18.01.2023, 10:44

Balkanları anlamadan EYT anlaşılamaz!

Liyakat, liyakat, liyakat... Ve tarihten ders almak. Şimdi size bir perspektif sunmaya çalışacağım. Şöyle ki, doğru tarih okumaları -ki elbette doğru tarihin yazılmasıyla- bize hatalarımızı ve doğru yolu gösterecektir. İlgisiz gibi gözüken şeylerin bu doğru tarih okumaları ile hiç de birbirinden ayrı olmadığı anlaşılabilir. 

Osmanlı Devleti’nin sonunu getiren art arda üç felaket var. Bunlardan ilki 1877-1878 Rus Savaşı’dır, ki bu savaştaki Gazi Osman Paşa’nın destansı savunmasını biliriz. 93 Harbi olarak da bilinir. Bu savaş sonucunda Tuna Vilayetindeki Türkler; Rumeli ve Anadolu’ya sığındılar. Katliam ve tehcire uğradılar.

İkinci felaket ise 1912 yılında başlayan Balkan Savaşları'dır. Bu savaşlar öylesine çetin koşullarda yapıldı ki hastalık, açlık gibi faktörler nedeniyle yaklaşık 350 bin asker yaşamını kaybetti, esir düştü ya da sakat kaldı. Osmanlı ordusu Çatalca’ya kadar geri çekilmek zorunda kaldı. Osmanlı bu savaştan sonra Avrupa topraklarının yaklaşık yüzde 80’ini, Avrupa’daki nüfusunun yüzde 70’ini kaybetti. Balkan Savaşları bilinmeden Balkanlar öğrenilemez. Bulgarların Trakya’da yaptığı mezalim fotoğraflarda saklıdır. Bulgar ordusu İstanbul kapılarına dayanıyor ve yüzlerce subayı esir alıyor

Üçüncü felaket ise Birinci Dünya Savaşı’dır. Anlatmaya gerek var mı tüm cihan bir oldu üstümüze çullandı. Bir devlet değil bir millet yok edilmek istendi. Avrupa basınında çıkan fotoğraf ve çizimler her şeyi anlatıyor aslında. 

Bu üç felaket sadece on yılda yaşanıyor. İnsanlık tarihinde pek de eşine rastlanır durum değildir. 

Ne bu satırlar ne de kitaplar anlatmaya yetmez. Nedense Hakkari’de bir köyde portakalı ilk gören çocuğun hikayesini (“Hakkari’de bir Mevsim” çok güzel bir filmdir) beyaz perdeye aktaran “büyük” sinemacılar bu mezalimleri es geçerler, binlerce askerin açlıktan öldüğünü görmezden gelirler. 

Neden mi önemli? Yüzyılın başında kendi iç çekişmelerine tutuşmuş bir devlet, artık ihtiyaçları karşılanmayan bir ordu, çağdışı kalmış bir eğitim sistemi. Bunları abartı mı buluyorsunuz? Çözüme bakarak sorunu tespit etmek mümkündür. Mustafa Kemal Atatürk’ün askere tören ve talim düzenini birliklerinde ilk kez öğrettiği-zorunlu kıldığı bilinir. Halbuki Balkan savaşları sırasında düşman kuvvetlerini Rus subaylarının eğittiği ve nizami harbi öğrettiği bilinir. 

Türkçülük akımının toplumda egemen kılınmasıyla cemiyetler kurulmuş ve bir uyanış hareketi başlatılmıştır. Çocuk yaşta gençler vatan sevgisiyle yollarda yürümüş, gösteriler yapmıştır. Bu inanç ve motivasyonla da düşman güçleri püskürtülmüş, Edirne düşman elinden geri alınmıştır. Subay eğitimi yeniden düzenlenmiştir. 

Ancak eğitim sistemindeki ve toplumsal yaşamdaki yenileşme hareketleri için genç Cumhuriyetin kurulması beklenmiştir. 

Türk Devletinin dinamizmini anlamak için 1900’lü yılların başını tahlil etmeden, bugünleri anlamak mümkün değildir. O günlerde kurulan cemiyetleri bilmeden bugünü bilmek de. Olayları çözümlemek için doğru düzlemde olmak gerekir. 

Niye mi yazdım bunları. Vallahi de kötü bir niyetim yok. Sadece 40 yaşında emekli olduğuna sevinenleri, bunu hak olarak görenleri anlamaya çalışıyorum o kadar.

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@