Altun'dan Azerbaycan'da Türk dünyasına çağrı... "Türklüğün karşısındaki en büyük tehdit"
Azerbaycan'da Türk Konseyi Enformasyon ve Medyadan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türk dünyasına önemli çağrı ve uyarılarda bulundu...
Azerbaycan'da Türk Konseyi Enformasyon ve Medyadan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türklüğün karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerin başında bugün FETÖ gelmekte" dedi. Altun ayrıca, dijital faşizme karşı medya ve enformasyon alanında güç birliği çağrısında bulundu.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Enformasyon ve Medyadan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirildi. Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev başkanlığında yapılan toplantıya Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Haciyev, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kazakistan Bilgi ve Sosyal Gelişim Bakan Yardımcısı Askhat Oralov, Kırgızistan Kültür, Enformasyon, Spor ve Gençlik Bakanı Kairat İmanaliyev, ve Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Enfarmasyon ve Kitlesel İletişim Ajansı Başkanı Asadjon Hodjayev başta olmak üzere üye ülkelerin, ulusal televizyon kanallarının temsilcileri, haber ajansları ve ilgili kamu kurumlarından yetkililer katıldı.
"Türk dünyası olarak güç birliği yapmalıyız"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun toplantıda yaptığı konuşmada, Türk Konseyi’nin ilk toplantısından bu yana uluslararası alanda önemli bir platform haline geldiğini söyledi. Dünyanın hızlı ve kapsamlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiği belirten Altun, "Elbette soydaşlarımız Türk dünyasının dört bir yanında ciddi varoluşsal tehditlerle karşı karşıya kaldı. Özellikle bu süre zarfında Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz’de Türklüğün izlerini silip atmak için sistematik bir kampanya yürütüldüğüne hepimiz şahit olduk" diye konuştu.
Altun, "Türklüğe karşı yürütülen bu saldırıların hedefi yalnızca fiziki mevcudiyetimizle de sınırlı kalmadı, temelde adımızı ve itibarımızı da hedef aldı ve bu söz konusu itibarsızlaştırma çabaları dış kaynaklı olmakla birlikte maalesef içerdeki iş birlikçilerin katkılarıyla devam etti. Algı operasyonları da bu saldırılara eşlik etti. Bu anlamda bu yeni nesil tehditler karşısında bizim Türk dünyası olarak güç birliği yapmamız, birbirimizi koruyup kollamamız ve bu saldırılar karşısında bağışıklık geliştirmemiz bir mecburiyettir" dedi.
“Türklüğün karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerin başında bugün FETÖ gelmekte”
Altun, "Türklüğün karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerin başında bugün FETÖ olarak bilinen Fetullahçı terör örgütü gelmektedir. Bu örgüt yaklaşık 40 yıl boyunca devletimize bir kanser gibi musallat olmuş, en hassas kurumlarımızın kılcal damarlarına kadar girmiştir. Türkiye’ye karşı kurulan komplo, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişiminde somut bir hal almıştır. Adeta bir işgal girişimi olan bu kalkışma sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği ve milletimizin basireti sayesinde engellemiştir. Ancak bu virüsün vücuttan atılması milletimizin çelik iradesine rağmen yıllar sürmüştür" ifadelerini kullandı.
"Söz konusu kanserli virüs maalesef Türk dünyasının diğer yerlerine de sirayet etmiş ve bu virüs farklı şekillerde kendisini göstermiştir" diyen Altun, "Bizim vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları biz hiçbir soydaşımızın teşrif etmesini istemiyoruz. İşte bu nedenle örgütün dezenformasyon kampanyalarına ve Türk devletlerine yabancı servisler namına sızma girişimlerine karşı uyanık olmak gerektiğini açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz. Elbirliğiyle biz ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın bu tür faaliyetlere karşı direncini artırmalıyız” dedi.
"Dünyaya daha iyi anlatılması gerekiyor"
Altun, Türk dünyasının tarihsel kültürel ve beşeri zenginliklerinin dünyaya daha iyi anlatılması gerektiğini söyleyerek, “Binlerce yıllık ata topraklarımız dünyanın başlıca turizm merkezleri arasında yer alabilecek potansiyele sahiptir. Açıkçası Semerkant ve Buhara‘nın, Süleyman Dağı’nın, Tamgalı’nın ve hamdolsun elhamdülillah Şuşa’nın küresel destinasyonlar haline gelmemesi için hiçbir sebep yoktur. Aynı şekilde kendi zenginliklerimizi, tarihsel kültürel zenginliklerimizi kendi toplumlarımıza daha da iyi anlatmalı, Türk dünyasının iç turizmini kültür sanat alanında ortak çalışmaları destekleyici adımları hep birlikte atmalıyız. Bu anlamda bu platformun bu toplantının önemli bir imkan olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
"Medya kuruluşlarımız ve basın çalışanlarımızın kapasitelerini artırmalıyız"
Altun,“Türkiye Cumhuriyeti olarak dezenformasyona mücadele konusunda önemli mesafe kat ettiğimize inanıyoruz. İletişim alanında temel perspektifimizi hakikat mücadelesi vermek olarak görüyoruz ve attığımız her adımda gerçeğe, hakikate hizmet etmeye çalışıyoruz ve sloganımızı da yaşasın hakikat olarak belirlemiş durumdayız. Bu kapsamda en etkili silah kuşkusuz medya kuruluşlarımızın ve basın çalışanlarımızın kapasitesini arttırmaktır. Bunu elbirliğiyle yapmalıyız medya okuryazarlığını yine toplumun tüm kesimlerinde yaymak bu noktada son derece kritik bir husustur" dedi.
