Şimdi ona hazırlanıyorum. Şimdi söylemeyeyim ama işin esprisi, o da 100 yaşında falan bitecek herhalde. Arkadaşlarım sürekli senden önce de biri 50 yaşında bitirmişti diyorlardı. Biraz da inat yaptım herhalde. Benim çocuğum yaşında bir arkadaşım var. Aynı stajı ve fakülteyi bitirdik. Aynı zamanda mali müşavir olduk. Şimdi onunla aynı sınava da gireceğiz. Çocuğum yaşında biriyle okumaya devam ediyorum. Yine işin şakası, okuduğum için biraz genç gösteriyorum. Gençliğin sebebi, genç arkadaşlarla okumaktan geçiyor. Osmangazi Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparken, Nurullah diye bir hocamız vardı. Okulun en yaşlı profesörü oydu. Okulun en yaşlı öğrencisi de bendim. Bu yüzden profesörümle çok iyi anlaşıyorduk. Diğer öğrenciler bazen beni hocayla karıştırıyorlardı. Okumanın yaşı yoktur. Mimar Sinan yanlış hatırlamıyorsam 55 yaşından sonra Mimar Sinan oldu. Daha bunun gibi birçok örnek sayabiliriz. İnsanlar 50’sinden sonra bir yerlere gelebiliyor. Ben de 100 yaşına gelene kadar, büyük biri olacağıma inanıyorum. 25 yaşında gençler ‘neler yapacağız’ diye soruyorlar. Ben 56 yaşındayım. 30 sene boyunca denerlerse yine beni geçmiş olurlar. Kesinlikle okusunlar. Okumanın sonu yoktur. Bol bol okusunlar ki bu sayede memleket aydınlığa kavuşsun” diye konuştu.