"Daha birçok eşyası var ancak odaya biz bu kadarını koyabildik. O kadar çok anısı var ki anlatmakla bitmez. En son izne geldiğinde buradan mezun olduğu lisedeki hocasına gitti. Caminin önünden geçerken hocasına, ‘Hocam beni şu al bayraklar içinde şehit olarak tabutla geldiğimi’ diyor. Hocası da ağlayarak ‘sen nasıl konuşuyorsun böyle, sakın bana böyle şeyler söyleme’ diyor. Çocuğum şehadetini görmüş. Öyle temiz bir çocuktu. Şehitlerimizin hepsi vatana millete kendini adamış, nur yüzlü çocuklar. Benim oğlum mesleğine aşıktı. Annesiyle odasına geliyoruz, onunla konuşuyoruz. Burada ömür kısa, nasıl olsa yakın zamanda ebedi olarak kavuşacağız. Son üzerinden çıkan kıyafetleri henüz açamadık.”