Tahıl Koridoru Anlaşması'nın 3 önemli etkisi
Prof. Dr. İlkay Dellal, 22 Temmuz 2022'de imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması'nın, Rusya-Ukrayna savaşını müteakip dünyada sarsılan gıda arz-talep dengelerine etkisini kaleme aldı.
Prof. Dr. İlkay Dellal, 22 Temmuz 2022'de imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması'nın, Rusya-Ukrayna savaşını müteakip dünyada sarsılan gıda arz-talep dengelerine etkisini kaleme aldı.
Tahıl Koridoru Anlaşması ilk dört ayını tamamlamak üzere. Rusya ve Ukrayna savaşının beklenen küresel etkilerinden biri açlığı körükleyecek olmasıydı. Dünyada gıda güvencesinden yoksun ve acil yardıma ihtiyaç duyan insan sayısının 2021 yılında rekor seviyeye ulaşması ve bu savaş ile birlikte daha da artması en büyük endişelerden biriydi. Çünkü iki ülkenin sahip olduğu doğal kaynaklar ve özellikle temel tarım ürünlerinde dünya piyasalarındaki liderlikleri hem gıdanın bulunabilirliği hem de erişilebilirliği üzerinde çok büyük tehditti.
Tahıl koridorundan sevk edilen ürünlerin ulaştığı limanlardaki ülkelerin gelir gruplarına göre dağılımda en büyük payı yüksek gelirli ülkeler aldı.
Bunun yanında, Rusya ve Ukrayna'nın Dünya Gıda Programı'nın yoksul ülkelere gerçekleştirdiği gıda yardımlarının ana tedarikçileri olmaları nedeniyle de gıda güvencesizliğinin artması riski bulunuyordu [1].
İkinci beklenen etkisi de gıda fiyatlarının yükselmesiydi. Çünkü, Ukrayna'nın dünya ihracatında buğday, arpa ve mısırda yüzde 10-15, ayçiçeğinde yüzde 55 pay almasının, diğer yandan Rusya'nın dünyanın en önemli kimyasal gübre üreticisi ve ihracatçısı olmasının, bu ürünlerde küresel piyasalarda arz darlığına, fiyat dalgalanmalarına ve girdi tedarikindeki sorunların tarımsal faaliyetleri aksatmasına neden olması bekleniyordu.
22 Temmuz 2022'de Türkiye Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması ile Ukrayna limanlarından tahıl ve gübre ihracatının yapılmasının sağlanması, bu endişeleri hafifletmişti. Hatta anlaşmanın imzalandığı gün piyasalarda fiyatların gerilemesi olumlu bir işaret olarak kabul edilmişti. Ukrayna limanlarından ilk gemi Ağustos 2022'de yola çıktı ve sonrasında gemi seferleri başarıyla devam etti. Ekim sonunda ise Rusya tarafından askıya alınan seferler, Türkiye'nin girişimiyle kısa sürede tekrar başladı.
Anlaşmanın düşük gelir ve alt-düşük gelir grubundaki ülkelerde nüfusun beslenme ihtiyacının karşılanmasına etkisi değerlendirildiğinde, bazı ülkeler açısından bu ihtiyacın dört aylık sürede karşılandığı söylenebilir.
Anlaşmayı takiben ilk gelişmeler
Anlaşmanın imzalanmasından sonra yaklaşık dört ay süreyle yaşanan gelişmeler ise şu şekilde oldu:
İlk geminin hareket ettiği 1 Ağustos’tan 27 Kasım 2022’ye kadar yaklaşık 4 ay süresince Ukrayna limanlarından yaklaşık 12 milyon ton ürün sevk edildi. Sevk edilen ürünler içerisinde en büyük payı yüzde 42 ile mısır, yüzde 29 ile buğday, yüzde 7 ile kanola, yüzde 6 ile ayçiçeği yağı aldı. (Grafik 1).
Grafik 1. Tahıl koridorundan en çok sevk edilen ürünler ve payları
Tahıl koridorundan sevk edilen ürünlerin ulaştığı limanlardaki ülkelerin gelir gruplarına göre dağılımda ise en büyük payı yüksek gelirli ülkeler aldı. Toplam sevkiyatın yüzde 45'i İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, İsrail gibi ülkelerin limanlarına yapıldı. İkinci en büyük payı yüzde 29 ile üst-orta gelirli ülkeler aldı. Bu grup içinde yer alan Türkiye 1,5 milyon tonu aşan sevkiyatı ile üst-orta gelirli grubun içinde yüzde 50'ye yakın oranla en büyük payı aldı. En düşük gelirli ülkelerin aldığı pay ise sadece yüzde 4 oldu. Alt-orta gelir grubunda bulunan ülkelerin ise yüzde 22 pay almasıyla, sevk edilen toplam ürünlerin yüzde 26'sı düşük gelirli ülkelere ulaştı. (Grafik 2).
