Financial Times: İmamoğlu’nun siyasi talihi Erdoğan’ınkini andırıyor…
Yukarıdaki başlıkla haberi Sözcü gazetesi şu yorum ile veriyor;
“Dünya basınının prestijli yayınlarından Financial Times, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis ve siyasi yasak kararıyla ilgili haberinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İmamoğlu'nun siyasi yaşamları arasında benzerlik olduğu yorumunu yaptı. Birçok gazete de, İmamoğlu’nun Erdoğan'ın en güçlü rakiplerinden biri olduğuna dikkat çekti.”
Aslında olan şu ki küreselciler Erdoğan’a karşı bir rakip çıkartmak için bir hikaye oluşturmaya çalışıyor…
Çünkü…
Kazanabilmek için bir hikayeniz olması şarttır…
Erdoğan'ın hikayesinin en dokunaklı ve etkili kısmı ise Mehmet Cevat Örnek adlı şairin: "Minareler süngü, kubbeler miğfer…” dizelerini 6 Aralık 1997 de Siirt mitinginde okuduğu için darbeci vesayet odağı DGM tarafından; "Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle kendisine açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırılması idi…
Yargılama, ceza, itiraz, onama hepsi 52 günde bitti…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınıp Pınarhisar cezaevine konuldu…
4 ay 10 gün fiilen hapis yattı…
Ulusal basının o günkü amiral gemileri(!) “Artık muhtar bile olamaz” manşetleri attılar…
Açık bir hukuksuzluk ve net bir mağduriyet vardı…
Kadirşinas Türk Milleti; Erdoğan’a o güne kadar yaptığı hizmetler, dik duruşu, onurlu mücadelesi nedeni ile destek verdi ve Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarına taşıdı…
O da tüm gücü ile çalışarak, mücadele ederek Milletine karşılık verdi…
Bu karşılıklılık durumu milleti ile arasında çok güçlü bağlar oluşmasını sağladı…
Başlangıcını özetlemeye çalıştığım bu hikaye halen bütün azameti ile ve sürekli kendini geliştirerek (mesela 15 Temmuz darbe direnişi) devam etmekte…
Bu doğal, doğaçlama ve içten hikaye bir kelebek etkisi misali günümüzde tüm dünyayı etkileyen bir Türkiye’ye dönüştü…
Bu büyük devlet adamını işbaşından uzaklaştırmak dünyadaki pek çok güç odağının ana hedefi haline geldi…
Darbeler ile başarılı olamayacaklarını anlayan bu güçler ,Biden’in ağzından” seçimlerde muhalefeti destekleyerek onu işbaşından uzaklaştıracakları planlarını açıkça söylediler…
O zaman…
Erdoğan'ın hikayesini kopyalayalım, madem hikaye bu kadar tuttu diye düşündüler…
Erdoğan Rizeli idi, cast ajansı Trabzonlu bir figür seçti…
Camide yasin okuttu…
Yerel seçimde AK Parti’nin hatalı tavırları ve kriz yönetimini başaramaması nedeni ile bir tür İmamoğlu lehine mağduriyet durumu oluşmuş görüntüsüne yol açıldı…
Tekrarlanan seçimlerde bu durum bir karşılık buldu ve İmamoğlu seçimleri açık ara kazandı…
Bu herkesin iştahını açtı…
Ajans ve destekçiler kurguları yaptı…
İmamoğlu YSK üyelerine o dönemde AHMAK demişti…
YSK bu nedenle ceza davası açtı…
Mahkemede İmamoğlu: "Ben size demedim, İçişleri Bakanı’na dedim.” dedi…
Ve mahkeme önceki gün 2 yıl 7 ay hapis cezası verdi…
Bir de siyasi yasak…
Yani…
52 gün sonra değil…
3 buçuk yıl sonra daha yerel mahkeme ilk kararını verdi…
Bunun itiraz, onama vs… süreçleri bundan sonra bakın görün en az 2 yıl sürecek…
Veeee…
Özellikle Akşener ve İmamoğlu'nda bir bayram sevinci…
Bir kutlama…
Neden?..
Mağduriyet hikayesi de tamamlandı…
Onların zannına göre …
Sonuçta bu yol İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığına götürecek…
Ama…
Bu milletin kadirşinaslığını fark eden ve onu suistimal etmek adına kötü bir aktör ile sahte, şişirme ve uydurma bir senaryo yazanlar…
Bu Büyük Milletin ferasetini unutuyorlar, bilmiyorlar ya da görmezden geliyorlar…
Hangisi ise…
Burada da dün gazeteci sevgili Özgür TIKIZ’ın paylaştığı bir hikayeyi paylaşmak istiyorum…
“Yeni Köroğlu çıkar mı?..
Zalim Bolu beyinin zulmüne başkaldıran delikanlının babasının gözüne mil çektirip kör eder Bolu beyi..
O delikanlının halk arasındaki adı bundan böyle KÖROĞLU olarak anılmaya başlar..
Bir başka genç ise Köroğlu'nu ve halk arasındaki itibarını kıskanır..
O da kendine de aynı lakap verilecek umuduyla kendi elleriyle kendi öz babasını kör eder..
Halk da ona KÖRÜNOĞLU lakabı takar..
Misal benzer değil mi? Şiir okuduğu için zulme uğrayıp hapse atılan, ertesi gün artık muhtar bile olamaz manşetleri atılanla..
Önüne gelene hakaret eden ve sonunda bu hakaretleri nedeniyle benzer bir kararla karşılaşıp bunu da neredeyse davul zurnayla karşılayan bir olabilir mi?..”
Elbette sandık en doğru cevabı verecek…
Bakalım Millet bunca katakulliye ne cevap verecek?..