Çanakkale'de destanlaşan 57. Alay, Conkbayırı'nda anıldı

Çanakkale Kara Savaşları'nın 108'nci yılı etkinlikleri kapsamında Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda "57. Alay Temsili Devir Teslim Töreni" yapıldı.

HAYAT 25.04.2023, 12:17 25.04.2023, 12:36
Çanakkale'de destanlaşan 57. Alay, Conkbayırı'nda anıldı

Yarbay Mustafa Kemal'in "Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum." sözüyle canlarını ortaya koyan ve bu mücadelede çoğu şehit düşen kahramanlar, Conkbayırı'nda anıldı.

Conkbayırı Anıtı'na çelenk bırakılması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan program, saygı atışı ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.

Şehitler için dua edilmesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan 2. Kolordu Komutanlığından Piyada Kurmay Yarbay Mustafa Fatih Karabulut, Türk tarihinin şeref sayfalarından birini oluşturan Çanakkale Zaferi'nin ışığı altında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, 57. Alay'ın kahraman Mehmetçiklerini, aziz şehitleri anmak, ayak izlerini takip etmek ve yaşadıklarını anlamak üzere manevi huzurlarında bulunduklarını söyledi.

Çanakkale Savaşları'nın kurtuluşa giden yolu açan ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü tarih sahnesine çıkaran kanla yazılmış bir kahramanlık destanı olduğunu vurgulayan Karabulut, şöyle konuştu:

"18 Mart 1915 günü tarihin o güne kadar gördüğü en büyük armadası ile boğazı geçemeyen İtilaf Devletleri, bu defa şanslarını karadan denemeye karar verecekti. Ancak kader karşılarına Yarbay Mustafa Kemal'i ve onun emrinde vatan ve millet sevgisiyle dolu Mehmetçik'i çıkaracaktı. Tam 8,5 ay boyunca göğüs göğüse devam eden muharebeler sonucunda Mehmetçik, Çanakkale'nin geçilmez olduğunu tarihin sayfalarına altın harflerle yazdıracak ve büyük bir zafer kazanacaktı. Bu zaferin kazanılmasında büyük askeri deha Yarbay Mustafa Kemal ve şanlı 57. Alay'ın canını feda eden kahraman Mehmetçiklerin çok büyük bir payı olacaktı."

"Asla geri dönmeyi düşünmediler"

Kurmay Yarbay Karabulut, 108 yıl önce bugün Yarbay Mustafa Kemal'in bölgedeki birlikleri de emrine alarak 57. Alay ile kendisinden 6 kat daha büyük bir düşman gücüne karşı şimşek gibi taarruza geçtiğini dile getirdi.

Cüretkar ve başarılı taarruzlar sonucunda düşmanın ağır zayiat vererek geri çekilmek zorunda kaldığını hatırlatan Karabulut, "57. Alay'ın kahramanları, bir karış vatan toprağını düşmana çiğnetmemek uğruna kendilerini kurban etmişti. Alay'ın yaş ortalaması sadece 24'tü. Okullarını, nişanlılarını, eşlerini, çocuklarını, ana ve babalarını bırakarak cepheye koşan bu gençler, bir daha geri dönmediler. Çünkü asla geri dönmeyi düşünmediler." dedi.

Karabulut, 57. Alay Sancağı'na 30 Kasım 1915'te altın, gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verildiğini, 25 Nisan 1916'da Alay'ın, verilen bu madalyaları resmigeçit töreniyle sancağına taktığını ifade etti.

Kahraman 57. Alay'ın her ferdinin bulundukları bölgede düşmana karşı koyarken şehadet şerbetini içtiğini ancak vatanını düşmana asla çiğnetmediğini vurgulayan Karabulut, "Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki dünyanın en temiz kalpli, en cesur, en iyi askeri olan Mehmetçik, dün olduğu gibi bugün de emanet edilen mukaddes vatan topraklarını aynı ruhla sonsuza kadar muhafaza ve müdafaa etmek için canını seve seve vermeye hazır olacaktır. Çanakkale'de devleşen gönüllerimizde ebedileşen yüce kahramanlar, ruhlarınız şad olsun." diye konuştu.

Daha sonra 57. Alay'ın temsili sancağının devir teslim töreni yapıldı. Sancak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi temsilcisi gençler tarafından Ege Üniversitesi öğrencilerine teslim edildi.

Törene, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Turhan Ecevit, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Eceabat Kaymakam Vekili Davut Boztaş, Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer Kalkan, gaziler, öğrenciler, "Anadolu Tigers" motosiklet grubu ve gençler katıldı.

57. Alay nedir?

57. Piyade Alayı, Osmanlı İmparatorluğu ordusuna mensup alay. Çanakkale Kara Muharebeleri'nin başlangıcı kabul edilen Anzak Çıkarması ve sonrasında gerçekleşen muharebelerdeki başarısıyla bilinir. Alay, 30 Kasım 1915 tarihinde Osmanlı Padişahı V. Mehmed tarafından Altın ve Gümüşİmtiyaz Madalyaları ve Harp Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

57. Alay ne zaman kurulmuştur?

Kuruluş tarihi 1891 olarak kabul edilen 57. Piyade alayı, bazı arşiv kayıtlarına göre 1880 yılında, 15. Tümene bağlı 29. Tugayın bünyesinde bulunmaktaydı. Bir dönem 3. Redif İzmit Alayı adını alan alayın 1880 tarihindeki komutanı Albay Mehmet Rıza Bey, 1891 tarihindeki komutanı da Albay Mehmet İzzet Bey idi.

