Erdoğan mı Kılıçdaroğlu mu? Türkiye, ABD ve FETÖ'ye ders mi verecek, teslim mi olacak? 

Erdoğan mı Kılıçdaroğlu mu? Türkiye, ABD ve FETÖ'ye son dersi mi verecek, teslim mi olacak? medyamidas.com son gelişmeleri analiz etti... 

SİYASET 12.05.2023, 16:52 12.05.2023, 17:06
Erdoğan mı Kılıçdaroğlu mu? Türkiye, ABD ve FETÖ'ye ders mi verecek, teslim mi olacak? 

Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken dünyada tüm gözler Türkiye'nin üzerinde...

FETÖ'cülerin yaydığı sahte iddialar ve sahte kaset kumpası sonrasında Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi ile seçim daha da kritik bir dönemece girdi. Kılıçdaroğlu'nun Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi sonrasında sahte kaset ve şantajlarla ilgili direkt Rusya'yı suçlayan bir açıklamada bulunması da dikkat çekti. Kılıçdaroğlu'nun söz konusu iddia ve sahte görüntüleri yayanların FETÖ'cüler olduğu kamuoyunda genel kabul görürken, FETÖ'cüleri aklarcasına böyle bir söylemde bulunması akıllarda soru işaretleri yarattı. 

ABD'ye uzun süredir toz kondurmayan, FETÖ ile ilgili net açıklamalar ortaya koyamayan Kılıçdaroğlu neden şimdi Rusya'yı suçluyor ve seçim öncesi gündemin ortasına atıyor?

15 Temmuz ve sonrası neler oldu... 

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye - ABD ilişkilerinde yeni bir dönemeç başlamıştı. Fetullah Gülen'i halen Pensilvanya'da koruyan ve Türkiye'ye iade etmeyen ABD'nin darbe girişimindeki rolü de iktidar kanadı tarafından açıkça dile getirilmişti. 

Bu süreçte ABD yönetimi Türkiye'ye yönelik ağır yaptırımlar gündeme getirirken, Rusya ve Putin ile ilişkilerini geliştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış politika açısından önemli adımlara imza attı. 

ABD ve Batı'daki bazı ülkelerin karşı çıkmalarına ve engelleme çabalarına karşın Türkiye, ABD ile karşı karşıya gelme pahasına önemli adımlar attı. 
Türk savunma sanayisinin hızlı gelişimi bunlardan biri oldu. Yıllardır yerli ve milli silahlarını ve hava araçlarını üretemeyen Türkiye büyük bir hamle ile kendi İHA, SİHA, tank, uçak, helikopter ve savunma silahlarını yerli ve milli olarak üretir hale geldi. 

Bu dönemde, milli savunma sanayisinin gelişmesi ile birlikte Kuzey Irak'ta ve ülke içinde terörle mücadelede büyük ilerleme kaydedildi. 
Akdeniz'de petrol, Karadeniz'de doğalgaz bulan ve çıkarmaya başlayan Türkiye, teröristlerin yuvası olan Gabar gibi bölgeleri de terörden temizleyerek kendi petrolünü çıkarmaya başladı. 

Rusya ile yakın ilişkiler sonrasında dış politikada atılan doğru adımlarla Azerbaycan ile daha güçlü bir işbirliğine giren Türkiye, verdiği destekle Azerbaycan'ın Ermenistan işgalindeki Karabağ bölgesini, ABD ve Batılı devletlerin tüm karşı çıkmalarına rağmen işgalden kurtarmasını sağladı. 
Erdoğan'ın özellikle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile FETÖ konusunda taviz vermeden ilerlediği dış politikadaki adımlar Türkiye'nin dünyadaki etkisini güçlendirirken, Türkiye'yi ABD ile daha eşit konuşur ve tavır alabilir hale getirdi. 

Putin ile yakınlaşan Erdoğan, Ukrayna savaşında ise bir anlamda Rusya'nın da karşısında durdu, Ukrayna'ya satılan ve Rus ordusunun ağır kayıplar vermesine neden olan Bayraktar SİHA'lar dünyada efsane haline geldi. 

Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali için Rusya ile işbirliğine giden Erdoğan,  Suriye gibi konularda da Putin ile Türkiye'nin çıkarlarını korumaya yönelik adımlar atmayı başardı. 

Erdoğan ve AK Parti bu süreçte ABD ve FETÖ konusunda net tavrını sürdürürken, Kılıçdaroğlu ve muhalefetin ABD'ye yakınlaşmaya yönelik attığı adımlar gözlerden kaçmadı. 

ABD'ye, HDP'ye ve FETÖ'ye yakınlaşan bir CHP ve CHP'den uzaklaşan Muharrem İnce ve Atatürkçüler... 

Geçen süre zarfında HDP'ye yakın çok sayıda ismin CHP kadrolarında kendine yer bulması, ABD ile iyi ilişkilere sahip oldukları bilinen ve FETÖ ile ilgili irtibatlı olduğu iddia edilen isimlerin CHP'de yer edinebilmesi, Muharrem İnce gibi "Atatürkçü, FETÖ ve PKK karşıtı, vatansever" kimliğini öne çıkaran, Mavi Vatan, Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi, milli SİHA'lar üretilmesi gibi birçok konuda devlete destek çıkan birçok ismin partiden tasfiyesine veya ayrılmasına neden olurken, CHP'deki ABD ile yakınlaşma taraftarı isimler çoğalmaya başladı. 