"Dijital faşizm gibi bir küresel mesele ile karşı karşıyız"
Burada uygulanması gereken bir diğer önemli tehdidin dijital faşizm olduğunu ifade eden Altun, "Biz bugün iletişim ve medya alanında kamu otoritelerini temsil eden aktörler olarak dijital faşizm gibi bir küresel mesele ile karşı karşıyız ve dijital faşizmle yüzleşmeden, dijital faşizmin tehditlerini bertaraf etmeden vatandaşlarımızın demokratik, siyasal kültür içerisinde, bir müzakere kültürü içerisinde serbest özgür dolaşımını temin etmemiz söz konusu olamaz” diye konuştu.
Altun, bazı küresel şirketlerin küresel bilgi trafiğini kontrol altına alarak gerçeği tekelleştirmeye çalıştığını vurgulayarak, "Çıkarlarına menfaatlerini uymayan bir durum olduğunda bu türden fikirleri doğrudan sansürlediği hep beraber gördük. Siyasetçilerin ve devlet görevlilerinin şiddeti teşvik ettikleri gerekçesiyle susturulduğunu da gördük. Fakat aynı ortamda terör örgütlerinin pekala kolaylıkla terör propagandası yaptıklarını hatta ve hatta bu propagandaların teşvik edildiğini de gördük. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bu dijital faşizmle mücadele etmek için gerekli adımları atmaya başladık. Bu kapsamda sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de temsilcilik açmasını zorunlu hale getirdik ve bugün geldiğimiz noktada söz konusu şirketlerin tamamı yaptırma uğramamak için bu kurala uyumaya başladılar" dedi.
"Medya ve enformasyon alanında güçlerimizi birleştirelim"
Türkiye'nin bu gayretlerinin dünyanın farklı yerlerine de örnek teşkil etmesi gerektiğini belirten Altun, "Devletlerimizin güç birliği yaparak tarafsızlık adı altında gizli, siyasi ve ideolojik gündemlerini insanlarda dayatan bu küresel şirketleri kontrol altına almak durumundayız. Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti olarak iletişim alanında Türk devletleri ile iş birliği yapmaya her zaman açık olduğumuzu, hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu alanda medya ve enformasyon alanında güçlerimizi birleştirelim ve karşı karşıya olduğumuz bu hibrit tehditlerle, bu yeni tehditlerle mücadelede edelim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ savaşında ortaya koyduğu dayanışma ve iş birliğine değinen Altun, “Tüm dünyaya duyulmasını sağladı. El ele verdiğimizde aşamayacağımız engel olmadığını gösterdi. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in talimatlarıyla ve yönlendirmeleriyle Aralık ayında imzaladığımız ve geçtiğimiz günlerde de onay süreci tamamlanan mutabakat zaptı ile birlikte iletişim alanındaki ortaklığımız stratejik iş birliği düzeyine çıktı. Ortak irademizin sembolü olan Türkiye Azerbaycan ortak medya platformu iletişim alanında kurulabilecek ortaklıklar açısından somut ve önemli bir örnek teşkil ediyor" dedi.
Altun, "Biz istiyoruz ki bu iletişim alanındaki stratejik ortaklıklarımızı Türk Konseyi üyeleriyle birlikte daha da genişletelim, daha da güçlendirelim, daha da etkin hale getirelim ve elbette bu noktada biz Kıbrıs Türklerin hak ve hukukunu korunması platform çerçevesinde onların da haklarını korumayı önemli görüyoruz” ifadelerini kullandı. Altun, gelecek yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak Türk Konseyi Enformasyon ve Medyadan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısına kadar tüm üye ve gözlemci devletlerle iletişim alanındaki iş birliğini teşkil etmek istediklerini belirtti.
Türk devletlerinin önündeki hedeflerden birinin de enformasyon ve medya alanında iş birliğini artırmak olduğunu belirten Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Haciyev ise, "Hedeflerimizden biri yeni iş birliği alanlarının belirlenmesidir. Kardeşim Fahrettin Altun ve Türkiye medyasının Dağlık Karabağ savaşında gösterdikleri desteğe değinmek isterim. Onlar, Azerbaycan'ın hakikatlerini hem Türkiye hem de dünya medyasında duyurulmasında önemli rol oynadı” dedi. Azerbaycan ve Türkiye arasında medya platformu oluşturulduğunu vurgulayan Haciyev, Türk Konseyi bünyesinde böyle bir medya platformu oluşturulmasına da ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a toplantıda, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Erkan Özoral da eşlik etti.