Eskişehir'de madencilerden çağrı: O algıyı kırmalıyız
Eskişehir Madencilik Kümesi, basın toplantısıyla 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutladı... Küme Başkanı Çekiç, madenciliğe karşı oluşturulan olumsuz algının kırılması gerektiğini ifade etti...
İç Anadolu Bölgesi’nin önemli maden üreticilerini bir araya getiren Eskişehir Madencilik Kümesi, Türk maden ihracatının tüm olumsuz koşullara rağmen geçtiğimiz yıl 4,3 milyar dolar ihracatını bu yıl daha da arttırmak için çalıştığını belirterek, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutladı.
"Ülkemizi daha zengin bir ülke haline getirmek elimizde"
Eskişehir Sanayi Odası’ndan düzenlenen basın toplantısında konuşan Eskişehir Madencilik Kümesi Yönetim Kurulu Üyeleri, “Dünyanın en büyük mermer ve traverten ihracatçısı, en büyük bor üreticisi ve ihracatçısı, en büyük feldspat (cam,seramik,boya hammaddesi) ihracatçısı ülkemizdir. Bilinen 90 madenin 80’e yakını ülkemizde çıkıyor. Sektörümüzü daha da geliştirmek zorundayız. Çevreye duyarlı madencilik faaliyetleri ile ülkemizi daha zengin bir ülke haline getirmek elimizde” dedi.
Son yılda düşüş görüldü
Türkiye’nin ilk ve tek madencilik kümesi olarak 4 Aralık tarihinin Dünya Madenciler Gününü kutladıklarını belirten Küme Başkanı Metin Çekiç, “Ülkelerin kalkınmışlığı Madenciliğin ekonomiye yaptığı katkıyla ölçülür, gelişmiş ülkelerde bu oran %8-15’lerdeyken ülkemizde %1,08 mertebesindedir. Bu rakamı artırmak zorundayız. Ancak sektörümüzdeki ilgi giderek azalıyor. Son 10 yılda Maden Ruhsat sayıları çarpıcı şekilde düşmüştür. 2010 yılında 31.562 arama,11.604 işletme olmak üzere 41.166 ruhsat var iken, Eylül 2021 itibariyle 5.070 arama,9793 işletme olmak üzere toplam 14.863 ruhsat kalmıştır.” açıklamasında bulundu.
Eskişehir'deki madenlerin ülke ekonomisine katkısı
Maden ihracatımız tüm olumsuz koşullara rağmen 2020 yılında 4,3 milyar dolar ihracatını yaparak ülke ekonomisine katkısını sürdürdüğüne değinen Çekiç, şöyle devam etti; “Bu değerli madenlerin birçoğu şehrimizde çıkmaktadır. Bor, feldspat, manyezit, krom, mermer ve lületaşı da Eskişehir’imiz den çıkarılmak da ve ülke ekonomisine ciddi katkılar sunmaktadır. Ülkemizin %30 ‘u tarım, %29’u orman %18’i mera alanıdır. Maden çıkarmak için kullanılan alan ülkemizin sadece binde 1’ idir" dedi.
"İçler acısı bir durum"
Küme Başkanı Metin Çekiç sözlerini şöyle sürdürdü: "Su kullanımının sektörel dağılım ise %15 içme ve kullanma, tarım %75, sanayi ise %10’dur. Avrupa da ise içme kullanma %16, tarım %33, sanayi ise %51’dir. Ülkemizde ve diğer ülkelerde Orman/Devlet arazi bedellerine bakarsak içler acısı bir durumla karşılaşmaktayız. Hektar başına alınan yıllık bedel Kanada da 6 dolar, Rusya'da 140 dolar, Almanya ve Amerika da bedelsiz, Türkiye'de ise 8750 dolardı.
Orman Bakanlığının bütçesinin %54’ü Madencilik sektörü tarafından karşılanmaktadır. Madenci, işletme izni almadan üretim yapamaz. İşletme izni almak için, ÇED, Mülkiyet izni (Orman, Hazine, Mera, Özel Mülk), İşyeri açma ve Çalışma ruhsatı almak zorundadır. Üretim Faaliyetleri için yaklaşık olarak 8 Bakanlık,92 yasa,87 yönetmelik,16 uluslararası sözleşme,8 tüzük maddeleri gereğince 24 değişik kurumdan izin almak zorundadır.
Sektörümüz Karbon emisyonu azaltımı için Kamyon ve yükleyici araçlarında elektrikli motorlara çevrilmesi, yenilenebilir enerjiye geçişi, enerji verimliliği, dijitalleşme gibi konularda çalışmalara başlamıştır. Cari açığımızın büyük kısmını enerji hammaddeleri ve madenlere- metallere ödenen bedeller oluşturuyor. 2020 yılında sadece altın ithalatına 25 milyar dolar üzerinde bir bedel ödedik. Bu açığı azaltmanın yolu, ülkemiz zenginlikleri olan madenleri doğru ve sorumlu bir şekilde işlemekten ve toplumun yararına sunmaktan geçiyor.
