Güncel siyasi dalkavuk fıkrası
CHP’nin çarşısı seçim sonrası iyice karıştı…
28 Mayıs akşamına kadar Kemal Kılıçdaroğlu'nu yerden göğe koyamayanlar, ülkenin geleceğinin kurtarıcısı ilan edenler, Cumhurbaşkanlığına layık görenler, gazetecisi, siyasetçisi, sosyal medya fenomeniyle topyekun 180 derece döndüler…
Kılıçdaroğlu'nu gömmek için, ne kadar liyakatsiz olduğunu, CHP’nin başına yakışmadığını ispat için yeni bir yarışa girdiler…
Bu ani ve keskin dönüş meşhur patlıcan ve dalkavuk fıkrasını getirdi aklıma…
Önce klasik fıkrayı anlatayım…
Padişahın biri, patlıcanı çok severmiş. Ne zaman;
‘Şu patlıcan musakkaya bir türlü doyamıyorum’ dese, dalkavuğu da;
‘Aman padişahım, siz söyleyince ağzımın suyu akıyor. Akşam olsa da yesek’ dermiş.
Padişah imambayıldıdan söz edecek olsa;
‘Padişahım, şu imambayıldıyı icat edenin mekanı cennet olsun, nefis bir yemek. İnsan yemeye doyamıyor’ dermiş.
Padişah; karnıyarıktan, patlıcan dolmasından, kızartmasından, kebabından, patlıcan salatasından, turşusundan ve reçelinden söz ettikçe, dalkavuk da göklere çıkarırmış...
Gel zaman git zaman, padişah patlıcandan nefret etmiş. Sofraya değil yemeği, salatası, turşusu, tatlısı, patlıcanın (P) harfinin gelmesini bile yasaklamış.
‘Şu patlıcan musakkanın neresini beğenirler de yerler, bir türlü anlamıyorum’ dediğinde, dalkavuk da padişahın sözünü tamamlamış;
‘Aman padişahım, bu musakkanın yenilmesini yasaklamak lazım...’
Padişah, bir başka gün;
‘Bu insanlara hayret ediyorum. O kadar güzel salata çeşidi varken akşam yemeğinde tutup patlıcan salatası yiyorlar... Anlamak mümkün değil!’ dediğinde, dalkavuk sözünü kesercesine atılarak eklemiş:
‘Padişahım, bu insanlarda damak zevki diye bir şey yok. En iyisi, patlıcanın yetiştirilmesini yasaklamalı... Adını bile duymaktan nefret ediyorum...’
Bu konuşmaları duyan biri dayanamamış ve padişahın olmadığı ortamda, dalkavuğa sormuş;
‘- Yahu! Sen bir zamanlar patlıcanı metheder ve adeta göklere çıkartırdın. Şimdi ise patlıcanı ve yemeklerini kötülüyorsun. Nasıl olur da bu kadar değişebilirsin hayret!..’
Dalkavuk da hemen yanıtlamış;
‘- Bana bak arkadaş... Bana bak... Ben patlıcanın değil, padişahın dalkavuğuyum. Anladın mı?...’
Şimdi güncel halini anlatayım…
Kemal Kılıçdaroğlu bütün aleyhine kumpaslar kuran, gizli darbe toplantılar yapan, dün en yakınında duranlar dahil tüm gazeteci, yazar, televizyoncu, trol, sosyal medya şeylerini toplamış ve sormuş:
“Daha düne, yani 28 Mayıs akşamına kadar beni bile inandırdığınız övgülerinize, liyakatıma, özelliklerime ne oldu da birdenbire çark ettiniz, aleyhime döndünüz?.. Nasıl dalkavuklarsınız siz?…"
Cevap vermişler:
-Kemal Bey, biz sizin dalkavuğunuz değiliz ki, batının dalkavuğuyuz… Onları memnun etmek bizim görevimiz.”
…
Bu keskin geri dönüşün en güzel izahı fıkranın bu yeni versiyonu olsa gerek…
Kılıçdaroğlu bunu fark edip muhtemelen kendi yerli ve milli kadrolarını oluşturacaktır…
…
Bu CHP’nin ahvali…
Peki AK Parti ne alemde diye sorarsanız ona da şu cevabı veririm…
AK Parti içinde tepeden tırnağa her koltuk ve makam sahibinin mebzul miktarda fıkranın klasik haline sadık kalmış dalkavukları var…
Daha da bir şey demem…