Grafik 2. Tahıl koridorunda ürünlerin sevk edildiği ülkelerin gelir gruplarına göre dağılımı
Bugüne kadar 12 milyon ton sevkiyatı yapılan ürünlerden sadece 435 bin tonu Afganistan, Etiyopya, Somali, Sudan ve Yemen'den oluşan en düşük gelirli ülkelerin limanlarına ulaştı. Bu ürünlerin tamamını buğday oluşturdu. (Grafik 3).
Grafik 3. Tahıl koridorunda en düşük gelir grubundaki ülkelerin payları
Alt-orta gelir grubunda yer alan ülkeler ise 2,5 milyon ton ürün aldı. Bu grupta yer alan ülkelerden en fazla ürün sevk edilen ülke 547 bin ton ve yüzde 22 payı ile Cibuti oldu. Cibuti'nin aldığı ürünlerin tamamına yakını buğday oldu (yüzde 99 buğday, yüzde 1 ayçiçeği yağı). Mısır ise 438 bin ton ve yüzde 17 pay ile en çok ürün alan ikinci sıradaki ülke oldu. Aldığı ürünlerin yüzde 64'ü mısır, yüzde 26'sı buğday, yüzde 9'u soya fasulyesi ve yüzde 1'i ayçiçeği yağı oldu. Üçüncü sırada 323 bin ton ve yüzde 13 pay ile ürün alan Bangladeş'in ise aldığı ürünlerin tamamı buğday oldu. (Grafik 4).
Grafik 4. Tahıl koridorunda alt-orta gelir grubundaki ülkelerin payları
Üst-orta gelir grubunda yer alan ülkeler ise 3,4 milyon ton ürün aldı. Bu grupta yer alan ülkelerden en fazla ürün sevk edilen ülke 1,565 milyon ton ve yüzde 46 payı ile Türkiye oldu. Türkiye'nin aldığı ürünlerin yüzde 41'ini buğday, yüzde 33'ünü mısır, yüzde 13'ünü ayçiçeği ve ürünleri, yüzde 5'ini soya fasulyesi, yüzde 4'ünü arpa oluşturdu. İkinci sırada yer alan Çin ise toplamda 1,543 milyon ton ürün ile yüzde 45 payı oluşturdu. Çin'in aldığı ürünler içinde en fazla payı mısır ve ayçiçeği oluşturdu. Bu grupta yer alan üçüncü sıradaki ülke Libya ise 246 bin ton ürün ve yüzde 7 pay aldı. Libya'nın aldığı ürünlerin tamamı buğday oldu. Bu grupta yer alan diğer ülkelerden Bulgaristan, Gürcistan, Irak, Ürdün ve Malezya'nın aldığı ürünlerin oranı toplam oran içinde yüzde 7 oldu. (Grafik 5).
Grafik 5. Tahıl koridorunda üst-orta gelir grubundaki ülkelerin payları
Yüksek gelir grubunda yer alan ülkeler ise 6,3 milyon ton ürün aldı. Bu grupta yer alan ülkelerden en fazla ürün sevk edilen ülke 2,3 milyon ton ve yüzde 36 payı ile İspanya oldu. İspanya'nın aldığı ürünlerin yüzde 45’i mısır, yüzde 34'ü buğday, yüzde 14'ü arpa, geri kalanı yağlı tohumlar oldu. İkinci sırada yer alan İtalya ise toplamda 1,1 milyon ton ürün ile yüzde18 payı oluşturdu. İtalya'nın aldığı ürünler içinde en fazla payı mısır (yüzde 61) ve buğday (yüzde 25) oluşturdu. Bu grupta yer alan üçüncü sıradaki ülke Hollanda ise 832 bin ton ürün ve yüzde 13 pay aldı. Hollanda'nın aldığı ürünler içinde en büyük payı mısır (yüzde 59) ve kanola (yüzde 33) oldu. Bu grupta yer alan diğer ülkeler Belçika, Fransa, Almanya, İrlanda, İsrail, Portekiz, Güney Kore, Romanya, Yunanistan, Sudi Arabistan ve Umman'ın aldığı ürünlerin oranı toplam içinde yüzde 33 oldu. (Grafik 6).
