Nebi Hatipoğlu nereye koşuyor?
14 Mayıs seçimlerinden önce mutad veçhile siyasi partiler ve milletvekili adayları propaganda yapmaya dönük değişik kurum ve kuruluşlara ziyarette bulundular.
Bunlardan İYİ Parti Eskişehir milletvekili adayları Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneğimize ziyarete geldiler.
Daha sonra milletvekili seçilen Nebi Hatipoğlu o gün yaptığı konuşmasını "CHP de dahil, diğer partilerin milletvekili adayları Eskişehirli değil" diye bitirdi.
Daha sonra soru-cevap faslına geçildi.
Biz de kendisine oradaki hazurun huzurunda misafirdir, gençtir, ayıp olmasın diye alenen söylemedik ama bir kenara çekerek; "CHP milletvekili adaylarının üçünün de Eskişehirli olduğunu, hem de ittifak ortağı partiye karşı daha dikkatli olması gerektiğini" söylediğimizde, "Boşver abi biraz siyaset yapalım" dediğinde üzülmüştük…
Adı geçen kardeşimiz milletvekili seçildikten sonra yapılan Eskişehirspor kongresinde daha önce söz verdiği veçhile kulübe sahip çıkacağını, kulübe tarla bağışlayıp Yılmaz Büyükerşen ile işbirliği yaparak o tarlayı imara açtırarak kulübe önemli ölçüde katkı vereceğini söylediğinde sevinmiştik..
Yılmaz Hoca'nın senelerdir söylediği şey zaten buydu.. Daha önceki yönetimler dahil bu formüle neden şimdiye kadar önem verilmedi o da ayrı bir konu..
Biz yeni milletvekilimizden bu konulara ağırlık vermesini beklerken o önümüzdeki yerel seçimlerde AKP ve MHP ile işbirliği yapma konusunda niyetini ortaya koydu.
Bu esasen parti suçudur. O partinin yetkili kurullarının alacağı bir karardır. Demokrasi her aklına geleni yapmak söylemek değildir.
Sonra her işin bir nezaketi vardır.
Daha seçimden yeni çıkmışsınız, ilk işiniz, sayesinde parlementoya girdiğiniz partiye vurmak olmamalı...
Yerelde seçim için yapılan bazı atraksiyonların muhatabı Yılmaz Büyükerşen'in adı geçen kişiyi muhatap almasını yadırgadık.
Zira sıkletler eşit değil.. Hem CHP'nin nilletvekillerinin muhatap olması gereken bir konuyu Yılmaz Hoca'nın üstlenmesinin gereği de yok bizce.
Yılmaz Hoca demişken...
Biliyorsunuz yerel seçimlerde en son adaylığını açıklayan Büyükerşen olurdu. Partiler, partililer, basın günlerce hocanın kararını beklerdi..
Bu defa tam tersi oldu. En erken açıklayan Yılmaz Büyükerşen oldu..
Siyasetle uğraşanların, ilgilenenlerin ders çıkaracağı bir durumdur bu..
Biliyorsunuz 14-28 seçimlerinden sonra en büyük travmayı yaşayan CHP'de büyük çoğunluk Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenirken, daha düne kadar genel başkanın kapısında kuyrukta bekleyenler vurun abalıya kuyruğuna girince bir kaos ortamı oluştu.
Moraller bozulup panik ortamı meydana geldiğinde Yılmaz Büyükerşen büyük bir kararlılıkla ben varım dedi.
İşte insanları büyük yapan, lider yapan böyle ortamlarda takındığı tavırdır.
Değişim, değişiklik isteyip de ne yapacaklarına bir türlü karar veremeyenlere örnek olur dileriz..