Küçük esnaf perişan
Özellikle şu pandemi günlerinde küçük esnaf gerçekten zor durumda...
Pandemi kısıtlamaları, özellikle hafta sonu yasakları birçok küçük işletmeyi zorluyor.
Hizmet sektörü kısıtlamadan en çok etkilenen kesim.
Ancak benim dikkat çekmek istediğim konu biraz daha farklı...
Pandemi sadece Türkiye'nin sorunu değil, küresel bir sorun...
Pandemi başlangıcından beri tüm dünyada ticaretin şekli değişiyor...
Hem de kalıcı şekilde değişiyor...
Yıllardır büyük AVM'ler, "eldivenden merdivene” sloganı ile aklınıza gelebilecek her türlü ürünü satıyorlardı.
Bu iş zaten onlarca farklı üretim sektörünün, bence en önemli satış kanalı esnafları tüketiyordu.
Büyük AVM'ler hızını alamadı satış ağını mahallelere kadar genişletti.
Bu sadece esnafı yok etmiyor.
Üretici ve sanayiciyi de büyük sermayenin satış kanallarına mahkum ediyordu.
E- ticaret çıktığında bir umut, bir nefes olur mu diye hayaller kurulmuştu.
Gelişen süreçte paranın sahipleri e- ticarette de etkin ve tekel olmaya başladılar.
Üretici de esnaf da kendi internet sitelerinden satış yapabiliriz umudunun boş bir hayal olduğunu anladılar...
Oralarda da tüm kontrol ve pazar payı sanal AVM'lerin eline geçti.
Bir şey satabilmek istiyorsan bu büyük sanal AVM'lere mahkumsun.
Senin beş kalem malını kendi internet sitende satabilmen neredeyse imkansız.
Ve üreticinin bu alışverişten kazancı, sanal ya da gerçek AVM’lere kıyaslayınca çok adaletsiz.
Farkında olmadan çağdaş bir kölelik sistemi oluşturuluyor.
Reklamlarla allanıp pullanan bu sistem tüketici avantajına imiş gibi pazarlanıyor.
Ama her tüketici aynı zamanda bir üretici...
Ve gerçek şu ki, herkes aslında hızla kendisini, kendi varlığını, kendi bağımsızlığını tüketiyor hızla...
Bu kısır bir döngü...
Bireysel olarak bizlere anlık avantajlı gibi sunulan bu durum kitleleri hızla bağımlı ve köle haline getiriyor.
Üretici ve sanayici köleleşiyor...
Esnaf köleleşiyor...
Çiftçi köleleşiyor...
İşçi köleleşiyor...
Bu tüm dünyanın ortak sorunu...
Pandemi süreci boyunca, tüm dünyada sermayenin yatırım yaptığı alanlar bize bunu ispat ediyor.
Ancak insanlar; bir taraftan pandemi ile sürekli endişe ve korkuya sevkedilirken, sokaklarda yayılmaya çalışılan kaos da bunu perçinlemek için kullanılıyor.
ABD gibi, Fransa gibi ülkelerin sokaklarının bile kaosla doldurulduğunu gören insanlar, daha büyük endişe ve korkulara savrulup, her türlü telkine açık hale geliyorlar.
Bu durum birilerine; ki özellikle paranın sahiplerine dünyayı tamamen kendi çıkarlarına matuf kurgulayabilmek için alan yaratıyor.
Bu kaostan çıkışın yolu, kendine, ülkene ve devletine güvenmek ve çalışmak olacak.
Bu endişe, panik ve kaos ortamında zihnen ülkesinden ve milletinden kopanlar bu dalgalara dayanamayıp yok olacaklar...
Yani mesele küçük esnafın meselesi değil...
Topyekun dünyanın meselesi...