Eskişehir ‘gaza gelmekte’ dünya 8’incisi…
Bir internet sitesi ilginç bir çalışma başlattı. Numbeo sitesinde, sanıyorum 4 ya da 5 yıl önce başlayan anket çalışmasında, üyeler girip kendilerine göre “dünyanın en güvenli şehri” için oy kullanıyor. Site üyesi kişiler hemen her yıl “Eskişehir’e yüksek not” veriyor ve bizde de başlıyor bir tartışma…
Her yıl, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen bunu hemen sosyal medya hesaplarından paylaşıyor ve İstanbul medyasındaki yakınlarını devreye sokturup haber yaptırıyor. Yerelde birileri işi “Eskişehir dünyada ilk 10” seviyesizliğine indirip, manşetin yanına Büyükerşen’in fotoğrafını koyarak “algı” işine girişiyor, sonra Eskişehir Valiliği, Eskişehir AK Parti yöneticileri de başlıyor, “İçişleri bakanımıza, Emniyet müdürümüze…” diye uzanan bir listeye teşekkür etmeye…
Nereden baksan komik…
Nereden baksan… Neyse…
Bugün, sosyolog Prof.Dr. Nadir Suğur’dan bu konuda bir görüş aldı arkadaşlarımız ve medyamidas.com’da haber yaptık: “AK Partililer de CHP’liler de yanlış yapıyor…”
Haberi okudunuz sanırım…
Ben şöyle söyleyeyim özetle, “numbeo” internet sitesine üye 72 kişi, Eskişehir için yüksek oy kullanmış…
Bu kadar!
72 kişi…
Yani, şöyle ufak çaplı bir örgütlenme yapsak ve üye çalışması gerçekleştirsek, Nadir Suğur hoca diyor ki: “Suriye’nin Halep şehrini en güvenilir, İzlanda’nın başkenti Reykjavik’i de en güvensiz şehir yapabilirsiniz…”
Ne yani…
Şimdi o kadar sevindik, Yılmaz Büyükerşen’i arşı âlâya, Emniyet Müdürümüz ile İçişleri Bakanımızı Mars’a kadar yükselttik ve “güvenli şehir değil miyiz” yani!..
İşin uzmanı, sosyolog Prof.Dr. Nadir Suğur diyor ki: “Öyle küçük bir anket ile bir şehir için güvenli ya da güvensiz denilemez. Bu anketten yola çıkarak yorum yapmak, rahmetli Uğur Mumcu’nun söylediği gibi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya benzer…”
Konuşalım biraz…
***
Dün akşam saatlerinde Suat Yalnızoğlu, twiter’da Cumhur Calban ile giriştikleri bir tartışma sonucu bir tweet dizisi yayımlayarak, “Haydi bakalım gazeteciler araştırsın, Eskişehir güvenli mi değil mi?” dedi…
Zaten bütün sorun Cumhur Calban’dan çıktı!
Yıllar önce Özgür Tıkız yazmıştı bu sitedeki yanlışlığı ve anketin mantıksızlığını bu yıl da Cumhur Calban…
Hepimiz ne güzel, “Biz dünyanın 8. güvenli şehriyiz, ne güzel, cıs tak tak, cos tak” diye seviniyorduk, kalktı bir tweet attı ve dedi ki: “72 kişinin verdiği oyla kendimizi ‘güvenli’ ilan ederken, nasıl bir tufaya düştüğümüzün farkında mıyız?”
Cumhur daha bir kibar söyledi, ama ben böyle yazdım!
Neyse, ben de Suat Yalnızoğlu’nun tweet dizisinin altına, “Bu araştırma, biz gazetecilerin değil, sosyologların işi, onlar araştıracak biz, araştırma sonuçlarını yayımlayacağız” dedim ve Prof.Dr. Nadir Suğur hocamızı mention’ladım…
Görüldüğü gibi sosyal medya tabirlerine de hâkimimdir efem. :)))
(Yukarıda ismi geçenleri tanımıyorsanız, biraz twiter ve facebook’ta dolaşın lütfen)
Bugün de Nadir hoca ile kısa bir telefon sohbeti gerçekleştirdik…
Kendisi bana hak veriyor: “Bundan yıllar önce, Hanefi Avcı, Eskişehir Emniyet Müdürü iken kendisinden, Eskişehir’in son 5 yılının kayıtlara geçmiş suç verilerini istemiştik. Sonra bilinen olaylar gelişti, ardından da gündem aktı ve çalışmayı yapamadık.
Aslında, bir yerleşim yerinin ‘güvenli olup olmadığını’ tespit etmek hem kolay değil hem de bilimsel veri olarak netleştirdiğini sanmak doğru değil. Biz, bir fikrimiz olsun diye böyle bir çalışma yapmak istemiştik.
