İnsan içinden geldiği gibidir İhsan Bey
Türkiye Milli Kadın Voleybol Takımı Olimpiyatlarda Çin’i yendi. Hepimiz veya büyük bir çoğunluğumuz bu galibiyetten gururlanma payımızı aldık.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan da Milli Takımımızı telefonla arayarak tebriklerini iletti.
İhsan Şenocak ise bu galibiyeti biraz farklı bir şekilde yorumlayarak fikrini beyan etti.
Elbette dini inancın emretmiş olduğu bir şeyi ifade etmenin bir yanlışlığı yok.
Sonuç olarak İslam inancına göre, kadınların mahrem yerlerini gizlemesi gerek. Elbette sadece kadınların değil, erkeklerin de uyması gereken bir sürü kural var. Dini inanca önem veren, inancını hayatının merkezine koyabilmeyi başaranlar da inançlarına göre dinin belirtmiş olduğu bir şeyi söyleme konusunda zorluk çekmemeliler.
İfade özgürlüğü herkes için geçerli.
Fakat bir tavsiyeyi göndermiş olduğunuz alıcının gözünden de yorumlamak gerek.
Kimsenin dinine ne kadar bağlı olduğunu sorgulamak yine kimsenin haddine değil. Her koyun kendi bacağından asılacak sonuçta.
Herkes inancını nefsine geçirebildiği ölçütte yaşar.
Lut kavmini örnek vermenin de 21. yüzyılda bir anlamı kalmadı.
“Genç kayınvalide şehvet uyandırabilir” cümlesini İhsan Şenocak’tan duymuştuk.
Kayınvalidesine şehvet duyanı normal insan prospektüsüne dahil ettiğimizde Lut kavmini aklımıza getirmek belki de daha yerinde olacaktır.
Sonuçta ben kayınvalidesine şehvet duyan bir yaratığa “insan demekten” korkarım.
Hatta bırakın kayınvalideyi, kendi öz kızına şehvetle yaklaşan sapkınların varlığından haberdar olduğumuz şu “ahir” zamanda, birileri başını örtmüş ya da örtmemiş; çok mu önemli?
Kişi içinden geldiği gibidir ve iradesi dahilinde kişisel olarak almış olduğu tercihler yine kişilerin kendi mesuliyetindedir.
Bu mesuliyetlerin sorgulanması gereken noktayı başörtüsü olarak saptadığımız takdirde, ötede beride kayınvalidesine şehvet duyan, öz kızına şehvetle yaklaşan, günahı olmayan küçücük bir bebeğe tecavüz etmeye kalkan insan müsveddelerinin var olmadığını ve tek problemin başörtüsü olduğunu kabul etmiş oluyoruz sanki…
İhsan Şenocak’ı inanmış olduğu dinin öğretisini paylaştığı için eleştirmiyorum.
Biliyorum ki; insan öldürmek, tecavüz etmek, hırsızlık yapmak vb. gibi kul hakkına sebebiyet veren kötülüklerin Allah katında affı yok.
Bunlarla mücadele etmek yerine, kişilere yüklenmiş sorumlulukların peşinden gitmeyi tercih etmek dünyayı daha iyi bir yer yapmayacak.
Vicdanın dini olmaz.
Neyse…
Milli bir şuur ile gururlanmamız gereken bir olayın olgusunun bu tarz bir açıklama olmasının yersizliği eleştirdiğim temel nokta.
İnsan içinden geldiği gibidir İhsan Bey.
Sizin de içinizden geçeni yaptığınızın farkındayım.
Saygı da duyuyorum.
Fakat içinizden geçenlere verdiğiniz önceliğin daha başka şeyler olması gerek. Mesela kayınvalidesine şehvet duyan sapkınların varlığı, pedofili…
Başörtüsü bunların yanında bir hiç sanki.
Youtube den de takipteyiz