Büyükerşen havaalanını 'kendi cebinden' değil, kendi 'imecesi'nden yapmış!
Anlaşılıyor ki şu havaalanı meselesi daha çooook su götürecek!
Aslında konu kapanmaya yüz tutmuş, iş sadece "Avrupa'daki Emirdağlı hemşerilerimiz hangi şehirdeki havaalanına inmek istiyorsa oraya insin, karışmayın kardeşim" boyutuna gelmişti ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'eline tutuşturulan' bir bilgi notunu grup toplantısında okuyuncaya kadar...
Salı günü, AK Parti Milletvekilleri Prof.Dr. Nabi Avcı, Prof.Dr. Emine Nur Günay, MHP Milletvekili Metin Nurullah Sazak, AK Parti MKYK üyesi Burhan Sakallı, İl Başkanı Zihni Çalışkan ve Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkan vekili Murat Özcan'dan oluşan heyet Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve bakanlık bürokratlarıyla bir toplantı gerçekleştirdi...
Mevzubahis notu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na artık, Cumhur İttifakı heyetini TBMM'de gören milletvekili Utku Çakırözer mi ulaştırdı yoksa direkt Yılmaz Büyükerşen'in kendisinden mi gitti bilinmez, amaç çok açık belli etti kendisini: Bakanlıkta yapılacak toplantıdan önce bu sözleri söyleyeyim ki, ardından, 'Kılıçdaroğlu açıkladı, ondan sonra sorun çözüldü' denilebilsin...
Zaten CHP'li milletvekili Jale Nur Süllü de sorunun çözüldüğünü duyar duymaz, 'ambulansın arkasına takılan uyanık şoför' misali, "İki aydır kendi milletvekillerinin söylediklerini dinlemeyenler, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız TBMM Grup Toplantımızda konuyu dile getirince Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı’nda seferlerini yeniden başlatma kararı aldılar. Yaparsa Kılıçdaroğlu yapar!" diye tweet attı!
***
Peki ne demişti Kılıçdaroğlu?
"Zafer Havaalanın açığını kapatmak için şimdi Eskişehir Havaalanını kapatıyorlar. Yılmaz Büyükerşen o havaalanını devletten, hazineden bir kuruş almadan yapmıştır. 100 bin yolcusu var oranın, yurt dışından gelenler, buradan gidenler… Şimdi orayı kapatıyorlar, diyorlar ki ‘siz buraya inmeyeceksiniz, buradan gitmeyeceksiniz.’ E ne olacak? ‘Gideceksiniz Kütahya'ya, oradan bineceksiniz.’ Niye? ‘Çünkü orada açığımız var. 208 milyon avro ödeyeceğiz orada."
Büyük komedi tabii ki...
Zafer ve Hasan Polatkan Havaalanları ile ilgili sözleri 'komedi' değil, Havaalanını Yılmaz Büyükerşen'in yaptığını söylediği kısım komedi...
Bu sözlere yanıt, Prof.Dr. Nabi Avcı'dan geldi perşembe günü düzenlenen basın toplantısında:
"Havaalanı, daha çok bir eğitim tesisi olarak açılmıştır. Pilotaj ve hava trafik kontrolü bölümlerinde eğitim için açıldı. Kim açmıştır? Anadolu Üniversitesi. Daha sonra bu havalimanı 2005 yılında, yurt dışı uçuş standartlarına getirilmiş ve 19 Eylül 2005 tarihli bakanlık oluru ile geçici hava hudut kapısı olarak ilan edilmiştir.
Bu havalimanının yurt dışı uçuşlarda yetkilendirilmesi 2005 yılında yapılmıştır. 2007 yılında da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından havaalanı yapım, işletim ve sertifikalandırma yönetmeliği kapsamında Türkiye genelinde ruhsatlandırılan 21'inci havaalanı olmuştur."
Eyvah eyvah...
Demek ki neymiş, "Havaalanı'nı Yılmaz Büyükerşen yaptı" sözü, külliyen doğru değilmiş...
Ama olsun...
Kılıçdaroğlu eline tutuşturulan ve doğru olmayan bilgileri okumakta mahir oldu son zamanlarda!
"Biz söyleriz, kitlemiz nasılsa inanır" diye düşünüyorlar, pek de haksız sayılmazlar maalesef!
***
Nabi Avcı'nın bu açıklaması Yılmaz Büyükerşen'i panikletmiş olacak ki, yememiş içmemiş, meslektaşım Ali Baş'a güzel bir röportaj vermiş...
Demiş ki, "Bu havaalanını biz imece usulü yaptık"...
Eeeee hani "Yılmaz Büyükerşen yapmıştı" havaalanını...
Yılmaz Büyükerşen'in rektörlüğü zamanında, eğitim uçuşları için bir pist ve bu eğitim pistine uygun bir kule yapılıyor. Bu pist, 2005 yılında, 'gerçek havaalanı' oluyor...
Zaten Yılmaz Büyükerşen de bu pisti, "imece usulü" yaptıklarını söyleyerek, aslında kendisinin yapmadığını itiraf etmiş oluyor...
Ancak bir farkla...
"Devletten bir kuruş almadan" dedikleri kısmının da doğru olmadığını itiraf ederek...
Devlete ait Şeker Fabrikası...
Devlet Su işleri Bölge müdürlüğü...
Devletin tahsis ettiği arazi...
Devletin üniversitesi...
Devletin maaşlarını ödediği çalışanlar...
Amaaaaaaa...
"Devletten tek kuruş para almadan yapılan havalaanı..."
Yetmez, yersen bir de "Bu havaalanını Yılmaz Büyükerşen yaptı!"
Şöyle bir matematik formülü koyalım ortaya:
"Eskişehir Kazım Taşkent Şeker Fabrikası + DSİ 3. Bölge + DSİ makine parkı + devletin tahsis ettiği 5 bin dönüm + karayolları asfalt kaplama + maaşları ve ücretleri devlet bütçesinden ödenen uzman, hoca, işçi, mühendis, rektör, müdür, bekçi = Yılmaz Büyükerşen"
Formül açık...
Her fırsatta, sanki Nabi Avcı aksini söylüyormuş gibi, "Nabi Avcı bu şehre devletin yaptıklarının sorumlusu değildir, kendi cebinden mi yaptı bu işleri? Devletin kaynaklarıyla yapıldı" diyen Yılmaz Büyükerşen, iş başka konulara gelince hemen sahipleniveriyor!
"Ben yaptım, ben yaptım, onu da ben yaptım, bunu da ben yaptım, şunu da ben yaptım!"
Hem de "Devletten tek kuruş almadan yaptım" diyor iyi mi...
Sonra sözleri yüzüne vurulunca...
İmece usulüyle yaptık, devletin şu kurumları yardım etti, şöyle yapıldı, böyle yapıldı...
Mazhar Fuat Özkan olsa der ki: "Sen neymişsin be ağbi!"