Hellbound Yasaları
Bilinen ilk yasalar, MÖ. 4000'lerin sonunda Sümerlilere ait yasalardır. Urukagina Kanunları olarak da bilinirler.
Hammurabi Yasaları ise MÖ 1760'li yıllarda yine Sümerlilere ait yasaların bulunduğu Mezopotamya'da ortaya çıkarılmıştır.
Zamanla, toplumlar gelişmeye başladıkça toplum önderlerinin geliştirdikleri yasalara, dinlerin öğretileri de dahil olmaya başladı.
Nuh'un Evrensel Yasaları olarak bilinen Tevrat'ın yedi önemli maddesini oluşturan, günümüzde de İslamiyetle eş değermiş gibi yansıtılmaya çalışılan şeriat kanunları gibi kanunlar, zaptedilemeyen ki, toplumları, bir düzen altında tutabilmek için getirilen yasalardır.
Bakıldığında ister dini yasalar, ister toplum yasaları olsun hepsi insanın ve tanrının, insanı daha iyi bir koşulda tutabilmesi için oluşturulmuştur.
Dini yasalarda ödül cennetken, toplum yasalarında ödül huzurlu bir yaşamdır.
Dini yasalarda ceza cehennemken, toplum yasalarında cezalar işlenilen suçun büyüklüğüne göre değişmektedir.
Netflix'in yeni dizilerinden biri olan Hellbound konusuyla işte tam bu iki duruma parmak basan cinsten.
İnsanların sağladığı adalet ne denli adil sorusundan yola çıkılarak çekilmiş bir dizi.
Hem toplumların adaletini sorguluyor hem de dini adaleti sorguluyor.
Dizi o kadar beğenildi ki, sadece 24 saatte yine çok konuşulan Hellbound Güney Kore dizisi Squid Game'i geçti.
Çok fazla spoiler vermeden dizinin ana hatlarına değinmek istiyorum.
Aslında Güney Kore dizilerine hakimseniz, dizilerde çok fazla yolsuzluk, cinayet, suçluların bir şekilde yeterli cezaları almamaları gibi konuların sıkça işlendiğini görürsünüz.
Sanki yapımların özellikle ülkedeki adalet ve adaletsizlik kavramı ile ilgili bir sorunu varmış gibi.
Sorun yoksa bile bu anlamda iyi insan, kötü insan kavramlarını insanların zihinlerine iyice işleme gayretinde gibiler.
Hellbound'a gelince... Hellbound ne demek? Anlamı "cehennem"... İnsanlar tarafından oluşturulan adaletin yeterli olmadığını, dolayısıyla ilahi adaletin devreye girdiğini bize hissettirmeye çalışıyor.
Konu güzel olsa da diziyi izlerken, ya kardeşim sadece fakir insanlar mı suç işliyor ve günahkarlar diye sormadan geçemedim.
Hatta ilerleyen bölümlerde, zengin insanların, tıpkı Squid Game'deki bir sahnede olduğu gibi maskeler takarak, onlara özel bölümlerde oturup fakir günahkarların ilahi adaletle cehenneme gitmelerini izlediklerine şahit oluyorsunuz.
İnfaz görüntülerinin yayınlanması için çok yüklü meblağlarda para ödediklerini de ayrıca söylememe gerek yok.
Bu iki dizinin güncel ortak noktası, dışarıdan bakıldığında, fakir insanların suça meyilli oldukları, zengin insanların da fakir insanların üzerinden prim yaptığı bir gündem gözüküyor olabilir.
Ve bu gündem eşliğinde, sadece fakir insanların suç işleyip cezalarını çekerken, zenginlerin maskarası olduğunu gözümüze sokuyorlar.
Zenginler hep fakirler yüzünden kazanan olurken, fakirler de hep kaybeden oluyor.
Bence burada verilen en önemli mesajlardan biri, kötü olur suç işlerseniz zenginlerin sofrasına meze de olursunuz, eğer iyi bir insan olursanız siz de o zenginlerden biri olabilirsiniz mesajı olabilir.
Tıpkı, Şirinler çizgi filminin ilk başlangıç jeneriğindeki gibi, "İyi bir çocuk olursanız, Şirinleri görebilirsiniz..."
Tabii, dizinin yine ilerleyen bölümlerinde, tıpkı bugün Ortadoğu'da olduğu gibi, dini terör örgütlerinin dini yasaları desteklemek amaçlı yaptığı katliamların örnekleri, bknz Afganistan, bknz Suriye'deki olaylar, bknz İran gibi gibi, gözünüze çarpmaya başlıyor.
İlahi adaletin savunucuları, halkın ilahi adaletten ceza alma korkuları üzerine, yepyeni bir toplum kurmaya başlıyor ve tıpkı gerçekteki terör örgütlerinin bugün ortadoğuda yaptığı gibi örgütleri kullanarak, halkı linçlemeye, halka şiddet uygulamaya, hatta inanmayanları öldürmeye kadar götürüyorlar işi.
Ve yine ortalarda bir bölümde aslında ilahi adaletin sadece gerçek suçluları değil, suçsuzları da cehennemle cezalandırdığını görünce dumura uğruyorsunuz adeta.
Hele son bölümlerde, başta sorduğum soru adeta şekil değiştiriyor...
İnsanların adaleti adil değilse, Tanrının adaleti ne denli adil?
Buyur buradan yak diyesim geldi sevgili okur...
Velhasıl, bardak çatlayınca su sızdırır ya, son bölümlerde yeni düzen de bu sorunun ortaya çıkmasıyla çatır çatır çatlıyor.
Diziyi öyle bir yerde bitirmişler ki, ikinci sezonunu merakla beklemeye başladım.
İzlemeyenlere de küçük bir tavsiye olsun bu yazdıklarım...
