17.06.2021, 08:56

Muhalefet Biden'dan ne bekliyordu?

Brüksel'deki NATO toplantısı kritik bir zamanda gerçekleşti. Son yıllarda dünyada oluşan askeri, ekonomik pozisyonların, müttefik , rakip, düşman kategorilerinin yeniden tanımlanması ve yerli yerine oturtulması beklenen bir toplantıydı. Zaten Çin ve Rusya'nın yeniden tanımlanmış olması toplantının sonuçlarından biri oldu.

Ukrayna'nın da birliğe katılması söz konusu oldu ama o işin zor olacağı görülüyor. Rusya'nın vereceği tepki düşünüldüğünde NATO için kârdan çok zarar anlamına da gelebilir...

Toplantının dünya dengeleri açısından olduğu kadar Türkiye açısından da büyük önemi vardı. Türkiye'nin NATO'daki yeri, Batı ülkeleriyle ilişkisi, ama özellikle ABD ile ilişkileri açısından belirleyici bir toplantı olacaktı. Çünkü Biden ile Erdoğan ABD seçimlerinden bu yana ilk kez yüzyüze geleceklerdi. Biden'ın Erdoğan ve Türkiye'deki mevcut iktidar için iyi şeyler düşünmediği herkesin malumuydu. Acaba Biden ve ABD'nin Erdoğan ve hükümeti tümden gözden çıkardığı, hatta düşman olarak tanımladığı, çok sert bir ortam oluşur muydu?

Muhalefetin heyecanla böyle bir beklentiye girmiş olduğu görülüyordu. Görüşmeden işlerine yarayacak bir sonuç çıkmayınca büyük bir rezalete imza attı muhaliflerin bir kısmı. Biden ile Erdoğan'ın selamlaşma anındaki görüntüsünü, çekim açısının azizliğinden de faydalanarak Sayın Erdoğan sanki Biden'ın elini öpmüş gibi bir algı çalışmasının konusu yapmaktan bile çekinmediler. Tüm muhalefet onaylamadı elbet bu algı çalışmasını ama bu fotoğrafın paylaşıldığı hesaplara yapılan yorumlara bakınca epey destek gördüğü de anlaşılıyor...

Peki, NATO toplantısı ve Biden-Erdoğan görüşmesi en kötü şekilde nasıl gelişebilirdi ?

NATO'nun en başta Sovyetler Birliği karşısında demokratik değerleri savunmak için de kurulmuş, askeri olmakla birlikte aynı zamanda siyasi bir örgüt de olduğu vurgusu yapılır ve adı açıkça söylenerek yada adrese teslim bir tarifle Türkiye'nin bu değerlere uymadığı belirtilirdi. Türkiye'deki mevcut iktidar uygulamaları ile NATO'nun demokrasi değerlerinin örtüşmediği ifade edilirdi. 

Akdeniz'de Türkiye'nin başka bir NATO ülkesine karşı uyguladığı caydırıcı askeri girişimlerden şikayet edilir, Akdeniz'deki enerji kaynağı arama girişimlerinin onaylanmadığı söylenirdi. 

Suriye, Libya, Irak vs. ülkelerdeki Türkiye varlığından rahatsızlıklar belirtilirdi. S-400'ler konusunun NATO ile ilişkinin tümden kesilmesi sebebi olabileceği söylenebilirdi. 

Biden ile görüşme sonundaysa Biden tarafından kara para aklama, uyuşturucu ticareti, "cihatçı örgütlere" silah yardımı gibi konulardan söz edilebilir ve Türkiye açıktan yada kapalı olarak suçlanabilirdi... 

Böyle bir tablo sonunda ABD'deki Halkbank davasının gidişatının kötü olacağı anlaşılabilir, ülkemize büyük cezalar çıkması beklenirdi. Dolar fırlar, borsa dip yapardı... Kaotik bir ortam oluşurdu... Zaten epeydir erken seçimle yatıp erken seçimle kalkan muhalefet müthiş bir özgüven kazanır ve ülkeyi iyice seçim havasına sokmaya çabalardı. Biden-muhalefet el ele mutlu günlere uzanıp giderlerdi... 

Olmadı... 

Erken seçim umutları da pörsüdü... Muhalefet artık mecburen normal seçim zamanını bekleyecek... Anketlerle falan seçimlerde iktidarı alacaklarına o kadar inandılar ki artık sokaklara da o denli yüklenemiyorlar. Çünkü iktidar umuduyla sokak arasında her zaman bir ters orantı var... Siyasi hareketin sandıkla iktidar olma umudu ne kadar azsa sokaktan medet umma oranı o denli yüksek oluyor... 

Anketlerin muhalefete verdiği umut, muhalefetin sokak atraksiyonlarını da kilitlemiş durumda... Biden-Erdoğan görüşmesinden muhalefetin beklediği sonuç da çıkmadığına göre muhalefetin en azından normal seçime kadar uslu uslu sandığı beklemekten başka çaresi kalmadı...

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@