Önce bu verileri elde edecek, sonra alan çalışması yürütecek ve üstüne çok geniş bir örneklem ile anket çalışması yürütüp görüşmeler yapacaktık. Bütün bu çalışmalar sonunda Eskişehir’in güvenli bir şehir olup olmadığı konusunda, ufak bir veri bankası oluşturacak ve aslında bu şehirde yaşayanların, yaşadıkları şehri güvenli bulup bulmadıklarını dile getirmiş olacaktık. Tabii ki ‘Eskişehir, Türkiye’nin neresinde’ diyebilmek için de aynı araştırmanın, aynı kapsam ve büyüklükte, Türkiye’nin diğer 80 şehrinde de yapılıp sonra karşılaştırılması gerekiyordu.
Ayrıca, güvenli şehir algısını ölçmek de çok zor. Eskişehir’in bir mahallesinde yaşayan kişi, kendisi için o mahalleyi güvenli bulurken, başka birisi o mahalleyi tamamen güvensiz bulabilir. Ya da Türkiye’deki bir şehirde yaşayanlar başka bir şehri güvensiz bulabilir. ABD’de yaşayan birisi için ‘Ortadoğu’daki Türkiye’ güvensiz gelirken, Konya’daki birisi için, New York güvensizdir belki.
Diyelim ki bir şehir güvenli, peki orayı güvenli şehir yapan kimdir? Bu da üzerinde uzun uzun çalışılması gereken bir konu…
Bütün bu çalışmalar yapılmadan, kimse, hiç kimse bahsettiğimiz bir yargıda bulunamaz, bulunmamalı…”
***
Ne diyor Nadir hoca: “Eskişehir, Türkiye’nin 1. ve dünyanın da 8. güvenli şehri” diye bir cümle kurulamaz…"
Eskişehir, dünyanın 80. ya da 800. ya da 8800. güvenli şehri de diyemeyiz…
Bu konuda yapılmış bir çalışma yok, o yüzden hiçbir şey söyleyemeyiz…
Peki, neden bütün şehir birden bire, hiçbir bilimsel yanı olmayan, üfürme, uydurma, geçersiz bir anketin peşinde koşarak coştuk ve eller havaya yapmaya başladık?
Yılmaz Büyükerşen yüzünden…
Peki, Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen, Prof.Dr. Nadir Suğur’un söylediği gerçekleri bilmez mi?
Bilmez olur mu, kendisi de bilim adamı sonuçta…
Ancak, olmayan bir veriyle bile Eskişehir’in ismini ntv ya da Habertürk gibi kanallarda geçirtip kendisine övgü toplarsa kendi seçmeni, “Aaa ne güzel, çevremdeki herkes Yılmaz Büyükerşen’e oy verdiğim için bana kızıyordu. 10 yıldır bu şehre hayvanat bahçesi ve heykelden başka hiçbir şey yapmayan birine oy verdiğim için ben de üzülüyordum. Bak, Eskişehir’i, dünyada ilk 10’u yapmış” diyecek ve yıllardır yaptığı gibi, boş işlerle hem kendisini hem de tıpış tıpış sandığa gidip kendisine oy veren yüz binlerce kişinin içini rahatlatmış olacak!
Yılmaz Büyükerşen böyle bir algı çalışmasına girince…
“Yav arkadaşlar böyle bir şey söyleyemeyiz, Eskişehir, Türkiye’nin en güvenli şehri değil” mi diyecek bu şehrin Valisi, AK Partili milletvekilleri ve AK Parti il başkanı?
Nasıl desinler…
Onlar da başlayacak, “Eskişehir’i, dünyanın 8. güvenli şehri yapan şuna, buna, ona teşekkür ederiz” demeye…
Yazık, hem de çok yazık…
Pınar Turhanoğlu Gücüyener’in yazdığı gibi, aslında neden hemencecik mutlu oluyoruz ki?
Yoksa Eskişehir’de yaşayan yüz binlerce insan, şehirlerini övmek ve şehirlerini farklı bir yerde görmek için can mı atıyor, çaba mı harcıyor?
Acaba diyor insan…
Acaba Eskişehir son yıllarda hiçbir şey yapılmadığı için, gram ilerleme kaydetmedi de bu şehirde yaşayanlar, şehirlerinin övülmesine aç mı kaldı?
Acaba Yılmaz Büyükerşen, seçmenine, ünlü hikâyedeki, “Stalin’in yanından ayrılmayan tavuk” muamelesi mi yapıyor?
Hııı…
Yok, yapmıyordur…
Yılmaz Büyükerşen yapsa yapsa algı çalışması yapıyordur, başka bir şey yapar mı hiç kendisi