Güneş batıdan doğarsa şaşırmam!
Geçen sene eş zamanlı şekilde ülkemizde gerçekleşen orman yangınları, İspanya’da denizin köpürmesi, Avusturalya’da seller ve dolular, Venedik’in sular altında kalması, farklı ülkelerde peş peşe yaşanan depremler, Çin’den dünyaya yayılan corona virüsü, küresel ısınma, ekonomik kriz, işsizlik, ölümcül hastalıklar, bağımlılıkların artması ve daha sayamayacağım irili ufaklı felaketler, son birkaç gündür ise Türkiye dündemini sarsan ve dudak uçuklatan olaylar silsilesi… Birini atlatamadan, bir diğeri… Güneş yarın batıdan doğsa şaşırmam inanın ki!
Antalya Manavgat’ta çıplak dolaşan engelli kadın, Galata Kulesi’nde kendini yakan adam… Konya’dan gelen, kostüm ve asası ile dolaşan ve İŞİD militanı olduğu iddia edilen adam, insanların önünde soğukkanlılıkla kendini ateşe veriyor. Tüm bunlar yeterince kan dondurucu değilmiş gibi genç bir çift yanan adamla selfie yapıyor. Adamın kendini yakmadan hemen önce “Allah-u Ekber” dediği de söylenenler arasında. Sırf bu yüzden İslamiyet dinini eleştirmeye çalışanlarda apayrı bir akıl tutulması içerisindeler. Kişilerin davranışları üzerinden dini, siyaseti, toplumu sınıflara ayırmayı ne zaman bırakacağız merak ediyorum doğrusu.
Allah-u Ekber diyerek adam kesmekten, kendini yakmaya evrilen bir süreç… Dünya tarihindeki ilk terörist olarak bilinen Haşşaşi Tarikatının kurucularından Hasan Sabbah; insanların zihinlerine girerek ve onları cennet vaadleri ile kandırarak kendi fedailerini oluştururdu. Kim bilir kim girdi aklına, kim bilir kim delirtti bu genci! Olay başlı başına bir facia elbette. Bunun yanında çocuğuyla olayı izleyen baba, selfie çeken çift ve adamı sırıtarak videoya kaydeden vatandaşlar… Belki de sosyal medyada paylaşacak bir şey bulmanın sevincini yaşıyorlar. Tıpkı bir Black Mirror sahnesi gibi…
Aynı günün sabahı bebek sahilinde insanların içinde cinsel ilişkiye giren çift ve sahildeki bankta anadan üryan bir şekilde güneşlenen adam… Türkiye için sur’a falan üflendi sanırım!
Bütün bu yaşananlar yetmezmiş gibi her olaydan toplumsal infial çıkartan bir grup türüyor hemen. Bazı kaynaklar bebek sahilindeki sevişen çiftin Türk olduğunu, bazıları ise Pakistan’lı olduğunu söylüyor. Hangi ırktan ya da milletten olursa olsun olay yeterince iğrenç değil mi? Siz ruh hastası mısınız? Yani eğer adam Pakistanlı ise tüm Pakistanlılar tüü kaka mı ilan edilmeli. Ya da Türk ise Türkler bu adam ya da kadın nezdinde mi değerlendirilmeli? Nereli olduğundan ziyade bu kadar uzun bir süre kimsenin müdahale etmemesini konuşsak? İnsanların gülerek seyretmesini konuşsak? Bunu uzun uzun videoya alan vatandaşlardan konuşalım mesela biraz da… Şort giydiği için ya da gece dışarıda olduğu için kadınlara ahlak bekçiliği yapmaya çalışan kimse geçmedi mi mesela oradan?
Diğer bir husus adamın uyuşturucu kullanmak, çocuk istismarı, görevli memura mukavemet gibi suçlardan 11; kadınsa hayasızca hareket, kasten yaralama gibi suçlardan 8 kaydı olduğu açıklandı. Tacizci, tecavüzcü, toplum ahlakına aykırı hareket edenler mülteci de olsa vatandaşımız da olsa sıkıntı. Ben Göçmenlere karşı bir insan değilim, olmadım, olamam da… Göçmenlik insani bir hak! Karşı olduğum tek şey suçlu olan birinin ülkemize alınması olabilir. Ressam, öğretmen, doktor gibi fayda sağlayacak olanları alalım ülkemize. Bunun yanında elbette yetimi, ihtiyaç sahibini, müşkül durumda olanları da alalım. Bize de bu yakışır. Ama suçluyu almayalım. Ülke olarak sabıka kaydı olan mültecileri alıp almadığımızı bilmiyorum. Ama her ne olursa olsun uyum sağlayamayan ve suçu sabit olan (özellikle cinsel istismar konusunda) göçmenlere de Türk vatandaşlarına da karşıyım.
19 Mayıs 2022'de denk geldiğim ama üzerinde durmadığım bir olaya da bu vesileyle değinmek isterim. Her ne kadar Türkiye gündemine oturmasa da 19 Mayıs 2022 tarihli Porsuk Kenarında çekilen 2 gencin ahlaksız davranışlarını içeren videoyu da kanım donarak izledim. Videonun içeriğini aktarmakta dahi güçlük çekiyorum ki bu gençler bunu Eskişehir’in en uğrak yerlerinden birinde güpe gündüz yapıyorlar. Yine bazı gençler sosyal medyada belirli platformlarda canlı yayın açarak alanen tüm ahlaksızlıkları yapar oldular. Elbette sırf buradan yola çıkarak da tüm gençleri bir kalıba koyarak yargılayamayız.
Yani birisi kendini yakarken “Allah-u Ekber” dediği için koskoca bir dini, bebek sahilinde sevişen çiftin mülteci oldukları varsayımı ile mültecilere, Eskişehir porsuk kenarındaki 2 gencin davranışı yüzünden Eskişehir’de okuyan ve yaşayan tüm gençleri zan altında bırakamayız, bırakmamalıyız!..