Geçtiğimiz yıl Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye yaptığı ziyaret çok konuşulmuş ve Kılıçdaroğlu'nun ABD'deki Türklerle görüştüğü izlenimi verilen bu ziyaretinin aslında ABD'den icazet alma ziyaretleri olduğu yorumları da yapılmış, ziyaretteki birçok bilinmez ve açıklanamayan nokta da büyük tartışmalara ve eleştirilere neden olmuştu.

6'lı masaya giden süreç... FETÖ, PKK, HDP... 

Kılıçdaroğlu ve yakınındaki isimlerin oluşturduğu 6'lı masa sürecinde FETÖ ve HDP konuları da çok sık şekilde gündeme geldi. Selahattin Demirtaş ve HDP'nin Kılıçdaroğlu'nu desteklemesi, dolayısıyla PKK/YPG'nin de Kılıçdaroğlu'na destek çıkması sonrasında, Kılıçdaroğlu ile nasıl bir anlaşmaya varıldığı halen açıklanmazken, bu anlaşmada ABD'nin nasıl bir rol oynadığı da tartışılmaya devam ediyor. 

Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasından sonra FETÖ ile ilgili net açıklamalarda bulunmaması, Davutoğlu ve Ali Babacan gibi Fetullah Gülen ile zamanında yakınlıkları bilinen ve AK Parti'den tasfiye edilen isimlere Cumhurbaşkanı yardımcılığı verecek olması, KHK'lılar konusunda yaptığı açıklamalar kafalardaki soru işaretlerini arttırdı. 

Öte yandan, Altılı Masa'daki FETÖ ve HDP rahatsızlığına her fırsatta vurgu yapan Muharrem İnce'ye yönelik iftira kampanyaları, FETÖ'cü ve HDP'li olduğu bilinen hesaplardan yapılan sahte paylaşımlar konusunda hep sessiz kalmayı tercih eden Kılıçdaroğlu, son olarak sahte kaset kumpasında sessizliğini bozdu. Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi sonrasında ise çok dikkat çeken bir paylaşımda bulundu... 

Kılıçdaroğlu FETÖ'yü hiç anmazken neden Rusya'yı suçluyor?

Kılıçdaroğlu, "Sevgili Rus Dostlarımız, Dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız" paylaşımını Rusça olarak da paylaştı. 

Uzmanlar Kılıçdaroğlu'nun montaj ve kumpas konularındaki mesaj ve paylaşımlarda FETÖ'yü hiç anmamasına dikkat çekiyor... "Dark web" iddiası ile ilgili de, Muharrem İnce'ye yönelik montaj ve kumpas paylaşımları yapılırken de FETÖ ile ilgili hiçbir şey söylemeyen Kılıçdaroğlu'nun bu tavrının, Kılıçdaroğlu'nun seçim öncesi ABD ve FETÖ ile anlaştığı iddialarını da kuvvetlendirdiği konuşuluyor.

İşte tam bu noktada, ABD'ye yönelik ılımlı ve olumlu söylemlerini artıran Kılıçdaroğlu'nun Rusya'yı işin içine katan ve suçlayan açıklamasının çok daha endişe verici anlamları olabileceği de gündemde... FETÖ'nün Kılıçdaroğlu'nun gündeminde hiç olmaması, seçimi Kılıçdaroğlu'nun kazanması durumunda ABD'ye karşı verilecek tavizler yanında, Türkiye'de terör örgütü FETÖ'yü ve Fetullah Gülen'i yeniden meşru kılacak bir zemin oluşturulabilir mi sorusunu da akıllara getiriyor... 

Erdoğan "ABD'ye bu seçimde bir ders vermemiz lazım" demişti 

Öte yandan Kılıçdaroğlu'nun Rusya'yı suçlayan bu son açıklaması, Cuhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ile ilgili geçtiğimiz günlerde yaptığı önemli bir açıklamayı daha akıllara getirdi. 

Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Jeff Flake'in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaretine tepki göstererek, "Bizim kapılar kapandı ona" demiş ve eklemişti: "Amerika'ya bu seçimlerde bir ders vermemiz lazım."

Türkiye neyi seçecek?

Türkiye kritik bir seçimin eşiğinde... 

Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu? sorusu bir yandan da uluslararası ilişkiler uzmanları ve stratejistler tarafından Türkiye'yi önemli bir ayrıma götürecek bir soruya dönüştürürken, gücünü kaybedecek bir Türkiye'nin bölgedeki ve dünyadaki dengeleri de değiştirebileceği ifade ediliyor. 

Seçim sonrasında, ABD'ye de Rusya'ya da bağlı olmayacak, FETÖ'yü halen koruyan ABD'ye önemli ders vererek yoluna devam edecek güçlü bir Türkiye mi?

Yoksa, kaderini yeniden ABD'ye ve ABD'nin koruduğu FETÖ'ye teslim edecek bir Türkiye mi?

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@