Mesleğini 'aşkla' sürdüren Irak’ın fotoğraf sanatçısı: Samire Muzil
Irak’ın güneyindeki Meysan vilayetinde yaşayan 75 yaşındaki Samire Muzil, babasından devraldığı fotoğrafçılık sanatını ilk günkü aşkla devam ettiriyor.
Muzil, saçları aklarla bürünse de çok sevdiği fotoğraf makinasını elinden bırakmıyor. Doğduğu toprakları fotoğraf kareleriyle kayda alan Samire Muzil’i memleketinde tanımayan yok.
Irak’ın neredeyse tek profesyonel kadın fotoğraf sanatçısı olan 1947 doğumlu Muzil'in evinin bahçesinde, kendi adını taşıyan bir fotoğraf stüdyosu bulunuyor.
Iraklı fotoğrafçının çalışma odasının duvarları da çektirdiği siyah beyaz fotoğraflarıyla süslenmiş durumda.
Mesleği, foto muhabiri olan babasından öğrendiğini ifade eden Muzil, sözlerine şöyle devam etti:
"Ben gençken babam göz doktorunun yanlış müdahalesi sonucu gözünü kaybetmişti. Babam engelli olunca aile olarak ekonomik durumumuz çok kötü oldu. Babam ilk başlarda kız çocuğu ve öğrenci olduğum için bana fotoğraf çekmeyi öğretmek istemedi ancak ısrarım üzerine ikna oldu.
Babam, bana siyah beyaz fotoğraf çekmenin yanı sıra fotoğrafı işleme ve çıkarma işini de öğretti. İlk başlarda fotoğrafları yamuk çekiyordum. Mesleği iyice öğrendikten sonra babam kendi adına tapulu bir arsasını satarak bana o dönem çok iyi bir fotoğraf makinası aldı."
Muzil, Meysan halkının üçte ikisinin fotoğrafını çektiğini söyleyerek, daha çok ailelerin fotoğraflarını çekerek, onların düğün ve doğum günü gibi mutlu anlarına şahit olduğunu dile getirdi.
"Beni hapse atanlar yok olup gitti ama ben sevdiğim mesleğimi hala sürdürüyorum"
1963'te dönemin Cumhurbaşkanı Abdulkerim Kasım'a karşı Baas Partisi'nin düzenlediği kanlı darbede siyasi görüşünden dolayı yıllarca hapis yattığını söyleyen Muzil, yaşadığı acı dolu günleri şu ifadelerle anlattı:
"Bir grup genç, Baas Partisi'nin darbe girişimine karşı broşürlerin fotoğrafını çekmemi istedi. Ben ilk başta bu taleplerini yerine getirmeyeceğimi söyledim, daha sonra söz konusu broşürlerin fotoğrafını çekip basımını da yaptım ve onlar bunları kentin her yerine asmaya başladı.
Baasçılar, darbe karşıtı bildirilerin benim elimle basıldığını öğrenince gece yarısı evimizi bastılar ve bildirinin orijinal nüshasını buldular. Evi basan kişilerden biri saçımdan çekerek babamın yanına getirdi, babam buna direnince kendisini dövdüler ve benimle erkek kardeşimi hapse attılar. Hapiste her çeşit işkenceye maruz kaldık.
Hapishanede yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle dünya kamuoyunun gündemine gelince özel bir kararnameyle hapisten çıkarıldım. Beni hapse atanlar yok olup gitti ama ben sevdiğim mesleğimi hala sürdürüyorum. Meysan halkının fotoğrafçılık konusunda bana olan güveni de benim için onurdur."
"Fotoğraf makinesi benim geçmişimi ve bugünümü inşa eden bir değerdir"
1980'lerde de ailesinden bazı kişilerle hapis yattığını aktaran Muzil, "Bir keresinde de benim yerime fotoğraf makinamı iple sokakta sürükleyip karakolda günlerce beklettiler ve beni işimden uzak tuttular." dedi.
Iraklı emektar fotoğrafçı, "İcra ettiğim fotoğraf sanatı hala tek gelir kaynağım. Fotoğrafçılık yüzünden ömrümün yarısı hapislerde çürüdü. Fotoğraf makinası benim geçmişimi ve bugünümü inşa eden bir değerdir. Fotoğrafsız bir hayatı asla düşünemem."
"47 yıl sonra vesikalık fotoğraf çektirmek için yine Samire hanıma geldim"
Vesikalık fotoğraf çektirmek için Muzil'in fotoğraf stüdyosuna gelen Ahmed Zamad Muhammed, "Samire hanım, çocukken nüfus cüzdanı ve okul kaydı için istenilen fotoğraflarımızı çeken kişidir. Samire Muzil, bizim çocukluğumuzdur ve güzel anılarımızdır. 47 yıl sonra vesikalık fotoğraf çektirmek için yine Samire hanıma geldim." ifadelerini kullandı.