Kemal Unakıtan'a rahmet okumayın o zaman!
Prof. Dr. Ayşen Gürcan ile bir program yaptım ya, aman Allah'ım, kendisini "AK Parti'nin tabanı" olarak gören, ama bence siyasetle, sadece kendi ikbâli için ilgilenenlerden bir tepki, bir tepki ki sormayın!
Biri, programın facebook paylaşımının altına, "Sunucu, sen de mi devşirme oldun" diye yazmış. Şu sosyal medya gerçekten çok garip! Aynı kişi beni yolda görse, "Sevgili Hakkı bey, sizi çok seviyor, sürekli izliyor, okuyoruz. Ne güzel işler çıkarıyorsunuz, bravo. Son programda neden 'dışarıdan gelen' bir adayı konuk aldınız? Eskişehir'den milletvekili olacak kimse yok mu?" diye konuşacak kişi, 'sunucu' diye aşağılıyor aklı sıra, "sen" diye hitap ediyor falan filan...
Rahmetli annem ile babam, Seyitgazi'de doğmuş, büyümüş. Babamın mesleği gereği evlendikten sonra bir daha Eskişehir'e dönmemişler. Her zaman "Eskişehirli, Seyitgazili" olduklarını söyleyip hep gurur duyarlardı. Ben, okumak için Eskişehir'e gelip sonra buraya yerleşmeseydim, sanırım arada bir Eskişehir'e, akraba ziyaretine uğrar, ancak Türkiye'nin dört bir köşesinde, sorulduğunda "Eskişehirli'yim" demeye devam ederdim...
Şimdilerde, AK Parti'nin birinci sıra adayı Fatih Dönmez'e, "Bilecikli" diye; Prof.Dr. Ayşen Gürcan'a "Burdurlu" diye tepki gösteriyor AK Parti tabanının bir bölümü ve büyük bir çelişkinin içine düşüp orada da kayboluyor maalesef...
***
Fatih Dönmez, Bilecikli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı...
Son 20 gündür her yerde bunu söylüyorum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir'e, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nı yolladı, Fatih Dönmez, Vanlı ya da Muğlalı olsaydı da Eskişehir'e gelecekti. Eskişehir, Bor ve Nadir Toprak Elementi nedeniyle bütün dünyanın gözünü üzerine çekiyor. Bakan Dönmez'in, milletvekili adayı olacağını bilmeden önce Türkiye'de en çok ziyaret ettiği şehir, Eskişehir. Son iki yılda kaç kez gelmiş Eskişehir'e bir bakın, bakalım...
Tıpkı Mustafa Varank'ın, TOGG'un fabrikasının bulunduğu Bursa'dan aday yapılması gibi yani...
Ayşen Gürcan, Burdur'da doğmuş, Burdur'da büyümüş, sonra, benim gibi, okumak için Eskişehir'e gelmiş, burada çalışmış, çocuklarını burada büyütmüş, zamanın Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da görevlendirmesi nedeniyle daha sonraları Ankara ve İstanbul'da yaşamış...
Recep Tayyip Erdoğan, adeta Eskişehir'e ne kadar önem verdiğini göstermek için hem Fatih Dönmez'i hem de Ayşen Gürcan'ı Eskişehir'e yollamış...
Rahmetli Kemal Unakıtan, Eskişehir'den birinci sıra adayı yapıldığında hatırlıyorum, AK Parti tabanından hiç kimse "Unakıtan niye buraya geldi? Köprübaşı'ndan bıraksak vilayet meydanını bulamaz" dememişti. Unakıtan daha sonra Eskişehir'e kazandırdıklarıyla her zaman "rahmetle" anıldı, ancak hiçbir zaman "Eskişehirli" olmadı, ama ne gam!..
Şimdilerde, "Allah rahmet eylesin, Kemal Unakıtan, Eskişehirimize öyle güzel hizmetler getirdi ki, kendisini çok özlüyoruz" diyen AK Partililere hep şunu söylüyorum, "Prof.Dr. Nabi Avcı, Eskişehir'e öyle hizmetler getirdi ki, rahmetli Unakıtan'ın getirdiklerinin 10, belki 20 katı kadar işler. Unakıtan'ı hâlâ övüyor olmanızdaki durum sanki 'getirdiği hizmetler' değil de vefat etmiş olması! Eskişehir'de AK Parti siyasetinde hiçbir tasarrufta bulunamayacak olması galiba. Derdiniz 'hizmet getirmek' olsaydı, bugün Nabi Avcı'yı da yere göğe sığdıramıyor olmanız lazımdı" diyorum...
Diyeceğim şu ki...
Eskişehir'deki AK Partililer, milletvekillerinin Eskişehir'e hizmet getirmesini mi istiyor, kendilerinden gördüklerini, kendilerinden kabul ettiklerinin milletvekili olmasını mı?
***
Milletvekillerinden, çocuklarının işe sokulmasını, Ankara'ya gittiklerinde Meclis lokantasında yemek ısmarlamasını, gecenin 2'sinde aradığında telefonunu açıp kendisiyle dedikodu yapmasını istiyorsanız, o zaman "İsterim de isterim" diye bağırabilirsiniz...
Yoook, milletvekilinden, Eskişehir'e hizmet getirmesini, Eskişehir'in sorunlarının çözülmesi için Ankara'da, o bakanlık benim bu bakanlık senin dolaşmasını, bütünün hukukunu koruyup, adil hizmet için çalışmasını bekliyorsanız, o zaman lütfen, şu, "Milletvekili sırasının tamamı Eskişehirliler'den oluşsun" takıntısından vazgeçin bi zahmet!
Eskişehir'den milletvekili olacak ve bu görevi başarıyla yürütecek bir dolu tanıdığım var...
Say desen bu sayfa almaz belki...
Bu kişilerin milletvekili olmasını ben de istiyorum, ancak ülke yönetmeyi, şehrin geleceğini inşa etme işiyle, "Biz Eskişehirliler yetersiz miyiz" sorusunu, tamamı algı olan bu soruyu, aynı kefeye koyup tartmıyorum, birbirleriyle alâkası yok çünkü...
Ben'den olanın siyasette yükselmesiyle, şehrimin sorunlarının çözülüp kazanımlar elde etmesini, aynı düzlemde tartışmıyorum yani...
İşte o yüzden biri bana, "Sen de mi devşirme oldun, ey sunucu" dediğinde, "Ben Eskişehirli'yim, derdim Eskişehir'in kazanması. Eskişehir kazanacaksa, yeni dönemde hizmetlerini artırarak yapmasını beklediğim Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir listesinin tamamını çalışma arkadaşlarından oluştursa da umrumda olmaz" diyorum...
Hem Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin geleceğini inşa ediyor, diyeceksin...
Hem rahmetli Kemal Unakıtan'a şükranlarını sunacaksın...
Sonra da kalkıp bana "Sen de mi devşirme oldun, ey sunucu" diyeceksin...
Haydi ordan...
Haydi!..