Eskişehir'de 2 yılda 2 ton verdirdi
Eskişehir Şehir Hastanesi bünyesinde 2 yıldır hizmet veren Obezite Merkezi kuruluşundan bu yana 2 tonu aşkın kilo kaybı başarısı sağladı...
Obezite her geçen yıl dünyada ve Türkiye’de büyük bir sorun haline geliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki obez sayısı pandemiyle birlikte hızla artıyor. Eskişehir Şehir Hastanesi bünyesinde 2018 yılında kurulan Obezite Merkezi, en büyük sebebi hareketsizlik olan hastalığın fiziksel ve psikolojik etkenlerini de araştırıyor.
Adeta bir eğitim kurumu işleyişine sahip olan merkeze gelen obez hastalar, egzersizler yaparak kalori yakıyor. Ayrıca fazla yeme alışkanlığı nedeniyle obezite sınırını aşanlar, psikologlarla yüz yüze yapılan görüşmeler sayesinde yaşam stillerini de değiştiriyor. Bu sayede obez hastalar en sağlıklı şekilde, kendi istek ve azimleri doğrultusunda kalıcı kilo veriyor.
Hekim, hemşire, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist ve halkla ilişkiler birimlerinden oluşan ekiple Obezite Merkezi tam teşekküllü hizmet sunuyor. Merkezde kuruluşundan bu yana 2 binden fazla obez danışan ile temas sağlanırken, bunların 600’den fazlası takipli danışan olarak hizmet aldı. 100’den fazla danışan ise hedefledikleri kilo ve yaşam tarzına ulaşarak sistemden ayrıldı.
“Asıl amacımız hastaların verdikleri kiloları tekrar almamalarını sağlamak”
Merkeze gelen hastalarda asıl hedeflediklerinin yaşam tarzını değiştirerek kalıcı kilo verdirmek olduğunu vurgulayan Obezite Merkezi Sorumlusu Spor Hekimi Uzm. Dr. Mehmet Emin Akçer, “Bizim için öncelik hastalarımızın yaşam tarzı değişikliğini sağlamak. Hastalar beslenme bozuklukları, davranışsal bozukluklar ve fiziksel inaktiviteden dolayı kilo vermekte ve almakta zorlanmaktadırlar. Bize başvuran hastalarımızı 1 yıllık tedavi programına dahil ediyoruz. 6 modülden oluşan bir tedavi protokolümüz var. Uzman hekimler, diyetisyenler, fizyoterapistler, psikolog arkadaşlar ile ortak çalışmalarla bu modülleri uyguluyoruz ve hastalarımızın kilo vermelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Buradaki asıl amacımız kilo verdirmekten ziyade hayat biçimlerini değiştirerek verdikleri kiloları tekrar almamalarını sağlamak” şeklinde konuştu.
“Obezitenin duygusal birçok problemle ilişkili olduğunu görüyoruz”
Obezitede duygusal sorunların etkili olduğunu ve başa çıkma mekanizmaları üzerinde çalıştıklarını dile getiren Psikolog Ezgi Dinibütün Öğrünç, “Hastalarımız buraya geldiklerinde obezitenin duygusal birçok problemle ilişkili olduğunu görüyoruz. Yeme problemleri duyguları içe atmaktan da kaynaklanabiliyor. Bu konularda grup terapileri yapıyoruz. Duygusal yemenin ne olduğuyla alakalı, sebeplerinin neler olduğu ve nasıl başa çıkabileceğimiz gibi konularda konuşuyoruz. Zihnimizdeki bazı düşünceleri değiştirerek davranışlarımıza ve yeme alışkanlığımıza etkisini görmeyi hedeflediğimiz bir süreç uyguluyoruz. Daha çok başa çıkma mekanizmaları üzerine çalışıyoruz. Hastalarımız duygusal yeme ile sorunlarıyla başa çıktıklarını düşünürken buradaki çalışmalarımızla farklı şekillerde üstesinden gelebileceğini fark ediyor. Hedef kilolarına ulaştıklarında çok iyi hissediyorlar. Hedef kilolarına ulaşmasalar bile psikolojik gelişim süreci hayatlarında büyük bir yol ilerlemelerini sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“İlk önce kendimizi kabullenmeyi ve sevmeyi öğreniyoruz”
Obezite Merkezi’ne 1 buçuk yıldır gelen Eda Demirbaş, bu süre zarfında 30 kilo verdiğini belirtti. Merkezde aldığı fiziksel ve psikolojik destek sayesinde hayatının değiştiğini aktaran Demirbaş şunları söyledi:
“Burada 30 kilo verdim. 115 kilogramdan 85 kilogram düştüm. Hedefim 70 kilograma kadar düşmek. Daha 15 kilo fazlalığım var. O yüzden tekrar devam ediyorum. Pandemi sürecinde bir ara verdik. Tekrar gelmeye başladım. Burada sosyal ilişkilerim bile değişti. Çünkü burada farklı bir bakış açısı öğreniyoruz. Hem sağlıklı beslenme hem hayata bakış hem kendimize bakışımız, hepsi değişiyor. İlk önce kendimizi kabullenmeyi ve sevmeyi öğreniyoruz. Sonra çevremizdeki insanlarla ve hayatla olan ilişkilerimizi değiştiriyoruz. Yani yolunda gitmeyen bir şeyler var ki uzman desteğine ihtiyaç duyarak buraya geliyoruz. Devamlılık sağlayarak bu değişimi onlar sayesinde gerçekleştirmiş oluyoruz.”