Ancak toplumdaki madencilik algısındaki olumsuzluk maalesef devam ediyor. Tabii bunda biz madencilerin de sorumluluğu var. Bizler topluma karşı şeffaf olmalıyız. Yaptığımız işleri, bunun sonucunda oluşacak olumlu-olumsuz her şeyi doğru ve şeffaf şekilde yöre insanına ve topluma anlatmalıyız. Onların güvenini kazanmalıyız. Doğru bilinen yanlışları düzeltmek için çabalamalıyız. Korkularını doğru bilgiler vererek gidermeliyiz.
"Refah seviyemiz artar"
Eskişehir Madencilik Kümesinin madenciliğin gelişimi, insan sağlığı, çevre ve madencilik konularını önceleyen inisiyatifler alarak çalışmalar yapacağını kaydeden Eskişehir Madencilik Kümesi Başkan Yardımcısı Hamza Tınas, “Ülkelerin refah seviyesi kendi maden işletmelerini kullanması ile doğrudan ilgilidir. Maalesef Türk maden sektörü felaketlerle, kazalarla, ihmallerle anılmakta sadece bunlara sebep oluyor imajı oluşturulmaktadır. Üretimimizi engelleyen bu algı mutlaka değiştirilmek, insan sağlığına duyarlı, çevreye saygılı üretim gerçekleştirebilecek bir yapıda olduğumuzu anlatmamız gerek” dedi.
Eskişehir Madencilik Kümesi olarak madenciliği doğu anlatmak ve doğru yapmak için çalışacaklarına değinen Tınası, sözlerini şöyle sürdürdü; “Madencilik ile ilgili ön yargıları yıkmak için çalışacağız. Diğer ülkeleri gözlemleyip, teknoloji takip ederek, gelişmeleri değerlendirerek katma değeri yüksek ürünler üretmek zorundayız. Bunu küme olarak da gerçekleştireceğiz.
Ülkemizin sahip olduğu metalik madenler, bor, manyezit, altın ciddi bir rezerve sahip. Örneğin altında ciddi bir potansiyelimiz var. Yapılan ön çalışmalarda 6500 ton potansiyelimiz olduğu ortaya çıktı. Ülkemizde bugüne kadar 10 ton altın üretildi. Halbuki ülkemizin refaha çıkması için 120 ton üretmemiz gerekiyor”
"Yaşam için maden gereklidir"
“Ülkemizin gelişmesine ve kalkınmasına önemli katkılar sağlayan madencilikle ilgili pek çok konu kamuoyunda tartışılmaktadır” diyen Eskişehir Madencilik Kümelenmesi Yönetim Kurulu Üyesi Berna Kızılbük, madencilik konusunda medyada gerçeklerle alakasız pek çok bilgi kirliliği olduğunu ifade etti.
Toplumun yeterli bilgi sahibi olmadığı konularda uydurma senaryo ve risklerle insanları yanıltıp, korkutmanın doğru olmadığına değinen Kızılbük, şöyle devam etti; “Ülkemizde de uydurma risklerle, haberlerle, iddialarla pek çok alanda insanlar yanıltılmakta, korkutulmakta ve yönlendirilmektedir. Vatandaşlarımızın madencilik konusunda bilgilendirilmesi öncelikle madencilik camiasının bir sorumluluğudur. Madenler o kadar önemlidir ki bulunma sırasına göre çağlara adını vermiştir.
Bakır çağını yaşadık, Tunç çağını yaşadık, Demir-Çelik çağını yaşadık, şimdi ise Nükleer çağı yaşıyoruz. Çoğumuz ev, araba, telefon veya bilgisayar satın aldık sanırız, ama aslında maden/metal satın aldığımızın farkında bile değiliz.
Arabanızdan, bilgisayarınızdan, telefonunuzdan, televizyonunuzdan, buzdolabınızdan, çamaşır makinenizden, bulaşık makinenizden, kalorifer sisteminizden, elektrikten, oturduğunuz evden, uçaktan, trenden, gemiden, asfalt yollardan kısacası hayatınızda kullandığınız tüm araç ve gereçlerden vazgeçebilir misiniz? Siz daha iyi yaşayasınız diye yerin altındaki madenleri sizin için bulundukları yerden çıkarıyoruz.
Madenler bir başka deyişle bir ülkenin mineral varlıkları o ülkenin yeraltı zenginlikleridir. Yer altı zenginliklerinden faydalanmayan bir ülke olamaz. Madenlerin bulunduğu yeri değiştirme şansımız olamaz. Madenleri bulundukları yerden çıkarmak zorundayız.
Madencilik camiamızın bir bireyi olarak bu sorumluluğun yerine getirilmesinde katkı sağlayabilmek adına; kamuoyunda madencilikle ilgili tartışılan, merak edilen, bazı konulara ve sorulara ışık tutmak için bu kümeyi kurduk. Bu vesile ile 4 Aralık Madenciler Bayramınızı kutlarım.”