57. Alay komutanı kimdir?

Kuruluş tarihi 1891 olarak kabul edilen 57. Piyade alayı, bazı arşiv kayıtlarına göre 1880 yılında, 15. Tümene bağlı 29. Tugayın bünyesinde bulunmaktaydı. Bir dönem 3. Redif İzmit Alayı adını alan alayın 1880 tarihindeki komutanı Albay Mehmet Rıza Bey, 1891 tarihindeki komutanı da Albay Mehmet İzzet Bey idi. 57.Piyade Alayı, 19. Piyade Tümenine bağlı üç alaydan biridir. Tekirdağ’ın Yarkışla bölgesinde, 1 Şubat 1915 tarihinde kurulmuştur. Tarihimizin en şanlı birliği olan bu alayın başına kumandan olarak, kahraman Yarbay Hüseyin Avni Bey atanmıştır.57. Alay, 25 Şubat 1915’te Çanakkale’de bulunan Eceabat’a getirilmiştir. Daha sonra yedek kuvvet olarak Bigali Köyü’ne geçmiş ve 24 Nisan 1915 tarihine kadar, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli olarak eğitime tabi tutulmuştur. 

57. Alay hikayesi nedir?

Fransa ve İngiltere, İstanbul’u işgal edip, boğazları geçerek yarım götürmeyi ve Osmanlı’yı savaş dışı bırakmayı hedefliyordu. Ancak İstanbul’u ele geçiremeyen düşman kuvvetleri başka bir plan yapmış ve bu plana göre Gelibolu yarımadasına çıkarma yapmayı, boğaz kıyılarındaki tüm Osmanlı ordusu temizleyerek geçeceklerini düşünüyorlardı. Osmanlı donanması da çıkarmayı nereden yapacaklarını ve merkezde mi yoksa kıyıda mı müdahale edileceğini tartışıyordu. Çıkan sonuca göre yerin Saroz Körfezi olacağı ve merkezde durdurulması gerekiyordu .Fakat yedek kuvvet olarak Bigalı köyünde bulunan 19. Tümen Komutanı, Yarbay Mustafa Kemal, ordudaki görüşten farklı düşünüyordu.

Mustafa Kemal’e göre, düşman Arıburnu konumundan çıkarma yapacaktı ve bu çıkarmaya ordu daha kıyıdayken derhal müdahale etmeli ve geri püskürtmeliydi. Tarihin 25 Nisanı gösterdiği gecede, Bigalı köyünde konumlandırılmış olan 19. Tümen karargahında top ve gemi sesleri duyulmaya başladı. Mustafa Kemal haklı çıkmıştı. Düşman kuvvetleri, tamda tahmin ettiği bölgeden çıkarma yapmaya başlamıştı. Mustafa Kemal derhal durumu üstlerine bildirdi ve kendisine bir tabur asker ile düşmanı karşılama emri verildi. Ancak düşman çok kalabalıktı ve kesinlikle merkeze ilerlemeden kıyıda durdurulmalıydı.

Mustafa Kemal bir yanda hızla ilerleyen düşman kuvvetleri, öbür yandan da askerliğin en temel kavramı olan “emir” arasında kalakalmıştı. Milletin istikbali adına bir karar vermesi gerekiyordu ve verdi. Tüm sorumluluğu üstlenerek, emir almadan, 57. alayın tamamına harekat emri verdi.25 Nisan sabah Mustafa Kemal Conkbayırı’na kadar ilerlemiş ve 57. Alay’ın tamamı arkasından gelmekteydi. Bu sırada düşman kuvvetleri, kıyıda az sayıda bulunan Türk askerini ezerek kıyıya çıkmış ve bölgeye en hakim olan 261 rakımlı tepeye ulaşmıştı. Kıyı bölgesi kaybedilince, askerler kaçmaya başlamış, Conkbayırı’na doğru tırmanmışlardı.

Kaçan askerleri gören Mustafa Kemal bu sırada tarihe geçen o konuşmayı yaptı. Kendi ağzından bu olayı şöyle anlatır:
“ - Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.
- Efendim düşman…
- Nerede düşman?-

İşte… diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.

Gerçekten de düşman bana, benim askerlerimden de yakın. Düşman bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. O zaman bir mantıkla mıdır, yoksa bir içgüdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere:
- Düşmandan kaçılmaz, dedim.
- Cephanemiz kalmadı, dediler.
- Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim ve bağırarak:- Süngü tak, dedim. Yere yatırdım. Erler yere yatınca düşman da yere yattı. Kazandığım an, bu andır.
Düşman ne yapacağına karar verinceye kadar 57. Alay’da Conkbayırı’na yetişti.”

Düşmanın yere yatmasıyla geçen zamanda arkadan gelen 57.Alay askerleri oraya yetişmişti. Mustafa Kemal 57. Alaya taaruz emrini şöyle verdi. “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlik ve komutanlar alacak.”

Daha sonra bölgeye gelen diğer yüzbaşına, büyük bir risk alarak 19. Tümen’in tamamını istediğini söyledi. Böylece 27. Alay da düşmana karşı saldırıya başlamıştı.25 Nisan 1915’te, Kurban bayramın ilk gününde 57. Alay kendisinden 4-5 kat büyük bir orduya karşı bir kahramanlık mücadelesi verdi ve alayın 3te 2si orada şehit oldu. Binbaşı Hüseyin Avni Bey’de çarpışma sırasında şehit düşmüştü. Gün ağarırken, düşman 261 Rakımlı Tepe’den temizlenmiş, bir milletin kaderi 3000 kahraman asker ile değişmişti. Daha sonra 57. Alay’ın sağ kalan askerleri Filistin Cephesi’nde görevlendirilmiştir.

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@