Grafik 6. Tahıl Koridorunda yüksek gelir grubundaki ülkelerin payları
Diğer yandan Ukrayna’nın 2022 yılı Ocak-Ağustos dönemi buğday ihracatı 4,1 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu değer, bir önceki yılın aynı aylarında (8,7 milyon ton) yapılan ihracatın yarısı kadardır [2]. Tahıl koridorunun açık tutulması ihracatın normal seviyelerine ulaşmasına hizmet edecektir.
Anlaşmanın olası etkileri
Bu veriler ışığında Tahıl Koridoru Anlaşması'nın düşük gelir ve alt-düşük gelir grubundaki ülkelerde nüfusun beslenme ihtiyacının karşılanmasına etkisi değerlendirildiğinde, bazı ülkeler açısından bu ihtiyacın dört aylık sürede karşılandığı söylenebilir. Düşük gelir ve alt-düşük gelirli ülkelere sevkiyatı yapılan ürünlerin tamamına yakınının buğday olması da bunun bir göstergesi. Örneğin, dört aylık sürede Somali'nin 2019-2020 yıllarında ithal ettiği buğdayın yüzde 81'i, Sudan için yüzde 70'i, Etiyopya için yüzde 39'u Bangladeş için ise yüzde 21'i kadar ürün bu ülkelerin limanlarına ulaştı. Cibuti'nin geçmiş yıllarda ithal ettiği buğday miktarından daha fazla ürün dört aylık sürede Cibuti limanlarına ulaştı (Grafik 7). Yıllar itibarıyla incelendiğinde düşük gelir grubunda yer alan ülkelerde ithalat miktarı gelişmiş ülkelerden daha düşük seviyede. Bu nedenle düşük gelirli ülkelerin sevkiyat payının az olması, bu ülkelerin zaten daha az olan ithalatından kaynaklanıyor.
Grafik 7. Bazı ülkelerin Ukrayna'dan buğday ithalatı
Üst-orta ve yüksek gelirli ülkelerin ise Ukrayna'dan geçmiş yıllarda yaptıkları ithalat miktarına çoğu üründe ulaşılmamış gözüküyor. Örneğin en çok sevkiyatın yapıldığı İspanya geçen senelerde 2-4 milyon ton arasında Ukrayna'dan mısır ithalatı yapmıştı. Tahıl koridoruyla 1 milyon ton mısır İspanya limanlarına taşındı. Dolayısıyla üst-orta ve yüksek gelirli ülkeler henüz geçmiş yıllardaki ithalat miktarlarına erişemedi. Tahıl koridorunun açık olması ile normal yıllardaki miktar kadar sevkiyatın yapılması bekleniyor. Bu ülkelerde gıda ve yem temini yanında, işleme sektörünün devamlılığı ve istihdam açısından Tahıl Koridoru Anlaşması'nın katkısı olduğu tahmin ediliyor.
Uluslararası Tahıl Konseyi verilerine göre dünya piyasalarında buğday fiyatı savaş ile birlikte artmıştı. Buğday fiyatında Ocak 2022 dönemine göre yıl içinde yüzde 40'a varan artışlar gerçekleşmişti. Tahıl Koridoru Anlaşması'nın imzalama sürecinin duyurulmasıyla birlikte düşüş eğilimine giren buğday fiyatları, Kasım 2022'de aynı seviyesini koruyor (Grafik 8). Öyle ki, ekim ayı sonunda Rusya'nın anlaşmayı askıya alma kararı ile fiyatlarda kısmi bir artış olsa da, Türkiye'nin girişimleriyle anlaşmaya devam edilmesi fiyatları eski seviyesine getirdi.
Grafik 8. Küresel piyasalarda buğday fiyat endeksi
Tüm bu veriler ışığında Tahıl Koridoru Anlaşması'yla sevk edilen ürünlerin çoğunluğu üst-orta ve yüksek gelirli ülkelere gitti. Yaklaşık dört aylık sürede 12 milyon ton ürünün en çok sevk edildiği ilk beş ülke İspanya (2,3 milyon ton), Türkiye (1,6 milyon ton), Çin (1,5 milyon ton), İtalya (1,1 milyon ton) ve Hollanda (832 bin ton) oldu. Birçok ülkede temel gıda niteliğinde olan buğdayın çoğunluğu ise düşük ve alt-orta gelirli ülkelere gitti (2 milyon ton ve yüzde 51 pay ile). Bu nedenlerle Tahıl Koridoru Anlaşması'nın dört aylık sürede en önemli etkileri; piyasalarda güven sağlayarak küresel fiyat dalgalanmalarını önlemesi, düşük gelirli ülkelerin gıdaya erişiminin temini, orta ve yüksek gelirli ülkelerin ham madde temininin devam etmesi oldu.